Geçtiğimiz hafta sonuçlanan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Odak Alanları Fikir Projesi Yarışması'na dair jüri raporu aşağıdaki gibi sunulmuştur.
Jüri şartnamede de vurguladığı üzere; önerilen projelerin, alanın güçlü değerlerinin oluşturduğu kimliği göz önüne alarak incelemiştir. Değerlendirme sürecinde önerilen çözümler ve Gelibolu Yarımadası üst kimliği ile kurulan ilişki arasında bütüncül bir yaklaşım aranmıştır. Peyzaj, endüstri ürünleri tasarımı, grafik tasarım, işletme gibi ana problemlerin birbirleri arasındaki uyum ve tutarlılıkları önemsenmiştir. Kentsel ortamlara ilişkin tasarım hizmetleri değil, alanın doğal, tarihsel ve simgesel değerlerini vurgulayan ve alana ağır müdahaleler yapmayan çözümler ve düşünsel öneriler öne çıkarılmıştır.
Genel bir planlama ile başlama çabası gözlenmiştir. Öneride tematik turlar kurgusu yerinde bir yaklaşım sayılmakla birlikte güncel talepleri ne ölçüde karşılayacağı, ya da yönlendirebileceği tartışılmadan bırakılmıştır. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na dair bir kimlik veya dil önermek konusundaki tutumu yetersiz bulunmuştur. Odak alanlar için tasarım kararlarına erişirken bu alanların soyutlanmış mekânsal analizleri özgün ve olumlu bir tutum sergilemektedir. Odak alanları birbirine bağlayan ring sistem önerisi olumlu bulunmuştur. Peyzaj tasarımının yerin bağlamı ile yeterince örtüşemediği ve çevresel kurguda kopmalar olduğu gözlenmektedir.
Grafik kimlik tasarımı bazı ürün tasarımlarında ve kent mobilyalarında güçlü bir bileşen olarak uygulanmış ancak bir çoğunda da kullanılmamıştır. Bu durumda tüm ürünlerde bir tasarım ve kimlik bütünlüğü yakalanamamaştır. Bilgilendirme panolarında kullanılan detaylandırma diğer tabela ve ürünlere yansımamaktadır. Ürün tasarım çözümleri arasında form, malzeme ve doğaya duyarlılık anlamında farklı yaklaşımlar gözlenmiştir. Önerdiği OSP birimlerinin saçaklanarak alana yayılması abartılı bulunmuştur.
Logoda tercih edilen tasarım dilinin projenin geneline yansımadığı düşünülmüştür. Logonun ağırlığı tarihi bir parka kimlik verebilecek yapıyı sağlamamaktadır. Piktogramların dil birliğinde kopukluklar olduğu tespit edilmiştir.
Varolan genel atmosferi sunuşuna aktarma becerisi ve alanın bütününe dönük bir dil oluşturma konusundaki kararlılık olumlu bulunmuştur. Açık alan düzenlemelerinde doğa ile kurduğu duyarlı ilişki, mekan duygusunu sürdürülebilir kılması, yerel peyzaj verileri ile ilgisi kimi odak alanlarındaki çözümler ve cesur önerileri olumlu bulunmuştur. Abide çevresindeki sakin ve becerikli çözüm önerileri değerli bulunmuştur. Buna karşın, kimi önerilerinde (Şahindere odak alan müdahalesi) ve tasarımlarında sergilediği tavrın bölgenin bütünlüğü içerisinde yarattığı aşırı sert ve aykırı duruş olumsuz bulunmuştur. Üst ölçekte, Conkbayırından devam ederek Bigalı-Büyükanafarta yoluna bağlanması önerilen yolun açılması olanaksızdır.
Kimlik konusunun ele alınış biçimi, öngörülen tasarımın çevresel bağlam ile ilgili söylem ve kurgusu başarı ile yorumlanmakla birlikte proje alanlarında topoğrafya ile kurulan ilişki, malzeme geçişlerin detay tasarımlarında eleştirilen noktalar olmuştur.
