BIG ve Heatherwick Studio’nun Silikon Vadisinde Tasarladığı Google Bay View Kampüsü Açıldı

BIG - Bjarke Ingels Group ve Heatherwick Studio tarafından Google'ın tasarım ve mühendislik ekipleriyle ortaklaşa tasarlanan ilk kampüsü Silikon Vadisi'nde açıldı.

Kampüsün misyonu, Google’ın geleceği için insan merkezli bir mekan oluşturmak, inşaat ve ofis tasarımı için yeni küresel sürdürülebilirlik standartları belirlemek. Kampüsün, 2030 yılına kadar tamamen karbonsuz enerjiyle çalışmayı hedefleniyor. Bu amaçla kampüs, Kuzey Amerika’daki en kapsamlı jeotermal kazık sistemini projeye entegre ederek net pozitif su sağlıyor.

Kampüs ayrıca sulak alanlar, ormanlık alanlar ve bataklık dahil olmak üzere 17 dönümlük önemli doğal alanlara ev sahipliği yapıyor.

NASA Ames Araştırma Merkezi yakınındaki, 42 dönümlük bir alanı kaplayan Bay View Kampüsü, üç binadan oluşuyor.Kampüs iki ofis binasının yanı sıra 1.000 kişilik bir etkinlik merkezi ve 240 çalışan işin kısa süreli konaklama birimi içeriyor. Üç bina da hafif kanopi yapıları olarak inşa edildiğinden, kampüs tutarlı bir görüntü sağlıyor. Geometrileri, her alanın doğal dağılan ışığa ve dışarıya doğru manzaralara erişimine olanak sağlıyor.

Google’ın tasarım planı, yenilik, doğa ve topluluk olmak üzere projenin başlangıcından itibaren belirlenen üç ana temaya odaklanıyor. İç mekanlar, işbirliği ve odaklanma için esneklik ve kullanım kolaylığı gerektiren alanlar olarak kabul ediliyor.

Kampüste bir dizi kapalı avlu iki katı birbirine bağlıyor. Kafelere, mini mutfaklara veya konferans salonlarına erişim kolaylığı sağlamanın yanı sıra bu alanlar aynı zamanda geniş açık alanı vurguluyor ve yerelleştirilmiş, tanınabilir kimlikli mekanlar yaratıyor.

Geniş açıklıklı kanopiler, yaklaşık yedi megavat enerji üreten 50.000 güneş paneli ile donatılmış ejderha derisine benzeyen “dragonscale” isimli güneş kaplamalı çatılara sahip. Opak çatı yapıları akustik kontrol sağlarken, açıklıklar iç mekana gün ışığı ulaşıyor. Bu ekipman aynı zamanda termal ısı kazancını da en aza indiriyor.

Kampüs tamamen elektrik enerjisiyle çalışıyor ve kapsamlı bir jeotermal kazık sistemi bulunuyor. Bunun, karbon emisyonlarını neredeyse %50 ve soğutma için kullanılan suyu %90 oranında azalttığı tahmin ediliyor. Buna ek olarak, yerinde sistemler yağmur suyu ve atık su topluyor, arıtıyor ve yeniden kullanıyor.

Kampüsün bir LEED-NC v4 Platinum sertifikası alması ve International Living Future Institute (ILFI) Living Building Challenge (LBC) Water Petal Sertifikasyonunu elde eden en büyük tesis olması bekleniyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın