Edoardo Tresoldi, kubbe, kolon ve kemer gibi arketipleri modernist dilin estetiğiyle yorumlayarak yeniden üretiyor.
Edoardo Tresoldi, uzay zaman boyutunu aşmak ve sanatla dünya arasında görsel bir diyalog oluşturmak için transparan tel örgü yüzeyler ve endüstriyel malzemeler kullandığı tasarımlarını hayata geçiriyor. İtalya’da yaşayan sanatçı, heykeller, sahne tasarımları ve hatta bazen daha kapsamlı yerleştirmeler de yapıyor.
Sanatçı son çalışmalarından birisini, Dubai’li ofis Designlab Experience ortaklığıyla, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’deki bir kraliyet etkinliği için üretti.
Archetype isimli çalışmanın bir kısmı, Abu Dabi’deki üniversiteler, müzeler, parklar gibi kurumsal mekanlarda ayrı ayrı yeniden kurulacak.
Archetype, mimari ve doğanın sürekli ilişki içinde olduğu ve zıtlıklarıyla bağlantı kurduğu, günümüz insanı tarafından süzülüp emilmiş ve yorumlanmış bir bahçe.
Tasarım, 7.000 metrekarelik etkinlik mekanını tamamen kaplıyor.
Hem üst taraftan hem de alt tarafından aydınlatılan asma telden kubbeler, kolonlar ve kemerler; yarı geçirgen, hayaletvari bir görünüme sahip.
Enstalasyon, klasik arketiplerin modernist dilin simgeleriyle etkileşime girdiği bir mekan olarak tariflenmiş.
Burada peyzaj kendisini tersine bir süreçte geliştiriyor:
Doğa büyür ve hayali mekanda evrilir, insanların vizyonlarını şekillendirip maddeselleştirmeye çalışır. Doğa peyzajın bir sentezidir, insan mimarlık dolayısıyla peyzaja dönüşür. Hölderlin’den alıntı yapacak olursak bahçeler, ‘bu dünyada yaşamımıza şiirsel olarak devam etmemizi sağlayan’ elemanlardır. Buradan yola çıkarsak; Archetype’in kutsallaştırılmış ve tanımlanmış bir insan mekanı ve çok katmanlı bir deneyim olduğu söylenebilir. Klasik ve modernist dilin birleşimi, modernite içerisinde kendi zamanını bulmuş, görsel ve hacimsel ayrışmalarla belirlenen üçüncü bir dil doğuruyor.
Tasarımın görsel hikayelendirmesi, mimari fotoğrafçı Roberto Conte tarafından yapılmış.