Ürün tasarımlarında (özellikle kent mobilyaları) farklı malzeme kullanımları genel konsept bütünlüğünü zayıflatmaktadır. Teknik çözümleme çok iyi yapılmış olmasına karşın; malzeme olarak önerilen corten, prekast, bronz ve lamine ahşap birbirleriyle yarışmaktadır.
Proje için tasarlanmış yazı karakterinin tam olarak çözülmediği düşünülmektedir. Logonun küçültüldüğü durumlarda algı problemi yaratacağı düşünülmektedir. Proje genelinde kullanılan grafik dil çok sert bulunmuştur.
Paftalarda genel planlama yaklaşımı yer almamakla birlikte, rapor bu konuda zengin kaynak kavramlar tanımlamaktadır. Güzergah analizleri sırasında, ‘araç’, ‘patika’, ‘otobüs’ ağları ve gezi rotaları ile genel dolaşım analizi yapılmış; sürelere dayalı olarak ziyaretçi kimliği tanımlanmış, odaklar arası deniz bağlantıları düşünülmüş, ancak bunların odak alanlara nasıl yansıyacağı tartışılmamıştır.
Peyzaj rapor ve öngörüleri duyarlılıkla hazırlanmış ancak bunların tasarıma yansıması yeterli düzeyde bulunmamış, bu konuda ölçek ve bağlam sorunları olduğu gözlenmiştir. Özellikle Ertuğrul Tabyası odak alanında zemine, topoğrafyaya yapılan müdahaleler, üretilen sert zeminlerin yer yer abartılması olumsuz değerlendirilmiştir. 57. Alay bölgesindeki anıtsal duvar önerileri eleştirilmiştir.
Bilgilendirme raporu grafik olarak iyi bir şekilde ele alınmıştır. Projenin grafik dili tutarlılığını hemen hemen tüm birimlerde sürdürse de logo ve infografiklerde bazı kopukluklar içermektedir.
Projenin, üst ölçek plan kararlarına ve 1997 çalışmalarına açık referansla sergilediği uyumlu tutum olumlu değerlendirilmiştir. Yarımada bütünü içinde yerleşimler, kullanım ve faaliyetler gözetilerek, yerel toplum ve kaynaklarla bütünleştiren öneriler değerli bulunmuştur. Yapılan analizlere dayanılarak kurgulanan ziyaret programları, randevu sistemi, farklı ziyaret yoğunluk dönemleri; bunlarla bağlantılı öngörülen ‘mekik seferleri’, yol düzenlemeleri olumlu değerlenmiştir.
Minimal tasarım anlayışı, fonksiyonların ilişkiselliği olumlu bulunmuş ancak peyzaj ile ilgili üretilen dilin yer ile kurduğu ilişkisi olumsuz bulunmuştur. Parka dönük üst dili yer’e ait bir peyzaj yaklaşımı ile çözmeye çalışması olumlu bulunmuş, ancak özellikle Ertuğrul Tabyası’nda zorlayıcı bir boyuta vardığı gözlenmiştir.
Ürün tasarımlarının mekanlarla bütünleşmek yerine yüzeyler üstünde ağırlık yaratan unsurlar olduğu gözlenmiştir. Genel yapı olarak kolay hareket edebilen modüler sistemler onay görmüş, yerel malzeme kullanımları ve yerel üretim düşünceleri olumlu değerlendirilmiştir. Projenin genelindeki yalınlık malzemede yer bulsa da form olarak modern, kentsel bir estetik kullanılması eleştirilmiştir.
Logo tasarımı dışında kalan çözümlemeler, özellilkle piktogramlarda kullanılan biçimlerde sert ifadeler olumsuz olarak değerlendirilmiştir.
