Hala Bir Kütüphaneye İhtiyaç Var mı?

y.ad studio’nun tasarladığı, Şanghay’da bulunan ödüllü halk kütüphanesi tasarımının inşası tamamlandı.

Günümüzün dijital çağında, elektronik ortamda okuma yapmanın geleneksel okumaya göre sayısız faydası bulunuyor. Daha ekonomik, bilgiye hızlıca ulaşılabiliyor bunların yanında kullanışlı ve kullanıcı dostu bir okuma ortamı sağlıyor. Kullanıcılar, font büyüklüğü ve format gibi diğer ayarları tercihlerine göre değiştirme esnekliğine sahip. Bu avantajlardan yola çıkarak tasarım ekibi bir soru oluşturmuş; bu modern çağda geleneksel bir kütüphaneye ihtiyacımız var mı?

Bir araştrma ve analiz sürecinin ardından ekip, projeyle ilgili bazı görüşler belirlemiş. Bölgesel mülkiyet yapısı ve popülasyon analiz edilmiş; çevredeki yerleşim alanlarının, esas olarak markalı ve kırsaldaki kişisel konut topluluklarından oluştuğu tespit edilmiş. Projenin hedef kitlesi, halkın çoğunluğunu oluşturan 25-35 yaş aralığındaki genç kesim olarak belirlenmiş. Bu kesim ise tipolojik olarak belli bir eğitim geçmişi olan ve tüketim olanağına sahip, çocuklu ailelerden oluşuyormuş. Çoğunluk orta ve üst düzey hizmet sektöründe çalışıyor, bununla birlikte iyi bir yaşam kalitesi arıyor.

Tasarım ekibi, sayısız yerel ve uluslararası, halk ve şehir kütüphanelerini araştırıp analiz etmesinin ardından modern kütüphanelerin artık geleneksel okuma fonksiyonlarıyla sınırlı olmadığını farketmiş. Geleneksel yöntemlerin yanında daha farklı amaçlara hizmet ediyorlar ve daha fazla sosyal öneme sahipler.

Örneğin halk kütüphaneleri kültürel ve eğitici bir atmosfer yaratarak tüketicileri çekiyor ve toplumsal bir hizmet sunuyor.

Donuk elektronik ekrana bakmanın aksine kütüphaneler, okuma eylemi ve çok fonksiyonlu kompleks bir alan ile ruhsal tatmin yaratıyor. Çok fonksiyonlu alanlar sayesinde interaktif bir sosyal ortam, aktiviteler, dinlenme alanları gibi çeşitli imkanlardan faydalanılabiliyor. Tasarlanan mekan sayesinde, arkadaşlar, aileler ve iş arkadaşlarının buluşup vakit geçirebileceği yeni bir enerji alanı oluşmuş. Ek olarak bir kütüphaneye uygun olacak şekilde sessiz bir yalnızlık atmosferi de sağlanmış.

Öncelik Toplum

Tasarım ekibi, kütüphanenin yapımında üç temel hedef belirlemiş:

İlki, sakinlerine yüksek yaşam standratlarında servis sunmak, konstrüksiyon aşamasında birlikteliği teşvik etmek ve kütüphaneyi toplum için kültürel bir simge haline getirmek.

İkincisi; çevre yerleşkelerden insanları çekmek ve birleştirmek, ilgi çekici bir alan yaratmak ve kültürel bilgi ve okuryazarlığı teşvik etmek.

Sonuncusu ise projenin lokasyonuna bağlı olarak, çevre sakinleri ve Pinggu Bölgesi’ni ziyaret edenler için bir cazibe noktası oluşturmak, benzer değerlere sahip bireyleri bir araya getirip yeni sosyal etkileşimler ve yaşam tarzları yaratmak.

Fonksiyonel Bir Yeniden Kurgulama

Kütüphane 1.286,25 metrekarelik brüt taban alanıyla üç katlı bir yapı. İlk kat 524, ikinci kat 400, üçüncü kat ise 361 metrekare. Mekansal fonksiyonlar, işlevsel ve duygusal ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde dikkatlice tasarlanmış.

