Antalya Gazipaşa Belediye Hizmet Binası, Ticaret Merkezi ve Yakın Çevresi Ulusal Mimari Proje Yarışması'nın kolokyumu 8 Mart Cumartesi günü Gazipaşa Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
{video640 src=”http://player.vimeo.com/external/68058714.hd.mp4?s=3c34dee835407a16df8875901aea18ca”}
{video640 src=”http://player.vimeo.com/external/68045046.hd.mp4?s=4e3ceee7d14be5fccb1d64e61579c101″}
Danışman Jüri üyesi Esin Bilgiç’in moderatörlüğündeki kolokyum, jüri başkanı Nevzat Oğuz Özer’in açılış konuşmasıyla başladı. “Her jüri başka bir sonuç üretir, bu da bizim ürettiğimiz sonuç,” dedi ve seçim kriterlerini parselere yerleşim, iklim ve fonksiyon ilişkileri olarak sıraladıklarını belirtti.
Ömer Selçuk Baz, Gazipaşa Belediyesine ihale yerine, katılımcı ve demokratik bir süreç olan yarışmayı tercih ettiği için teşekkür etti. Gazipaşa’nın iklimine ve sosyal hayatına katkı sağlayacak bir seçim yaptığımızı düşünüyorum diye ekledi.
Ervin Garip, jüri çalışması boyunca, bilindik kalıplar ve şemaların dışına çıkarak yeni bir arayış içerisinde olan ve yerin ruhunu kavrayan projeler üzerinde durduklarını belirtti.
Şevkiye Erdal, yarışmaya katılan projelerin düzeyi ve jürinin çalışma düzeyinin çok iyi olduğunu düşünüyorum dedi.
Yedek jüri üyesi Tan Gürer, batıda en iyi proje elde etme yöntemi olan yarışmaların ülkemizde de artması adına çok önemli bir girişimdi diye ekledi.
Sonrasında Belediye Başkanı Cemburak Özgenç, herhangi bir mimari grup ile anlaşıp projemizi çizdirebilirdik fakat Gazipaşa için en doğruyu elde etmek adına yarışma açma kararı aldık. Yarışmaya toplamda 100.000 TL harcadık. Fakat bu bina burada belki 100 yıl kalacak. Hedeflediğimiz şey, bu alanda ticari bir fonksiyon yaratmak, belediye binasını ezmeden belediyeye de kaynak yaratacak bir bina elde etmekti. Umarız ki bu yarışma ile Gazipaşalıların mimariye bakış açısı değişir. Katılımcılara ve jüri heyetine çok teşekkür ederim diyerek konuşmasını sonlandırdı.
İlçe Kaymakamı Muhittin Pamuk, katılımcı bir süreç ile belediye hizmet binasının elde ediliyor olması çok önemli, belediyeyi kutluyorum. 20 yıllık hizmet hayatımda pekçok kamu binası gördüm, bugün yurtdışında en sembolik binalar belediye binalarıdır dedi. Belediye binaları ilçelerin, kentlerin sembol yapılarıdır. Belediye demokrasinin yerel beşiğidir, binalar personel odaklı değil vatandaş odaklı olmadır diye ekledi. İlk üç projeye baktığımda, projelerin genellikle modern çizgilere hakim olduğunu gördüm, bir eleştiri olarak belki biraz daha klasik Türk mimari çizgilerden uzaklaşılmaması değerlendirilebilir diye düşünüyorum dedi.
Jüri Başkanı Oğuz Özer şartnamenin önsözünden bir paragraf okuyarak ekledi, binanın sadece hizmet bir binası olmadığını, ticaret ve kültür fonksiyonlarının nasıl yanyana getirileceği, nerelerde sınırlar oluşturulacağı yarışmanın aradığı sorunlar arasındaydı. Müthiş bir tarihimiz var, Osmanlı mimarisi, Cumhuriyet dönemi mimarisi, ama bugün çok farklı bir çağda yaşıyoruz, günümüzün gerçeğini yansıtmak zorundayız, bunu yapmazsak dekor yaparız, betonarmeden kemerler yaparız dedi.
Yarışma alanı ile ilgili istenilenlerin yoğunluğuna getirilen eletirilere Ömer Selçuk Baz, sadece bir belediye binası yapmak değil, bir takım ticari birimler ve sosyal birimler ile bir hayatın kurgulanmasını istedik. Sadece bir belediye binasının bu alanı yalnızlaştıracağını düşündüğümüz için böyle bir program öngördük diyerek cevap verdi.
3. Ödül alan projenin müelliflerinden Mahir Ünal, belediye binalarının şemaları artık iki çubuk, iki çubuğun ucunda bir amfi, üstünde bir kanopi, artık yapılan her tasarım böyle mi olacak diye korkmaya başladım. Bu şema bir mimar olarak beni rahatsız ediyor, bitince nasıl işleyeceğini hayal edemiyorum dedi.
Oğuz Özer, 1. Ödül alan projenin en önemli tarafı bir önyargısı yok ve geliştirilebilir, başarılı bir proje. İç içe girmesini de çok önemli buluyorum dedi.
Ömer Selçuk Baz, jüri bu projedeki içiçe geçme durumu olumlu değerlendirdiğimiz bir unsurdu. Belediyenin önüne geçmeyecek, zemin ile ilişki kuran bir yapı olması projenin diğer olumlu özelliklerinden biriydi.
Danışman jüri üyelerinden Ömer Yılmaz, Kaymakam’ın konuşmasına referans vererek “Konuşmanızın birinci bölümü nefisti, fakat ikinci bölümde söylediğiniz Türk mimarlığı bizi biraz üzüyor. Bugün Taksim’den geliyoruz, ve oradaki bütün mesele de aslında sizin söyledğiniz sorun, bir kimlik dayatılmak isteniyor. Bir Osmanlı kimliği algısı var kafamızda fakat o bizi temsil etmiyor aslında. Türk mimarlığı diye bir şey maalesef yok. Keşke hükümet tarafı 12-13 yıldır Türk Mimarlığı’nın ne olduğu ile ilgili bir sempozyum yapsaydı, biz de öğrenseydik.
Bunu deneyenler oldu, Sedad Hakkı Eldem denedi, Turgut Cansever denedi. Onun dışında bugün mimarlık ortamının kabul edebileceği Türk Mimarlığı budur diyeceği bir kavram maalesef yok. Burada birinci olan proje gayet Akdenizli bir bina. Taksim de bunun çarpıştığı yer oldu. Benim sizden bir mimar olarak ricam, okumaları şekil üzerinden değil, daha içselleştirerek yapmanız,” dedi.
1.Mansiyon alan projenin müelliflerinden Seçil Yavuz, bugün mimarlar daha konuşmaya başlamadan Gazipaşa halkının yorumları çok değerliydi. Programın yoğunluğu ışığında biz bu alanda çok sıkıştık. Jüriye sormak istiyorum programın yoğunluğu neden bu kadar fazlaydı? Sorusunu yöneltti.
Nevzat Oğuz Özer, uzun yıllar yaşayacak bir bina, kentin hızla geliştiğini düşünürsek yoğun bir program olduğunu düşünmüyorum diye cevapladı.
Kolokyum sonrasında yarışmada ödül kazanan ekiplere plaketleri verildi.