Öneriler arasında bir üst kimlik arayışı ve kurgulama çabası bu kimliğin arka planındaki düşünceyi kurgulamasındaki becerisi, odak alanlarındaki güzergah kurgusu, odak alanları çevre düzenlerindeki ayrıntılı ve titiz çalışması değerli bulunmuştur. Ancak kimi aşırı tasarlanmış ve ağır mimari ögelerin kullanımı, doğanın fazlaca tasarlanmış ve müdahale edilmiş olması, su öğesinin aşırı ve gereksiz kullanımı olumsuz bulunmuştur. Projenin kurguladığı duyarlı ”sanal dünya” ve senaryo çok etkileyicidir. Ancak projede vurgulanan sessizlik duygusunu güçlendirmek amacıyla görsel sunumlarda kalabalık ziyaretçi gruplarını göz ardı etmesi bir algı yanılsaması olarak yorumlanmamıştır. Üst ölçekte kurgulanması beklenen güzergahlar ile ilgili anlamlı bir öneri getirilmemiştir.
Tasarımdaki sadelik ve yalınlık, kimlik konusunun ele alınış biçimi ve arkasında barındırdığı felsefe ve tasarımdaki sürekliliği olumlu bulunmuştur. Peyzaj yüzeylerinin oluşması, malzeme kullanımı eleştirilmekle beraber yaratılan mekansal anlam ve zenginlik başarılı bulunmuştur.
Alt ölçeklere ve detaylara inme konusundaki titizliği olumlu bulunmuş, ancak bunu yaparken müdahale edilmemesi gereken noktalara düzenleme önermesi, topoğrafyayı dikkate alan genel tutumun belirli odak noktalarında (Şahindere Gerçek Şehirlik Alanı) zaafiyet göstermesi eleştirilmiştir. Ertuğrul Tabyası odak alanını tasvir eden görselin mevcut topoğrafya ve bitkisel doku ile çelişkili bir tutum sergilemesi eleştirilmiştir. Özellikle Conkbayırı Kitabelerindeki önerilen zemin çözümü(keskin tariflenmiş bir sınır oluşturması, havuz önerisi) kitablerin bağlam ile olan ilişkisini koparmaktadır.
Grafik tasarımın 3 boyutlu ürün tasarımına dönüşmesi ve uygulanması konusunda en güçlü proje olarak değerlendirilmiştir. Genel olarak ürün tasarımları ve kent mobilyaları kendi içinde tutarlı, doğaya uygun ve iyi eskiyebilen malzemelerden oluşmaktadır. Formlar gereksiz tasarım ögelerinden uzak, sade ve yalın olarak tasarlanmıştır.Malzemeler ve formlar mekansal tasarımın bir parçası ve katkıda bulunacak şekilde ergonomik unsurlar düşünülerek oluşturulmuştur. Malzemelerin birleşimleri dengeli, estetik kaygıları ön plana çıkarmaktadır. Bazı yapı oluşumları ağır ve yoğun bulunmakla beraber estetik olarak düzeyli ve genel kimlik ile uyumludur. Tüm bunların yanında wc üniteleri, diğer tasarlanan ünitelerden dil olarak uzak bulunmuştur.
Kimlik bağlamında çıkış noktası ve sonuca ulaşma göz önünde tutulduğunda oldukça başarılı bir sonuca gelinmiştir. Logonun tek renk kullanımı üzerinde ufak detaylar ile tekrardan ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. Alandaki yönlendirme çözümlemelerinin inceltilmesi önerilmiştir.
Bölgeye ilişkin makro ölçekli (kıtalararası kuş göç yolları, tarihsel yerleşimler, fauna türleri gibi) ön bilgilerin aktarılması ve kimi verilerin sunulması bu proje için bir planlama stratejisi sağlamamıştır. Kapsamlı araştırma ve tespitlerle hazırlanmış olan raporun hedef ve başarısının tasarım düzeyinde zayıf kaldığı ve mekansal düzen ve kurguda karmaşık bir noktaya gittiği gözlenmiştir. Odak alanlarını tasvir eden görsellerin eskiz düzeyinde kalmış olması ve odak alanlarının topoğrafyasını dikkate almayan anlatımlar eleştirilmiştir.
Ürün tasarımları yapılmamış, katalogdan seçilmiş ürünler genel kimliğe özgün bir katkıda bulunmamaktadır. Logonun tipografik çözümlemelerindeki noktalama işaretleri sorunlu bulunmuştur. Renk kullanımındaki tercih genel anlayışla uyuşmamaktadır.
