Londralı mimarlık ofisi Studio Weave, geleneksel İngiliz kır evine ahşaptan yapılmış bir sanatçı inziva mekanı ekledi.
Studio Weave, Devon, İngiltere’de yer alan geleneksel bir kır evine, çevre peyzaj ile ilişki kuran ahşap kaplama bir yapı ekledi. Ofis, Blackdown Hills’deki taş kulübeye eklenen iki katlı ek yapıyı, esnek misafirhane, aile ve misafir sanatçılar için bir çalışma alanı sağlamak üzere tasarlamış.
Arazinin kökeninin yerel bir kum havuzu olmasından dolayı Made of Sand olarak adlandırılan bu ek yapı, Londra ile bu tenha kırsal sığınak arasında yaşayan bir aile için yaratılmış. Ek yapı, kırsal çevreye uyum sağlamak için malzemeyi kullanan, çağdaş, çevresinden ayırt edilebilir bir ek olarak tasarlanmış.
“Made of Sand, imzamız olan teknik hassasiyeti organik ve doğal bir bağlamda dengeliyor. Eski ve yeni, iç mekan ve dış mekan malzemeleri arasındaki karşıtlık, yeni alanlarda belirgin bir dinlenme ve rahatlama duygusu yaratmak için ön plana çıkarılmıştır.”
Studio Weave direktörü Je Ahn
Ek, ana kır evinden bağımsız olacak şekilde tasarlanmış. Böylece konuklar veya yerel topluluklar, çalışırken veya zanaat yaparken doğayla bağlantı kurabilecekleri özel bir alanda yaşayabiliyorlar.
Kübik yapı, onarımı gereken mevcut bir garaj ve atölyenin yerini alıyor ve kır evi ile restore edilmiş bir taş merdiven arasında konumlanıyor. Yeni kanat, mevcut taş yapıyla güçlü bir kontrast oluşturan geometrik ahşap cephelerle eski kulübeyi çevreliyor. Ana cepheye dahil edilen geniş camlı açıklıklar ise, Blackdown Hills manzarasına yöneliyor.
Yamaç boyunca binanın arkasına uzanan bir yol, merkezi bir giriş holüne, çatı pencereleri ve asma kat pencereleri ile aydınlatılan paslanmaz çelik bir mutfağa götürüyor. Zemin katta ayrıca tesisin önündeki çayıra açılan bir yatak odası bulunuyor. Merdivenler, ağaç hizasında köşe pencereli bir yaşam alanına çıkıyor.
Ek yapı, yerel bir kerpiç ev yapım uzmanı tarafından inşa edilmiş ve el yapımı tekniklerini öne çıkaran ayrıntılara sahip.
Studio Weave, “Pas renkli kil duvarlar, kapı çerçevelerine yumuşak bir şekilde kıvrılıyor ve elle ayrı ayrı kesilmiş ahşap duvar doğramaları, özel bir müşteri, mimar ve yüklenici ortaklığının gösterdiği özeni ve dikkati gösteriyor.”
İç mekanlar, yapının ortamını tamamlayan ve yapımında yer alan zanaatkarlığı ifade eden bir malzeme paletine sahip. Cepheler, çevredeki ormanlık alanı yansıtmak için zamanla griye dönüşecek olan kırmızı batı sediriyle kaplanırken iç mekânda kil, pişmiş toprak ve pirinç gibi doğal malzemeler kullanılmış. Douglas köknarından yapılmış tavan alt yüzeyleri, gömme pencere oturma yerleri ve duvar deposu dahil olmak üzere sürekli olarak tekrar ediyor.