Almanya'nın Baden Württemberg Eyaleti'nin başkenti Stuttgart'taki tarihi tren garının Stuttgart-21 projesi adı altında yeniden yapılandırılması gündeme gelmişti.
Aynı zamanda tren istasyonunun alta alınmasını öngören projenin açıklandığı ilk günden itibaren şiddetli protestolara neden oldu.
4,8 milyar Euro’luk projenin verimsiz olduğunu söyleyen protestocular, projeden sorumlu mimarın maliyetin 18,7 milyar Euro’yu bulabileceğini söylemesiyle çılgına döndüler.
Seçmenler, buna inat iktidardaki Hıristiyan Demokratlar’ı (CDU) indirip yerine ‘Birlik 90-Yeşiller’i 1. parti yaptı. CDU’nun seçimleri kaybetmesi Almanya’da büyük yankı uyandırdı. Geçen mart ayındaki seçimlerde Yeşiller, SDP’yi yanlarına alarak Başbakanlık koltuğuna oturdular.
Merkel’e yenilgiyi, nükleer enerji ve ‘Stuttgart/21’ tartışmaları getirmişti.
Çevresel tepki, eyalette bir iktidarı yıktığı gibi Federal Başbakan Merkel’i de sarsmıştı.
Halka rağmen bir şey yapılmaya kalkışılırsa iktidarlar ‘sıkıntıya’ düşebiliyor artık.
AB’nin birçok ülkesinde bu gibi projeler referandum yoluyla halka soruluyor. Seçmen sayısının dörtte biri kadar oy çıktığında o proje iptal edilmiş oluyor. Bizde böyle bir şey aramayın!
Geçen nisan ayında “Dayatmak ve inatlaşmak seçim kaybettirir” başlıklı bir yazıda bunları anlatmıştık. Bu konuyu şimdi neden hatırlatıyoruz.
Pazar akşamı CNN’de Taha Akyol’un “Eğrisi Doğrusu” programında iki konuğu vardı. Televizyonun haber genel yayın yönetmeni Ferhat Boratav ile Harvard Üniversitesi öğretim üyesi, tarihçi Prof. Cemal Kafadar… Sorular karşısında Kafadar, Haliç üzerinde yıllardır yapılması düşünülen yeni köprünün, İstanbul’un silüetini bozacağını söyledi. Köprü projesi Kadir Topbaş’ın geçen döneminin ilk yıllarında gündeme sokmuştu. Hatırladığımız kadarıyla cam elyafından yapılacaktı.
Ama ciddi bir adım atılamadı. Çünkü, metro geçişinde, tarihi kalıntılarla karşılaşması projeye sekte vurdu. Ama bir başka sorun vardı. Haliç’in üzerindeki
yükseklik nedeniyle Süleymaniye camisinin görüntüsünü etkiliyordu.
Prof. Kafadar, bir bilim adamı saygınlığıyla çok açık şeyler söyledi.
“Böyle bir proje muhteşem bir silueti etkileyecek, hem de kamunun eliyle… Projenin yapılması için önce kamuoyunun ikna edilmesi gerekiyor; hem de şeffaf olarak… Mimar Sinan’ın önemli bir eserinin silueti yok edilemez. Bir şehircilik harikasına karşı böyle dönüşü olmayan bir müdahale yapılmamalı… Başkan bunun neden yapıldığını kamuoyuna izah etmelidir. En azından neden bir yarışma açılmaz?”
UNESCO İKNA OLMUYOR
Yüksek mimar Hakan Kıran’ın hazırladığı projesine ulaşabilmek için epeyce zahmet çektiğini, sonunda köprü simülasyonunu gördüğünü, itirazlarına karşı izahlarda bulunduğunu ama “Kıran’ın anlattıklarından ikna olmadığını” belirten Kafadar, “Bu proje neden şeffaf bir şekilde Belediye’nin web sitesinde yer almıyor?” diye sordu.
İstanbul için önemli bir ‘sohbet’ti ama en çarpıcı sözleri şöyleydi Prof. Kafadar’ın:
“UNESCO, buna ikna olmuyor. Düşünün, Mimar Sinan’ı korumak için UNESCO, Türkiye ile karşı karşıya geliyor. Ne yazık ki, bizde ortak bir karar için çaba gösterilmiyor.”