Planlama anlayışı yalnızca dolaşım ölçeğinde kalmaktadır. Odak noktalarına özgü renk kodlaması, algılama zorluklarına neden olmaktadır. Bu kodlama logoya da taşınmakta ancak gerek formu gerekse renkleri ile anlam yetersizlikleri taşımaktadır. Peyzaj tasarım ve önerileri yetersiz düzeyde kalmış ve üst kimlik ile bütünleşmemiştir. Ertuğrul Tabyası’ndaki araç parkı önerisi konum olarak olumsuz bulunmuştur.
Yönlendirme tabelaları çağdaş bir estetikle açık, net ve kolay anlaşılır bir tasarımla uygulanmıştır. Renk, doku ve form birliğinin bütünsel tasarıma katkısı bulunmaktadır. Hikaye düşüncesi olumlu bulunmuş, ancak bu düşüncenin uygulanma ve okunma durumu zorlayıcı bulunmuştur. Satış birimleri çok iyi çözümlenememiştir. Yapılar bu mekanda ilgisiz bulunmuş ve parkın doğasıyla diyalog kuramamıştır.
Yönlendirme panolarındaki metin istiflemeleri okunma zorlukları doğurmaktadır. Logonun hikayeci anlatımı elde edilen sonucu yorgun bir hale getirmiştir. Fazla naif bir anlatımla kimlik özelleştirilememiş.
Planlama yaklaşımı yarımadada dolaşım konusu ile sınırlı kalmaktadır. Odak alanlarının tasarımında ‘yeşil’, ‘dolaşım’ (oto ve yaya güzergahları ve girişler), kullanımlar, ‘vista’ların analizi yerinde bir yaklaşım oluşturmakla birlikte yeterli sonuçlara erişilememiştir. Topoğrafyanın kademeli olarak ele alınan düzeni, işlevsel kurgu başarılı bulunmuş ancak çevresel bağlam(topografya ve bitki örtüsü) ile özdeşleşmemesi özellikle odak alanlarda olumsuz olarak nitelendirilmiştir. Öneri, parkın bütününe dair bir senaryo oluşturmak ve öneri getirmek konusunda yetersiz bulunmuştur.
Endüstriyel tasarım çözümleri yeterli seviyede bulunmamıştır. Öneriler, projenin geneline yabancıdır ve kimliğe katkısı zayıf kalmıştır. Kimlik bağlamında tasarlanan birimler çağdaş ve özgün bir dilde sonlandırılamamıştır. Logoda seçilen renk, genel anlayışla uyuşmamaktadır.
Bütünden ayrıntıya sorun çözücü yaklaşımı mimari dili bağlamında bütüncül yapısı, aşırı tasarımla yüklenmeyen önerileri, araziye ve çevre değerlerine gösterdiği saygı, önerdiği malzemelerin kullanımındaki ölçülü duruş, sunum ve anlatım dilindeki duruluk jüri tarafından etkili ve değerli bulunmuştur. Kiosk çözümlerine getirdiği bütünsel öneri ve malzeme kullanımı, tasarım bütünüyle uyumlu ve uygulanabilir bulunmuştur.
Conkbayırı’ndan sonra Kocadere Köyü’ne bağlanması önerilen yolun (güzergahı gerekirse revize edilerek) mevcut olmamasına karşın, Kocadere’nin güzergah için oynadığı destekleyici rolü güçlendirebileceği ve yerel topluma katkılarda bulunabileceği düşünülmüştür. Peyzaj tasarımında önerilen fonksiyonların biçimlenmesi, malzemeler için geliştirilen rasyonel çözümler ve çeşitlilik olumlu olmakla beraber, kimlik konusunun ele alınış biçimi ve mekansal kurgu ve yerle kurulan ilişki yeterli olgunluğa ulaşmamış durmaktadır. Sert zemin yüzeyler kontrollü ve kabul edilebilir düzeydedir, ancak seçilen malzemeler sorgulanmalıdır.