Mekanda oturma odası ve kafeterya bulunduran bir dinlenme alanı; geçici sergiler için bir alan; seminer odası; bireysel çalışma alanı, yaratıcı tartışma alanı, halka açık okuma alanı ve e-kitap okuma alanına sahip bir okuma odası bulunuyor. Bunlara ek olarak çocuk kitaplığı ve çocuklar için seminer odası içeren, bir çocuk eğitim alanı içeriyor.

Bazı alanlar duygusal tasarıma ayrılmış; topluluk hissini güçlendiren ve sakinlerin kültürel aktivitelerde yer almasını teşvik eden alanlar yaratılmış.

İlk katın tasarımının arkaplanında sosyalleşme imkanı sunan “halk salonu” yaratma fikri yatıyor. Sadece okuma odası olmanın dışına çıkıyor ve sergi, kahve tadımı, kalabalık etkinlikler gibi aktivitelere ev sahipliği yapıyor.

İkinci kat bireysel okuma ve çalışma için daha fazla alan içeriyor. Gençleri okumaya ve bireysel çalışmaya teşvik etmek, iletişime ve derinlikli sohbetlere alan tanımak için bir mekan yaratılmış.

Üçüncü kat ise aileler ve ebeveyn-çocuk bağlanması için çok çeşitli aktiviteler sunan bir mekan olarak kurgulanmış.

Mekansal Tema

Yapıdaki ışık ve gölge oyunları ruhsal bir doygunluk ortamı yaratıyor. Gece eve geç saatte dönenler için ışığın mevcudiyetiyle besleyici bir mekan tasarlanmış.

Mimari alanın analizinden sonra tasarım ekibi, meydanın girişine bakan lobideki üç kat boyunca uzanan, transparan, 14,9 metre yüksekliğindeki dikey cam giydirme cepheyi kullanarak yoldan geçenlerin dikkatini çekecek bir cazibe noktası oluşturmuş.

Ek olarak güneye bakan cam perde duvar, 50 metrelik peyzaj ve meydana yukarıdan bakıyor ve iç-dış mekan arasındaki engelleri flulaştırarak peyzajı iç mekana taşıyor. Dış mekandaki oturma alanları, dinlenme ve iletişim ortamı sağlayacak şekilde tasarlanmış.

Üç kat boyunca ışığı taşıyan çatı pencereleri, avluyu parlak ve şeffaf bir ışıltıyla aydınlatıyor. Bu tasarım yaklaşımı, ışık ve gölgenin iç mekana taşınmasını ve sıradışı bir mekansal atmosfer yaratılmasını sağlamış.

“Işık deposu” ve “aydınlatılmış duvar ve kitap merdivenleri” adlı iki tema mekân özelliklerine göre birleştirilmiş.

Aydınlatılmış Duvar ve Kitap Merdivenleri

Ön lobiyi ve transparan cam perdeyi kullanarak görsel odağı yönlendirecek kitap duvarlarından katmanlar yaratmış. Görsel olarak deniz fenerine benzeyen tasarım, topluluk için ruhsal bir kale görevi görüyor.

Mekanda kullanılan sıcak tonlar, komforlu ve pozitif bir atmosfer yaratırken dönen merdivenler eğlenceli bir özellik kazandırmış.

Işık Deposu

Avlunun yüksek tavanı, doğal ışığın stratejik şekilde içeri alınması amacıyla kullanılmış ve bu da farklı ruh hallerini ortaya çıkaran bir değişim yaratmış.

Amaç, bir ritüel duygusu geliştirmek ve bireylerin teselli bulabileceği bir atmosfer yaratmak olmuş. Aynı zamanda bu girişim; alanı yalnızca görsel olarak büyüleyici değil, aynı zamanda duygusal açıdan teşvik edici ve entelektüel açıdan ilgi çekici hale getirmeyi de hedefliyor. Ayrıca insanların zamanın geçişini algılayabilmeleri ve ışık-gölge etkileşimi yoluyla mekanın boyutsallığını deneyimleyebilmeleri için ortam yaratılıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın