Göktürk’te kaldırımlar restoran oluyor

Kentin karmaşasından kaçmak isteyenlerin yaşam alanı olarak kurulan Göktürk'te yayalara yürüyecek yer kalmadı.

Beyoğlu Belediyesi’nin bugüne dek az rastlanan bir kararlılıkla yeme-içme mekânlarının kapı önlerine koyduğu birkaç masayı kaldırma operasyonunun tam tersi Eyüp Belediyesi’ne bağlı Göktürk Köyü’nde uygulanıyor. Köyün ana caddesinde her dükkânın kapı önüne koyduğu masalardan, park etmiş arabalardan ve hatta kaldırımların restorana dönüşmesinden yürüyecek yer kalmadı. Oysa Göktürk şehrin keşmekeşinden kaçmak isteyenlerin yeni yaşam alanı olarak ortaya çıkmıştı. Köyün 1998 yılından beri tanıklık ettiğim öyküsünden kısaca söz edersem belki durum daha iyi anlaşılır: 

1990’ların başında bir şehirden kaçış, doğada yaşam projesi olarak Kemer Country projesi hayata geçirilince Belgrad Ormanları’nın eteğindeki Göktürk Köyü’nün makûs talihi değişti. Kısa sürede elinde bağı bahçesi olan köylüler o günler için talih kuşu, bugün ise lafı bile edilemeyecek kadar komik paralara yerlerini sattılar.

Kısa sürede İstanbul’un en büyük inşaat firmaları, yatırımcılar arsaların büyük bir bölümünü kapattılar. Eyüp Belediyesi’ne bağlı köy 1994 yılında belediye oldu. (2009 yılında ise tekrar muhtarlığa döndürülerek Eyüp Belediyesi’ne bağlandı.) Kemer Country’nin ardından Yapı Kredi Koray İnşaat 2000’lerin başında köyün ikinci büyük projesi olan ‘İstanbul İstanbul’da yaşam başladı. Sonra birbiri ardına iç içe bloklarla köyü kente dönüştüren siteler kurulmaya başlandı. Ve arkası çorap söküğü gibi geldi. Bugün Göktürk Köyü uydu kent olma yolunda hızla ilerliyor. 

Sinan’ın su kemerleri
İstanbul’un hatta tüm Türkiye’nin sorunu olan plansız ve denetimsiz, isteyenin istediği yere istediği tarzda ev kondurma geleneğinin Göktürk’e sirayet etmemesi tabii ki beklenemezdi. Eski Cendere yolundan Kemerburgaz ve Göktürk köylerine gelenleri Mimar Sinan’ın muhteşem su kemerleri karşılar. Ama ne yazık ki, Kemer Country dışında büyük ustaya saygı niteliğinde, görse gurur duyacağı pek fazla mimari proje olduğunu söylemek zor. Bugün Han Tümertekin ve Emre Arolat gibi ünlü mimarların imzasını taşıyan birkaç küçük site dışında kimliksiz taklit bir yapılaşmanın Göktürk’ü esir aldığını söylemek hiç haksızlık olmaz.

Bugün Göktürk hâlâ inşaat alanı halinde, köyde sadece 2B arazileri dışında ne doğru dürüst bir park ne de yeşil alan var. Bırakın parkı yeşil alanı artık yürüyecek kaldırım bile kalmadı. Restoranlar, kafeler, pastaneler ve fırınların masaları yaz kış kaldırımlarda. Hatta diğer dükkânlar da çalışanları sigara içsin, yemek yesin diye kaldırıma birkaç masa atmışlar. Yola park etmiş arabalar, restoran olmuş kaldırımlar arasında zıplaya zıplaya yürümek zorundasınız. Bir diğer seçenek de hızla giden arabalara eşlik ederek çiğnenme pahasına otoyolda yürümek…

Bu yaz başından beri de esnafın işimiz engelleniyor, müşteriler dükkânlarımıza giremiyor şikâyetleri başladı. Hatta İstanbul Caddesi’nde bulunan Mesa Stüdyo Plaza’nın sahipleri kaldırım olarak kullanılan ve önüne de alışverişe gelen arabaların park ettiği alanı kiracısı dükkan sahiplerine sormadan restorana çevirince sorun yargıya intikal etti.

İşin ilginci restoran yapılacak alanın büyük bir bölümü Göktürk yerleşim planlarında yeşil alan olarak görülüyor. Mesa yönetimini mahkemeye veren Değişim Kuru Temizleme’nin sahibi Abdullah Polat, Eyüp Belediyesi’nin defalarca şikâyet dilekçesi vermelerine rağmen kendilerine destek olmadığını, hatta bu olaylardan sonra zabıta göndererek buhar kazanı var mı diye ruhsat kontrolü yaptırdığını söylüyor.

Kısacası bugünkü haliyle Göktürk Köyü mimarlık öğrencilerine tam bir ‘saha araştırması’ alanı. Plansız programsız, “Ben yaptım oldu” anlayışıyla nasıl bir kent kurulduğunun güzel bir örneği. Mimarlık fakülteleri şehir planlama bölümleri öğrencileriyle beraber uygulamalı derslerini Göktürk’te yapabilir vakit geçirmeden. Çünkü Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu daha yaşanır bir Göktürk için devreye girdiklerini söylüyor…

İstanbul Caddesine yeni proje
Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu da sıkıntıların altyapı sorunlarının farkında. Ama unutmayın ki “Göktürk’ü iki yıl önce devraldık” diyor. Son dönemde kaldırımlarla ilgili sorunlar geldiğinde resmi plana baktıklarında kimi yerlerin kanunen kullanılabilir olduğunu görüyorlarmış. Zamanında kaldırım düşünülmemiş. Zaten en yoğun yerlerden biri olan İstanbul Caddesi için yeni bir proje çizdirmiş. İhale yapılmış ve yakında yol ve kaldırımlar yeniden düzenlenecekmiş. Önümüzdeki hafta Başkan Kavuncu’yla birlikte kaldırımları kullanarak yürüyüş yapmayı deneyeceğiz.

Etiketler

Bir yanıt yazın