Dört yıl önce meydana gelen yangında çatısı kül olan Haydarpaşa Garı için Anıtlar Kurulu’ndan karar çıktı. Binanın çatı katı kamuya açılıyor.
Anıtlar Kurulu tarafından onaylanan restorasyon projesiyle Haydarpaşa Garı binasının, müze, sergi salonu, topantı ve konferans salonu, kütüphane gibi bölümlere ayrılacak olması, çatının formunun farklılaştırılabileceği olasılığı konusunda endişe yarattı.
Haydarpaşa Gar binası, Anıtlar Kurulu tarafından onaylanan restorasyon projesi neticesinde Yüksek Hızlı Tren (YHT) garı olacak. Dört yıl önce çıkan yangında binanın kül olan çatı katıysa müze, sergi salonu, kütüphane, toplantı ve konferans salonu olarak bölümlere ayrılıp kamuya açılması planlanıyor. Proje kapsamında, çatı katı arası için talep edilen kamuya açık işlevlere (kütüphane, sergi salonu ve diğerleri) hizmet vermek için geliştirilen öneriler arasında yapının iç avlu köşesinden çatıya ulaşan bir asansör bulunması ise dikkat çekiyor.
Çatı katı arasının eski dönemlerde hiç bir şekilde işlevlendirilmediği ve arşivlerden de izlenebildiği üzere, kullanıcıların çatı içine ulaşımını sağlayan herhangi bir merdiven ya da asansör bulunmuyor. Bu durum binanın özgün tasarımının nasıl korunacağı konusunda akıllarda soru işareti oluşturken, çatının kamuya açık işlevlenlendirmesine yönelik öneriler ise çatı katının ticari alan yapılmak istenmesi konusunda endişe yaratıyor.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Haydarpaşa Dayanışması Aktivisti Tuay Kartal, çatı katı arasının yangından önceki halinin halka açık kullanım için tasarlanmadığını belirterek başladığı sözlerini “Binaya yapılacak olan kütüphane, sergi salonu ve benzeri alanlar ve iç avluya yapılması öngörülen asansör, kurul kararıyla onaylanmış olsa da, yapılacak herhangi bir mimari müdahale, binaya ağırlık ve yükler getirecektir. Binaya, restorasyon adı altında değişiklikler öngören mimari müdahaleler, tarihi dokuya zarar verecektir” şeklinde konuştu.
“Binanın iç avlu kısmına yapılacak herhangi bir mimari müdahalenin yapının özgün tasarımını zorlayacak çözümler olduğunu, yalnızca çatıya ulaşım sağlayan bir asansör birkaç açıdan sakıncalıdır. Restorasyon projesinde ifade edildiği gibi kültürel amaçlı bir kullanım için gerekçelendirilmiş olsa dahi değişen koşullarda her zaman farklı işlevler için değiştirilebilir durumdadır. Böylesine değerli bir kültürel varlığın çatısına kalabalık kitlelerin yerleştirilmesi ile bu katın kullanıcıları yangın, deprem gibi afet durumlarında acil kaçış olanağından yoksun olacaktır” şeklinde sürdürdü.
Yapının tren garı olarak işlevini sürdürmesi ve geçmişin verileriyle bağını koruması gerektiğini de belirten Kartal “Anıtlar Kurulu kararıyla yapılacak olan ticari faaliyetlere zemin hazırlamaktır. Halkın çatı katını görmek gibi bir hali yok. TCDD’nin görevi ticari kahvehane işletmek değildir. İnsanları kitap okumak için garın merdivenleri dururken illa tarihi binaların üzerilerine yönlendirmek yanlıştır. TCDD’nin görevi; faaliyetsel ve endüstriyel işlevini devam ettirmesidir.” diye konuştu. Haydarpaşa Garı ve çevresinde yapılmak istenilenin, bölgeyi kamu alanından çıkartmak olduğunu da belirten Kartal “Harem Otogarı’ndan Moda Burnu’na kadar uzanan alan inşaatlara, özelleştirmelere açılmak isteniyor. Bizden şehirin dokusunu unutmamız isteniyor” şeklinde konuştu.
Kartal ayrıca, “TCDD, gar binasını 2002’de Özelleştirme İdaresine devretti. Herhangi bir itiraz söz konusu olduğunda, Özelleştirme İdaresine 10 yıl sonrasına kadar dava açılamıyor. TCDD sadece Haydarpaşa üzerinden değil, sahip olduğu bir çok demiryolunda bunu yapıyor” dedi.