Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE), Mimarlık Bölümü'nden, her biri 7'şer kişiden oluşan 5 öğrenci grubu, kampüs alanı içerisinde konumlandırılmak üzere kendi yaşama birimlerini tasarladı ve inşa etti.
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE), Mimarlık Bölümü ikinci sınıf öğrencileri 2011-2012 Bahar yarıyılı Mimari Tasarım III & IV dersleri kapsamında, “UNIT TO INHABIT” adlı bir proje gerçekleştirdi.
Projede öğrencilerden, mimarlık öğrencilerinin yaz çalışmaları için GYTE Kampüs alanında, uyuma ve çalışma gereksinmelerini karşılamak üzere kullanabilecekleri tek kişilik bir birim tasarlamaları ve tasarladıkları birimleri 1/1 ölçekte inşa etmeleri istendi. Birimin ortalama beden ölçülerine sahip bir bireyin ayakta durma, uzanma, oturma, çalışma gibi temel beden hareketlerine uygun olarak minimum boyutlarda olması gerekirken, öğrencilerden malzeme olarak 4×4 cm kesitli ahşap strüktürel elemanlar ile muşamba ve Amerikan bezi türevi yüzey kaplama materyalleri kullanmaları istendi. Bunlara ek olarak birim içerisinde uzanma, oturma ve çalışma eylemlerinin gerçekleştirileceği mobilyaların da strüktürün parçası olacak şekilde sabit ya da hareketli olmak üzere inşa edilmesi gerekliydi. Sonuçta öğrenciler grup çalışmasıyla tasarlayıp inşa ettikleri yaşama birimlerini; “Mino”, “TrINgle”, “Abez”, “Kons” ve “Cubic” olarak adlandırdı.
Proje Yürütücüleri: Doç.Dr. Elif Özlem Aydın, Öğr.Gör.Dr. Göksun Akyürek Altürk, Dr. Gülay Kepsutlu, Süleyman Akkaş, Araş.Gör. Esra Okur Coşkunçay, Araş.Gör. Elif Yüksel ve Araş.Gör. Seher Güzelçoban Mayuk
“MİNO”
Deniz Güvenli, Görkem Ertuğrul, Selda Karabağ, Rümeysa Şule Demir, Büşra Kök, Özge Sedef Tanır, Neslihan Bayram
Mimarlık, sadece bir yöntemle tasarım yapıp bu tasarımı çizime dökmek değildir aslında. Bunu bize öğreten küçük bir projeydi sadece. Mimarlık, tasarımın içinde yaşayabilmek, onu anlayabilmektir aynı zamanda.
Bu çalışma birçok duyguyu bir arada yaşamamıza sebep oldu. Şöyle ki, gerçekten bir yapı yapabileceğine inanamayan bizler taşıyıcı malzemenin adım adım birbirine tutunmasıyla, bir yapı oluşturmaya başlamanın heyecanını yaşadık. Karşımıza çıkabilecek her türlü sorunu pratik olarak çözümleme yetisine bu projeyle aşina olduk. Malzeme ve strüktürle tanışıp mesela üçgenin en basit rijit biçim olduğuna şahit olduk. Birey değil de bir bütün olabilmenin, bireysel farklılıkları göz önüne almadan profesyonelce çalışabilmenin önemini anladık. En kısa sürede yeterli ve uygun malzemeyi temin edip, onları ziyan etmeden sistematik olarak kullanma becerisini kazandık.
Ayşen Uluçay, E. Betül Canmemiş, Burcu Konmaz, Cansu Öztaş, Sedef Demir, Sarper Yalçınsoy, Zehra B.Demir
Biz bu çalışmaya başlarken bir mimarlık arayışındaydık; her birimiz, ayrı ayrı… Bu arayış birlikte çalışmaya başladığımız andan itibaren ekibimizin mimarlığı haline geldi ve bir bütün olarak hareket etmeyi öğrendik. Başlangıç evresinde yaşadığımız zorluklar sonucu tasarımı anlamanın ve anlatmanın ifade ediliş şekliyle doğrudan ilişkili olduğunu kavradık.
İlk kez bütünüyle algılanabilir bir ürün ortaya koyacak olmanın verdiği heyecanla pratik çözümler üreten kolektif bir tasarım gerçekleştirdik. Küçük ölçekli maket ve çalışmalarımızda işleyeceğini düşündüğümüz mekanizma ve birleşimlerin uygulamada bir takım sıkıntılar yarattığını tespit ettik. Malzeme seçiminin tasarım sürecinden bağımsız düşünülmemesi ve gerektiği ölçüde aynı potada eritilmesi gerektiğini tecrübe ettik. Malzemenin kusurları ve uygulanma biçimi bizi hayal ettiğimiz üründen biraz uzaklaştırsa da tasarımcı olarak pratik çözümler üretmenin önemini anladık.
Gizem Şenocak, Görkem Çetin, M. Ecem Şahin, Pınar Tuğcu, Veysi Çağlar, Doruk Çınar, Yasin İ. Şimşek
Projeyi ilk duyduğumuzda nasıl inşa edeceğimizi düşünerek biraz şaşırdık. Basit, ilgi çekici ama aynı zamanda işlevsel bir strüktür oluşturmaya çalıştık. Projenin en zorlu kısmı bizim için tasarım aşamasıydı. Yedi kişi olduğumuz için ortaya koyduğumuz fikirleri bir tasarım haline getirmek çok kolay olmadı. Bir araya gelip ortaya sonuç çıkaramadığımız günler oldu. Temel olarak minimum alan fikrini iyi bir şekilde uygulamaya çalıştık. Bu nedenle tasarımımız üç kez değişti. Yine de en çok keyif aldığımız kısım bire bir inşa etme aşamasıydı. Bu süreçte bir çok şeyin farkına vardık. Detaylar üzerinde daha fazla çalışmamız gerekiyordu. En büyük sorunlar yapım sırasında oluşanlardı. Bunların daha önceden çözümlenmesi gerekiyordu. Anlık yüksek gerilimler yaşasak da takım işini bozmamaya gayret gösterdik Yapımızı bitirdikten sonra geriye çekilip baktığımızda verdiğimiz tepkiler gayet içten, heyecanlı ve gurur verici oldu.
Tuğba Ayyıldız, Dilek Ersen, Soner Zontul, Merve Çengel, Nurcan Atlı, H. Aşkın Özdoğan, Ziyaddin Kutluk
Ahşap kokusuyla başlayan bu projemizde hayal ve gerçeği harmanlayabilme imkânı yakaladık. Her zaman söylenen ”projenizi yaşayın” kavramına ek olarak bu sefer proje bizi yaşadı. Hayaller, hayal ürünü olmaktan çıktı her biri birer gerçeğe dönüştü.
Irem Bezek, Esra Çalık, Büşra Mutlu, Melike Polat, Şule Dikmen, Zeynep E. Saygılı, Ali Öztürk
1 Yorum
elinize sağlık…