Güzel Şehir İlkeleri: Kardeş Şehir Roma – Ankara

Prof. Dr. Mehmet Tunçer, "Güzel Şehir İlkeleri: Kardeş Şehir Roma - Ankara" kitabında bir Roma şehri olan Ancyra (Ankyra/Angora/Ankara) ile Roma kentini, Güzel Şehir İlkeleri ile karşılaştırmalı olarak ele alıyor.

SUNUŞ

Ulus merkezli eski Ankara (Ankyra), Frigler (Phrygler) Dönemi’nden (MÖ 8. yüzyıl) itibaren günümüze değin kesintisiz yerleşilmiş; günümüzde olduğu gibi Antik Dönem ve sonrasında da önemini korumuş bir kenttir.

Ankara’da Friglerler ile başlayan yerleşim yeri, merkezde ve yakın çevresinde Tümülüsler; tümülüslerle bağlantılı olan kabartmalar ve Ulus civarında yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuş olan seramikler haricinde henüz Frig Dönemi yerleşiminin niteliğine ilişkin veri içermez. MÖ 3. yüzyılda Galat boylarından Tektosag’ların başkentliğini yapan Ankara’da bu döneme ilişkin arkeolojik veri yok denecek kadar azdır. Buna karşılık okumakta olduğunuz bu kitaba “Güzel Şehir İlkeleri: Eski Roma – Eski Ankara” da konu olan Roma İmparatorluk Dönemi’nin hemen başlangıcında yani MÖ 25 yılında Roma İmparatorluğu’na bağlı Galatia Eyaleti’nin Başkenti olan Ankara (Ankyra) tarihte ilk kez en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemden bir başkentin mimari dokusunu anlayabileceğimiz birçok mimari yapı ve mimari yapı kalıntısı günümüze ulaşmıştır. Söz konusu bu yapılar arasında günümüzde halen görülebilen Augustus ve Roma Tapınağı, antik tiyatro, büyük hamam (Caracalla Hamamı), kentin kuzey-güney aksındaki ana arteri cardo maximus, sütunlu cadde ve anıt sütun (Jülien Sütunu?) sayılabilir.

Ayrıca arkeolojik kazıları yapılmış ancak modern yapılaşmayla yok edilmiş olan stadion, anıtsal çeşme (nymphaeum?) ve eyalet yönetici binası (palatium?), özel konutlar gibi birçok yapı daha Roma Dönemi kent dokusuna dahildir. Yaklaşık 45 yıl hüküm süren Roma’nın ilk İmparatoru Augustus’un yaşamı boyunca yapmış olduğu icraatları Eski Yunanca ve Latince olmak üzere iki dilde duvarlarında barındıran Augustus ve Tanrıça Roma Tapınağı, “Yazıtlar Kraliçesi” olarak ta adlandırılmaktadır. Ankara’daki bu önemli tapınak ve yazıtlarla ilgili bilgi ve görselleri, günümüzde Roma kentinde Tiber Nehri kenarında müze olarak restore edilen MÖ 13 yılında Roma Senatosu tarafından yapımına karar verilen ve MÖ 9 yılında yapımı tamamlanan Augustus Barış Sunağı (Ara Pacis Augustae) sergisinde görmek her iki başkent arasındaki ilişkilerin derin köklerine vurgu yapar.

Uzun yıllardan beri Ankara’daki tarihi eserlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasına yönelik çalışmalarıyla öne çıkan Prof. Dr. Mehmet Tunçer, “Güzel Şehir İlkeleri Ve Kardeş Şehir (Città Gemella) Olma Yolunda Eski Roma-Eski Ankara” adını taşıyan bu çalışmasında, bir Roma şehri olan Ancyra (Ankyra/Angora/Ankara) ile Roma kentini, Güzel Şehir İlkeleri ile karşılaştırmalı olarak ele almakta; Antik dönemden günümüze kadar ulaşabilmiş görünen ve yer altında olası katmanlarının korunmasını ve güzel şehir ilkeleri doğrultusunda sergilenmesini; yönetim planlarının hazırlanarak uygulama etaplamasını; geleceğe çok daha iyi ve korunmuş, olabildiğince sergilenmiş halde taşınmasını ele almıştır.

Zevkle okuyacağınız bu değerli çalışmayı hazırlayan Prof. Dr. Mehmet Tunçer’i kutluyorum.

