Yenişafak Gazetesi'nde çıkan görsellerde restorasyon projesine dair detaylar ortaya çıktı.
Haydarpaşa Tren Garı’nın restorasyon projesi onaylandı. Anıtlar Kurulu’ndan geçen projeye göre Haydarpaşa Hızlı Tren garı olarak kullanılmasının yanı sıra kültürel faaliyetlere de ev sahipliği yapacak.
Haberin tam metni şu şekilde;
“Ayrılıkların ve kavuşmaların mekânı oldu hep Haydarpaşa, sevinç ve hüznü taşıdı trenleriyle. Eşyalarını sırtına yüklenip Anadolu’dan İstanbul’a göçenlerin, merdivenlerinde durup İstanbul’a meydan okuduğu, gelin damatların poz verdikleri, dizilerin, filmlerin çekildiği, işine yetişmeye çalışanların banliyö trenlerinden telaş içinde vapurlara koşuşturduğu mekan oldu Haydarpaşa. Tarihi yapısı, 2. Abdülhamid ve Osmanlı dönemine ait kitaplık, dolap, masa, sandalye, koltuklarıyla yaşayan tarih oldu. Velhasıl her zaman bizim için önemli ve değerli oldu Haydarpaşa. 2010 yılının Kasım ayında çatısı yanmaya başladığında yüreğimiz ağzımıza geldi. 2013 yılının Haziran ayında rayların bakım ve onarımı için Haydarpaşa-Pendik banliyö treni seferlerine 24 ay ara verildiğinde sessizliğe gömüldü, bir hasret gelip oturdu yüreğimize. Ardından Haydarpaşa Tren Garı’nın otel olacağı, AVM yapılacağı haberleri dolaşmaya başladı.
Haydarpaşa Gar Binası’nın restorasyon projesi Anıtlar Kurulu tarafından onaylandı. İhalesi yapıldı. Sözleşme gereği yer teslimi yapıldı. Kadıköy Belediyesi tarafından verilecek ruhsatın ardından çalışmalar başlayacak. Restorasyon projesine göre Haydarpaşa Garı ne otel ne de AVM oluyor. Tarihi yapısının korunması kaydıyla Yüksek Hızlı Tren Garı olarak hizmete devam edecek. Üstelik atıl durumda bulunan çatı katı restore edilerek müze, sergi alanı, kütüphane, toplantı ve konferans salonu gibi kültürel işlevlere ayrılıyor. Yani Haydarpaşa tam anlamıyla şimdi halkla buluşacak. Sadece ulaşım için değil kültürel işlevler için de bir merkez haline gelecek. 12 milyon 473 bin liraya ihale edilen projenin öngörülen bitirme süresi 500 gün. Proje ile gar binasının atıl durumda bulunan kısımları işlevlendirilmiş olacak. Konumu itibariyle Topkapı Sarayı, Sultanahmet, Kadıköy’e kadar uzanan müthiş bir görselliğe sahip, oldukça büyük bir mekan kullanıma açılacak.
Projede yangından hasar gören çatının restorasyonunda çatı katına sergi alanı, konferans salonu, kafeteryanın yanı sıra danışma, ofisler, arşiv, ve tuvalet yapılması öngörülüyor. Bina içindeki mevcut asansör yenilenecek, uzun kolda yeni bir asansör yapılacak. Mevcut ısıtma sistemi yerine fan-coil sistemi kurulacak. Eksik veya hasarlı bezemeler tamamlanacak, temizlenecek. Tavan ve duvar sıva ve boyaları yenilenecek. Ahşap elemanların bakım onarımları yapılacak. Dış cephelerde kirlenmiş, yosunlanmış bölümlerin uygun yöntemlerle temizliği yapılacak. Eksilen, yok olan, kırılan taşlar tedarik edilecek ve onarılacak.
Haydarpaşa Gar Binası 2. Abdülhamid zamanında yapıldı. İhtişamlı, dünyada ses getirecek bir yapı olmasına niyet edilerek Haydarpaşa Garı’nın yapımı için dünyanın dört bir yanından en başarılı mimarların katıldığı bir yarışmayla gerçekleşti. Titizlikle incelenen projeler arasında iki Alman mimarın sunumu üzerinde karar kılındı: Otto Ritter ve Helmuth Conu. Projeyi Anadolu Bağdat isimli bir Alman şirketi üstlendi. Almanya ve İtalya’dan yüzün üzerinde usta İstanbul’a getirildi. 30 Mayıs 1906’da başlayan çalışmalar 19 Ağustos 1908’de tamamlandı ve görkemli bir törenle Haydarpaşa garı hizmete açıldı.”
2 yorum
tartışılması gereken konu yazının son paragrafında gizli aslında.
Projeyi kim ne zaman, hangi yeterlilikler ile yapmış. Böyle iki fotoğrafa yorum yapmadan önce Yarışma ve kamuya açık bir projelendirme süreci gerçekleştirilmediği için eleştirmek gerekir. Sonra da Tate Modern’in çatısını alıp, peronların üzerine koymakla, istanbul gibi iklimi olan bir memlekette ne gibi bir amaç güdülüyor onu sorgulamak lazım. Domates yetiştirilecekse uygundur.