Ermeni bir usta tarafından inşa edilen ve 'barışın sembolü' olarak kabul edilen Halfeti Ulucamisi, Birecik Barajı sebebiyle suya gömülme tehlikesiyle karşı karşıya.
İlçe halkının şikâyeti üzerine devreye giren Meclis Dilekçe Komisyonu, caminin kurtarılması için Kültür, Enerji ve Maliye bakanlıkları ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvurdu. Ancak kurumlardan, ‘sorumluluk bizde değil’ cevabını aldı. Komisyon, kurumlara yeniden yazı gönderdi ve gerekli çalışmaların yapılmaması durumunda ilgili yöneticiler hakkında yasal girişimlerde bulunacağı uyarısında bulundu.
Kültür ve Tabiat Varlıkları Kültür Kurulu’nun 1985 yılındaki kararı ile taşınmaz kültür varlığı ilan edilmesine rağmen, Halfeti Ulucamisi Birecik Barajı ve HES projesi çerçevesinde 2000 yılında 521 bin TL’ye kamulaştırılarak Hazine’ye tescil edildi. Baraj yapımı fizibilitesinin 1984 yılında yapılmasına rağmen geride kalan 25 yıllık süreçte Kültür Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü hiçbir önlem almadı. 2001 yılında baraja su verilmesiyle acı gerçek gözler önüne serildi. Halfeti Ulucamisi’nin taban kısmı, basit bir önlem alınmadığı için 40 santimetre su altında kaldı.
Vatandaşların şikayeti üzerine TBMM Dilekçe Komisyonu, ilgili kurumlardan bilgi istedi. Ancak hiçbir kurum sorumluluk üstlenmeye yanaşmadı. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Enerji Bakanlığı, yetki sahibi olmadığını bildirirken, Kültür Bakanlığı “yapının tahsisi üzerlerinde olmadığı için bir işlem yapılmasına yer olmadığı’ sonucuna vardı. Maliye Bakanlığı ise “Her kimin mülkiyetinde ve idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak ve gerekli tedbirleri almak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na aittir.” diyerek topu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na attı.
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Mehmet Daniş, geçtiğimiz günlerde Maliye, Kültür ve Enerji bakanlıkları ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği yeni yazıda, ilgili kurumların uyarılarına rağmen herhangi bir çalışma başlatmadığını, tarihi caminin kurtarılması konusunda yerel ve merkezi idarelerin sorumluluğu üzerine almadığını kaydetti. Caminin mülkiyetinin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne verilebileceğini dile getiren Daniş, üç bakanlık ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün aynı tavrı sürdürmesi halinde ilgili yöneticiler hakkında yasal yollara başvuracak.