Prof. Dr. Musa KADIOĞLU

ÖNSÖZ

Ülkemizin neredeyse 100 yıllık başkenti Ankara, Hitit ve Frig uygarlıklarından Cumhuriyete uzanan medeniyet ve kültür katmanlarının arasında Roma dönemini gururla taşımaktadır. Birçok uygarlığa ve devlete ev sahipliği ve başkentlik yapmış, nihayetinde Cumhuriyetin ve Kurtuluş Mücadele’sinin sembol kenti olmuş kentimizde, dünyada “Ankara Anıtı” olarak da bilinen Augustus Tapınağı (Monumentum Ancyranum) ve onun “Yazıtlar Kraliçesi” diye anılan Res Gestae Divi Augusti yazıtı, Roma Tiyatrosu, Roma Hamamı gibi önemli yapıları barındıran Roma döneminin kıymetli bölgesi Ulus, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi’nde yürüttüğümüz çalışmaların odağına yerleşmiştir. Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairemizin bünyesinde, Ankara il sınırları içerisinde dünya mirası açısından değerli kültürel ve doğal mirasın değerlendirilmesi, UNESCO’nun kalıcı ve geçici listelerine girebilecek olanların tespit edilmesi ve işlemlerin yürütülmesi çalışmalarını yürütmek üzere, Ocak 2021 tarihinde bir UNESCO Komisyonu kurulmuştur. UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde, Ankara’da bulunan kültür ve doğal miras alanları arasında Gordion (2012), Tuz Gölü Özel Doğa Koruma Alanı (2013), Arslanhane Camisi (2018), Beypazarı Tarihi Kenti (2020) yanı sıra Hacı Bayram Camisi ile birlikte Augustus Tapınağı yer alır. Tüm miras alanları konusunda Kültür Bakanlığı ve Belediyemiz farklı türde çalışmalar yürütmekteyken, bunlar arasında en önemlilerinden olan Augustus Tapınağı ve Res Gestae yazıtı kent için özel bir öneme sahiptir. Kentin Roma dönemi katmanında yoğun çalışmalar sürdürülmektedir.

Ankyra, MÖ 25 yılında, Galatia eyaletinin başkenti ve dolayısıyla Roma İmparatorluğu’nun propaganda yapılarının yükseldiği önemli bir merkez olmuştur. Ankara Kalesi’nin kuzeybatı yamacında yer alan tiyatronun, Augustus anısına MS 1-2. yüzyıllar arasında inşa edildiği düşünülmektedir. Anadolu’daki diğer tiyatrolar ile karşılaştırıldığında, kapalı planıyla küçük Anadolu Tiyatroları içerisinde yerini alır. Yaklaşık iki bin yıllık bir geçmişe sahip Roma Tiyatrosu’nun restorasyon projesi Koruma Kurulu tarafından onaylanmış, alandaki uygulamalar 2022 yılı sonuna kadar tamamlanmış olacaktır. Kentin Roma dönemi katmanındaki çalışmalar arasında, Roma Tiyatrosu’nun hemen yanındaki yaklaşık 17 bin metrekarelik bir alan yerleşecek bir Arkeopark bulunmaktadır. Arkeopark alanında “Romalı Ankara” Sergi Binası, ziyaretçi karşılama alanı, çocuklar için arkeoloji bilimini tanıtıcı açık oyun alanları, tematik açık sergileme alanları, müze dükkânı ve Ankara kitapçısı ile seyir yolu ve terasları yer almaktadır. Son dönemde yapılan araştırma kazılarında Roma Yolu, Tonoz ve yapı kalıntıları ortaya çıkarılmış ve gerçek bir arkeolojik kazı alanı haline gelmiştir.

Ankara’da günümüze gelen en önemli Roma yapısı olan Roma Hamamı’nda çevre düzenlemesi çalışmaları yapılması, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında uygun görülmüş, bu yönde çalışmalara devam edilmektedir.

Antik kentin kuzey-güney eksenindeki ana arterini oluşturan Roma Yolu (Cardo Maximus) Zincirli Camisi’nin yanında 1995 yılında açığa çıkarılmıştır. Hem kentin boyutlarının ve kentteki yerleşim sürekliliğinin, hem antik kentin Roma Dönemi’ndeki cadde-sokak sisteminin anlaşılması açısından çok önemlidir. Roma kentinde bilinen en geniş caddenin restorasyon çalışmaları sürmektedir.

Ankara’nın tüm Roma dönemi katmanının dijital rekonstrüksiyonu, farklı sergileme olanakları ile sanal bir deneyimleme ortamının yaratılması, bunun tarihsel ve teknik arka planının kurulması, çıktılarının “Romalı Ankara” Sergi Binası’nda bir bilgilendirme merkezinde interaktif araçlarla sergilenmesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi bünyesinde Roma katmanına ilişkin yürütülen çalışmalardan bazılarıdır.

