Halk İçin Mimarlık… Başka Ne İçin Olabilir Ki!

Kocaeli Üniversitesi'nden uzaklaştırılan akademisyenlerin oluşturduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi'nin güz dönemi boyunca her hafta Çarşamba günleri düzenleyeceği seminerlerin dünkü konuğu Gül Köksal oldu.

“Mimarın Mesleki Sorumluluğu: Halk Yararına Mimarlık” başlıklı konuşmasında Köksal, günümüzde meslek alanındaki etik sorunu ve “iyi mimarlık” anlayışının nasıl farklılaştığı üzerinde durdu.

Mimarlık, mühendislik gibi meslek alanlarının, insanın yerleşik hayata geçmesinden günümüze olan tarihsel süreçte büyük resimden koparak nasıl bir alana sıkıştırıldığından bahsederek konuşmasına başlayan Köksal, aslında sosyal bilimlerle yakından ilişkili olan mimarlık disiplininin bir fen bilimi olarak sayılmasını meslek insanlarının çalışmalarının teknikerliğe indirgenmesinin dayanağı olarak gösterdi. Bu bağlamda “iyi mimarlık” anlayışının da insan problemlerinden koparak özellikle dünyada yaygınlaşan “star mimar” etkisiyle fiziki bir yapıya indirgenmesini de önemli bir problem olarak değerlendirdi.

Kentlerde ve doğada tahribata neden olan mega projelerin aktörlerinin arasında da mimarlar olduğunu hatırlatan ve bu projelerin meşrulaştırıcısı görevi gördüklerini belirten Köksal, Haliç Port projesi örneği üzerinden konuyu derinleştirdi. Haliç Tersaneleri’nde 2013 yılından itibaren süren Haliç Yat Limanı projesini şeffaflıktan ve halk yararına olmaktan uzak bir proje olarak eleştiren Köksal, projenin müellifi mimarları eleştirerek Venedik Mimarlık Bienali’nde yer alan, Haliç Tersaneleri’nden toplanan parçalarla üretilen Darzana projesini de bir meşrulaştırma aracı olarak değerlendirdi. Diğer yandan, sermayenin arkasında olduğu projelerin müellifi mimarlar ile bu projelerde tekniker olarak çalışan genç mimarların konumunu ayrıştıran Köksal, gündüz bu projelerde çalışıp akşam eylemlerine giden yeni mezun mimarların bir sıkışmışlık içinde bulunduğunu hatırlatarak onlara başka seçenek bırakılmadığının altını çizdi.

Konuşmasını sonlandırırken dayanışma kültürünün “iyi mimarlık” için önemli olduğundan bahseden Köksal, “aktivist mimarlar gelişme karşıtı olarak görülüyor ancak gelişme denince akla tek gelen ekonomik gelişme oluyor” diyerek kent kültürüne katkıda bulunmak üzere içinde bulundukları pek çok gönüllü projeyi bunun karşısında örnek olarak gösterdi.

Toplantı, salondan gelen katkılarla yapılan tartışmayla sonlandı.

Etiketler

Bir yanıt yazın