29 Mayıs'ta Gezi Parkı'nda başlayan olaylar her gün yeni bir hal alarak devam ediyor...
Gezi’deki ağaçları korumak amacıyla parkta toplanan insanlar gün geçtikçe büyüdü; orantısız güç kullanımına maruz kaldılar ve buna şahit olup engel olmak isteyenler oradaki topluluğu daha da büyüttü. Olayların zihnimdeki kronolojisi birkaç gün sakin, birkaç gün gaz ve TOMA müdahalesi şeklinde yer etti…
Şimdi İstanbul’dan uzakta geçirdiğim birkaç günde olanları yeterince takip edemediğim için son durum hakkında bilgisizim. İstanbul’u bıraktığımda olaylar olay olmaktan çıkıp “park forumlarına” dönüşmüştü… Avrupa ve Anadolu yakasının parklarında akşam saatlerinde toplanan İstanbullular doğrudan demokrasi diyebileceğimiz bir sistemin tohumlarını atıyorlardı… Bu değişim bana kalırsa bir ülkenin başına gelebilecek en güzel şeylerden biri.
Geçen hafta polis tarafından boşaltılarak halka kapatılan Gezi Parkı artık bir mekân olarak değil nasıl yaşamak istediğini ifade eden, talepleri olan insanların zihinlerinde bir sembol olarak yaşamaya devam edecek.
Bu bağlamda Gezi olaylarının başlangıcı olan çevrecilik, beraberlik ve dayanışmayı hayatlarına daha verimli bir şekilde katmak isteyen ebeveynler yeni bir harekete öncülük etmeye başlıyorlar.
“Toplanmahalle” adı verilen bu oluşum, dileyenlerin kendi mahallelerinde bir araya gelerek bazı değerleri yaşatmaları, çocuklara bu değerleri aşılamaları fikri üzerine kurulu. Toplanmahalle’nin fikir anneleri, manifestolarında, büyük şehirdeki yalnız yaşamlarımıza karşı bayrak açıyor ve mahalle kültürünü, yaşadığımız yüzyılın değerleriyle birleştirerek beraber bir şeyler yapmayı yüceltiyorlar. “Bir araya gelerek birçok şeyin değişebileceğini öğrendik, şimdi kendi mahallelerimize sahip çıkıyoruz” diyorlar.
Bu hareket belli ortak değerler altında toplanıyor:
Mahalle- İlişki, iletişim, çevre bilinci, tüketim söylemi, oyun ihtiyacı olan, burada yaşayan ebeveynler bu konuda konuşmaya başlıyor, aktiviteler düzenliyor. Ve yapılanların ortak faydalarından beraber yararlanıyor.
İşbirliği- Beraber karar vermek ve uygulamak. Fikir paylaşarak, kaynak değişiminde bulunarak (oyuncak, kıyafet vs. değişim günleri), çevre bilinci ile hareket eden, sağlıklı beslenmeyi destekleyen tüketim alışkanlıklarını yaymak. Bu bilinçle davranan mahalle market/bakkal dükkânlarını desteklemek.
Açıklık- Bilgi birikimi ve mesleki katkıların paylaşımı… Bunun için açık havada çeşitli kermes benzeri aktivitelerle “Masama gel sen de öğren” gibi başlıklar; çocuklar için “ayakkabı boya, tamir yap” gibi paylaşım atölyeleri örnekleri hazırlamak. Küçük meslek gruplarını çocukların tanımasını sağlamak.
Çeşitlilik- Farklı bilgi, farklı statü, farklı yaş, farklı gelir seviyesi gibi pek çok farklılığa sahip insanlar beraber oynuyor, düşünüyor ve birbirlerinin farklılıklarından öğreniyorlar.
Sürdürülebilirlik- Doğaya doğru davranmak, doğal kaynakları korumak, çevreye duyarlı bir yaklaşımla yaklaşmak gibi konular konuşuluyor. Mahallede sokaklara, ağaç diplerine atılan çöp, sigara izmariti, gezdirilen sahipli köpeklerin dışkılarının kaldırım ortalarına bırakılmaları gibi konularda düşünceler paylaşılıp bu konuda harekete geçiliyor.
Oyun- Unutulmaya yüz tutmuş oyunlar yeniden canlanıyor. Eskisi gibi mahallenin kaldırımlarında ip atlanıyor, 5 taş ya da top oyunları oynanıyor.
Gezi olayları, bize birbirimize ne kadar ihtiyacımız olduğunu ve içinde yaşadığımız çekirdek aile kültüründe ne kadar yalnız olduğumuzu gösterdi. Toplanmahalle işte bu beraberlik hissini yeniden canlandırabilecek bir bilinci işaret ediyor. Sevgiyle, birliktelikle ve naiflikle…