Tüm bunlar Ankara’nın Roma dönemi katmanı için yeni bir kazanım, Ankaralılar için prestijli bir kültürel etkinlik alanı oluşturacaktır. Bu türdeki çabalar tarihi kentin atmosferini değiştirecek, sanatsal ve estetik bir bakış açısı getirecek, aynı zamanda da kentin tarihi belleğini perçinleyecektir.

Değerli araştırmacı ve kent plancısı Mehmet Tunçer’in kitabı, Ankara’nın “kardeş şehri” gördüğü, antik dönemin baş şehirlerinden Roma’yı 3000 yıldan bugüne ulaşmış fiziksel izleriyle tanıtmak ve “Güzel Şehir İlkeleri” olarak tanımladığı ilkeler çerçevesinde değerlendirmektedir. “Güzel Şehir İlkeleri: Eski Prag – Eski Ankara” kitabı, bu iki kenti bu ilkeler bağlamında karşılaştırmakta, öneriler geliştirmekte, yeniden tartışmaktadır.

“Güzel Şehir İlkeleri” kavramı ile birlikte “Kardeş Şehir” kavramını tartışan Tunçer’in Ankara ile Roma arasında bir “Kardeş Şehir” imzasına kadar gidecek süreçleri tanımlama çabalarını değerli buluyoruz.

Ankara Büyükşehir Belediyemizin yürütmekte olduğu Roma dönemi fiziksel katmanlarına ilişkin çalışmaların, uluslararası düzeyde samimi ve vizyoner işbirliklerine yol açması bizim de güçlü bir temennimizdir.

BEKİR ÖDEMİŞ
Ankara Büyükşehir Belediyesi,
Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı
Kasım 2021

Etiketler

2 yorum

  • Aziz Cumhur Kocalar says:

    Ankara için yitirilen Cumhuriyet dönemi mirası üzücü bir boyutken, Ankara Kalesi ise artık nispeten korunmuş bir odak ve çekim noktası olmaya başlıyor. Tabi bunda değerli akademik katkıların rolü oldukça büyük, Prof.
    Dr. Mehmet Tunçer hocamıza tüm çabaları için teşekkür ederiz.

  • Aziz Cumhur Kocalar says:

    Başkent Ankara aslında tüm tarihi ve doğal çevreleriyle birlikte sadece böyle bir köşeye sığdırılamayacak kadar şanlı ve gururla dolu bir geçmişe sahipti.
    Halbuki giderek oluşan kültürel (tarihi arkeolojik katmanlar vs.) ve doğal (göller, vadiler vs) kayıplarımızın öncelikle Ankara olmak üzere tüm şehirlerde gecikilmeksizin telafi edilmesi gerekiyor.

    Uzak geçmişteki fedakarca ve özenle çalışan akademik kurulların yeniden canlandırılması ve özenle işletilmesi şart, ancak o da yeterli değil.
    Bu koruma yükünün ve sorumluluğunun da kurullara artık sadece doğru ve yetkin uzmanların seçilmesi yoluyla yani akademik ağırlığın belirlenip arttırılarak muhafaza edileceği bir yolda verilmiş olması beklenir. Bu anlamda kurulların iç yapısının ve üye katılım niteliğinin hızla yeniden yapılandırılması gerekiyor.

    Tüm varlıklarımızın ve kıymetli eserlerimizin değerli uzman öğretim üyelerince kalıcı ve çok daha etkin bir karar sistematiği içinde korunması gerekiyor.
    Bu tür eksiklikler, alınan kararlarda son derece emsal büyük bir önem taşıdığı için ancak kusursuzca ve gecikmesiz bir şekilde işleyen yeni bir uzman kurul seçilim sistemi oluşturularak beklenilen koruma sağlanabilir. Bu tür akademik ağırlığı belirgin olan kurulların altında ve sürekli artan derinliği olan bilimsel metodik bir yolda varlıkların kontrol altında korunmaları oldukça büyük bir önem taşıyor.

    Her geçen gün yaşanan ve açıkça görünen kayıplar arttığı için bu akademik ağırlıklı kurumsal sorumluluk artık giderek belirgin bir boyut kazanmış ve çok daha fazla ön plana çıkarak, mevcut uygulmalar yer yer sürekli eleştiri alır durumda kalmıştır.

    Tüm varlıkların ilgili uzmanlarca özenle korunması için karar sistematiğinin işleyişine önem verilmesi ve ülkemizdeki bilinmeyen zenginliklerin ehliyetsiz ellere teslim edilmemesi dileğiyle…

Bir yanıt yazın