Güney Tayvan’da Pingtung kırsalında bulunan bir pirinç öğütme tesisi uzun bir süre tahıl deposu olarak kullanılmış. Studio APL yıllar sonra tesisi ilk olarak 2018’de bir yerleşim alanına, ardından bir hostele dönüştürmüş ve binanın tekrar kullanıma açılmasını sağlamış.
Proje fabrikanın eski atmosferini korurken, yeni bir komşuluk ilişkisinin şekillenmesine olanak sağlayacak şekilde tasarlanmış.
Studio APL ekibi, tahıl deposu binasının duvarlarını, tuğla duvara gömülü eski ahşap kiriş yapısını takip eden düzenli “boşluklar” oluşturacak şekilde yeniden düzenlemiş. Mevcut ahşap kiriş korunarak, pencereler, havalandırma, ışık girişi, bitki büyümesi ve kuşların dinlenebileceği küçük yuvalar gibi farklı işlevlere sahip 51 boşluk tasarlanmış. Bina boşluklarının kesilme biçimi dolaylı olarak arazinin nesiller arası tarihsel bölünmesini temsil edecek şekilde planlanmış.
Ekip, eski ahşap yapının boşluklarını koruyarak, küçük kırmızı taşlarla kaplı geleneksel taş kaplamalı yeni bir duvar oluşturmuş. Ayrıca tasarıma, doğal unsurlar katan ziyaretçileri hostelin girişinde karşılayan bir cep bahçesi ve etkinliklere ev sahipliği yapmak üzere atriyumda içinde havuz bulunan bir gezinti alanı gibi iki yeni bölüm eklenmiş.
Atriyumun cam çatısı, güneş kayaların oluşturduğu boşluklardan parladığında “delikli” bir gölgeleme etkisi yaratmak için tuğla kırmızısı volkanik taşlarla kaplanmış. Taş zemine serpiştirilmiş ışık ve gölge ile pirinç öğütme fabrikasının nesilden nesile kademeli olarak “kaybolmasını” anlatan bir metafor yaratılmış. Öte yandan, hostelde düşük teknolojili yeşil bina yapım yönetmeliği uygulanmış.
Hostelin ikinci katında sırt çantalı gezginler için her birinin kendi depolama ve asma alanı bulunan 6 yataklı bir oda, banyo alanı ve ortak alan planlanmış. Üçüncü katta ise ortalarında bir bahçe bulunan 2 ayrı aile odası oluşturulmuş. Misafirlerin de faydalanabileceği ev sahibinin odasının bulunduğu teras katına ulaşım bir döner merdiven ile sağlanmış.