Burdur Gölü'nün kurumasını önlemek amacıyla hazırlanan "Burdur Gölü'nü ve Toprağı Lavantayla Yaşat Projesi" kapsamında gölün çevresine 39 bin lavanta fidanı dikildi.
Burdur Gölü’nün kurumasını önlemek amacıyla hazırlanan “Burdur Gölünü ve Toprağı Lavantayla Yaşat Projesi” kapsamında gölün çevresine 39 bin lavanta fidanı dikildi.
Lisinia Doğa ve Anti Kanser Projesi sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca, gazetecilere yaptığı açıklamada, Burdur Gölü’nün kurumasını önlemek amacıyla Karakent köyü yakınlarında proje çalışması yaptıklarını söyledi.
Bu kapsamında gölün çevresine 39 bin lavanta fidanı diktiklerini anlatan Sarıca, “Projenin amacı, daha az su tüketerek gölün ömrünün uzatılmasına destek vermek. Lavanta üretiminin alternatif ve daha kazançlı bir üretim modeli olabileceğini göstermek istiyoruz” dedi.
Sarıca, Burdur Gölü kapalı havzasında yer alan Isparta’nın Kuyucak, Çukurören ve Saracık köylerinde lavanta yetiştiriciliği yapıldığını kaydetti.
Hazırladıkları projeyle lavanta yetiştiriciliğinin havzanın başka alanlarında da yapılabileceğini göstermek istediklerini dile getiren Sarıca, lavantanın Burdur Gölü havzasında sadece yağmur sularıyla yetişen ve ekonomik katkı anlamında gülden sonra ikinci sırada yer alan diğer üretim modellerine alternatif üretim modeli olduğunu ifade etti.
Sarıca, lavantanın kokusu nedeniyle pek çok zararlıyı bitkisel üretim sahasından uzak tuttuğunu, saçak kökleriyle yayılmacı bir bitki olduğu için çevresindeki yağmur sularını iyi kullandığını vurguladı.
Lavantanın kimyasal içerikleri itibarıyla şifalı bir bitki olduğunu dile getiren Sarıca, Avrupa’da önemli miktarda lavanta üretimi yapıldığını belirtti.
Sarıca, hem göller bölgesindeki su tüketiminin azaltılması hem ekonomik anlamda kazanç sağlanması hem de gül üretiminden sonra alternatif bir üretim modelini ortaya çıkarmak için lavanta üretimini yapmaya karar verdiklerini anlatarak, daha önce gerçekleştirdikleri gül projesinden esinlenerek hem az su tüketmesi hem de işlevli bir bitki olması nedeniyle lavanta üretimini tercih ettiklerini kaydetti.
Sarıca, gölün çevresindeki tarımsal faaliyetlerin büyük bölümünün hayvan yemi üretimi için yapıldığını ifade ederek, şöyle devam etti: “Göller yöresindeki tüm göl havzalarının suyu mısır ve yonca üretimi için kullanılmakta, yani su göllere ulaşmadan göletler ve sondajlarla tarlalarda alıkonulmaktadır. Küresel iklim değişikliği dolayısıyla göllerdeki buharlaşma daha da artmışken göllere giden suyun bu tür üretimler için tüketiliyor olması, bizi daha az su kullanımını gerektiren lavanta üretimine yöneltmiştir.”
Burdur Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdür Yardımcısı Mehmet Sağdıç ise Burdur’da tarım arazileri ve suyun kısıtlı olmasına rağmen köylülerin çabalarıyla hayvancılığın ön plana çıktığını söyledi.
Hayvancılıkta kaba yem ihtiyacının karşılanması için yonca ve mısır ekildiğine işaret eden Sağdıç, bu iki bitkinin yer altı sularını ve diğer suları çok fazla kullandıklarını bildirdi.
Burdur Sağlık Müdürü Sırrı Şenbayram, lavantanın, su kullanımı açısından doğa dostu bir bitki olduğuna dikkati çekerek, lavanta yağının doymuş yağ oranı çok düşük olduğu için sağlık açısından da faydalı olduğunu söyledi.
Lisinia Doğa ve Anti Kanser Projesi’ne destek vermek için 3 ay önce gönüllü olarak KKTC’den geldiğini anlatan Hamza Cidik ise “Bana bu bölgenin teke ve güller yöresi olduğunu söylediler. Ama çevrede gül tarlası ve teke göremedim. Bölgede büyükbaş hayvancılık yapıldığı, güllerin sökülerek yerine çok su tüketen yonca ve mısır gibi bitkilerin dikildiğini öğrendim. Bu nedenle gölün çekilmesine karşı koymak için çiftçileri güle ve lavantaya yönlendirmek istedik” diye konuştu.