Malzeme ve form kullanımı son derece yalındır. İyi eskiyebilen ve doğaya sade dokunuşlarla oluşan tasarımlar yapılmıştır. Yapısal yaklaşımlar bütünleyici, estetik ve doğal zeminle uyumludur. Gereksiz tasarım ögeleri içermemektedir. Ürün ve tasarım detaylarının açıkça gözlenebilmesi naif bir yaklaşım olmuştur. Tasarımların bazıları ile ilgili ergonomik sorunlar da gözlemlenmiştir.
Grafik algı düzeni tutarlı bir şekilde tüm birimlerde sürekliliği sağlamaktadır. Logodaki işaretin ölçeklendirilmesinde ve form algısının gözden geçirilerek daha orantılı bir düzen ve ifade arayışına gidilmesi jüri tarafından önerilmektedir. Yaratılmış olan piktogram serisindeki çözümlemelerin çoğu dilbirliği açısından etkin bulunmuştur.
Projenin alanın bütünü için önerdiği çözümler uygulanabilir, bütün yarımada için genelleştirilebilir, en az müdahale ile çözülebilir niteliktedir.
• 1, 3, 4, 6, 7 ve 8 sıra numaralı projeleri eşdeğer mansiyon ödülüne, layık bulundu.
• 2 sıra numaralı proje, oy çokluğu (Nevzat Oğuz Özer ve Murat Balamir’in karşı oylarıyla) ile üçüncülük ödülüne,
• 5 sıra numaralı proje, oy çokluğu (Umut Südüak, Can Yalman ve Belemir Dalokay’ın karşı oylarıyla) ile ikincilik ödülüne,
• 9 sıra numaralı proje, oy çokluğu (Umut Südüak, Can Yalman ve Belemir Dalokay’ın karşı oylarıyla) ile birincilik ödülüne layık bulundu.
Mecidiye Tabyası’nda yolcu indirme – bindirmenin düşünülmesi beklenmektedir. Aynı zamanda burası için giriş tanımının yapılması beklentiler arasındadır.
Abide’nin doğusundaki şehitlikten Abide’ye yaklaşımdaki tarih çizgisinin kuzeyinde kalan şehitliklerin kaldırılmasının önerilmesi ve bu öneri sonucunda yolun ve girişin yeniden ele alınması beklenmektedir. (Şehitlikler gerekirse doğudaki alana taşınabilir.)
Abide – Morto koyu bağlantısının kurulması beklenmektedir.
İdare tarafından Abide’de bulunan gül bahçesinin yenilenmesi düşünülmektedir. Bu kapsamda gül bahçesinin yeniden düzenlenmesi için öneriler beklenmektedir.
Her odak alanı için şartnamede sayısı ve niteliği ayrı ayrı belirtilmiş olan yapısal elemanların yerlerinin net olarak belirtilmesi beklenmektedir.
Önerilen yol kesitinin tüm odak alanlarında nerelerde uygulanacağının net olarak belirtilmesi beklenmektedir.
Grafik
Logoda sembolleştirilen Abide’nin ölçeklendirmesinin yeniden ele alınması beklenmektedir. Logoda vurgunun yoğunlaştığı “Tarihi Milli Parkı” ibaresinin daha geride kalan “Gelibolu Yarımadası” ibaresi ile eşgüdümünün sağlanması beklenmektedir.
Ürün Tasarımı
Ergonomi sorunlarının çözülmesi beklenmektedir. Korkuluklarda korten yerine yeni malzeme önerisi beklenmektedir. Oturma elemanlarındaki keskin hatların sorun teşkil edebileceği dikkate alınarak çözümler geliştirilmesi beklenmektedir. Tarih çizgisi üzerinde yer alan dikey panellerin ergonomik sorunlarının çözülerek konforlu okuma olanağının sağlanması beklenmektedir.
Yarışmalar yönetmeliğinin 31. maddesi uyarınca, yarışmacıdan yukarıda ayrıntılı olarak tanımlanan revizyonları yaparak, en geç 21 Haziran 2014 saat 11:00’e kadar raportörlük adresine basılı ve dijital olarak elden teslim etmesi beklenmektedir. (Gereken paftaların yeniden basılması yeterlidir.)