Yıldız Teknik Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı 7. Türkiye Şehircilik Kongresi 14 Kasım günü başladı.
Her 5 yılda bir 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü vesilesiyle düzenlenen Şehircilik Kongreleri’nin 7.si bu yıl 14-16 Kasım tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi ve Şehir Plancıları Odası iş birliğinde gerçekleşiyor.
Herkes için Kent: “Akıllıca, Adaletle, Yeniden” olarak belirlenen kongrenin açılışı Van Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşlarımız ve hayatını kaybeden meslektaşlarımız için saygı duruşunun ardından TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman’ın konuşması ile başladı.
Konuşmasında Van Depremi’ne vurgu yapan Kahraman, 1999 Depremi’nden bu yana bir arpa boyu yol alınmadığına, bu kongrenin ana başlıklarından birinin Kent Hakkı olduğuna, Kent Hakkı kavramının 1. unsurunun ise sağlıklı barınma hakkı olduğuna dikkat çekti. Kahraman bu hakkın bir an önce herkes için sağlanabilmesini umdunu ve bunun için çalışmamız gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.
Ardından söz alan konuşmacı YTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Planlama Bölüm Başkanı Hüseyin Cengiz oldu. Kimin için kent, kimin için planlama? diyerek dönüşüme konu olan kesimlerin haklarına ve katılımcı planlamaya vurgu yaptığı konuşmasını tüm katılımcılara tek tek teşekkür ederek tamamladı.
Bir diğer söz alan konuşmacı TMMOB Şehir Plancıları Odası Başkanı Necati Uyar, birbiri ardına yaşanan sel, deprem gibi üzücü olayların ardından şehircilik kongresinin yapılmasının anlamlı ve önemli olduğunu söyleyerek sözlerine başladı.
“Gerçekleşmesi beklenen doğa olaylarını afet yapan insan hatalarıdır,” diyen Uyar, “Ruhsatsız yapılara izin vermeyeceğim diyen popülist ve duygusal söylemlerin yanında bunca yıldır onlara seçim vaadiyle altyapı hizmeti götürmeye devam edilmektedir,” diye sözlerine devam etti.
Hükümetin yakın dönemde “bu bölgede bir daha deprem yaşanmaz” açıklamasının bilimsellikten son derecek uzak olmasını eleştirerek nelere mal olduğuna dikkat çeken Uyar yine hükümetin son dönemde ortaya attığı kentsel dönüşüm projelerine yönelik, projelerin yaşanan korku ile meşru kılınmaya çalışıldıklarına dair şüphelerinin olduğunu belirtti.
Ülkenin içerisinde bulunduğu durumu karanlık olarak değerlendiren Uyar, bu durumdan kaçarak kente sığınanları “Toprak ağalarından kaçanlar burada kentsel ağalara, ağaların oğullarına yakalandılar!” diyerek tanımladı.
“Biz her türlü tehdide ve yıldırmaya karşı mesleğimizi icra etmeye insan için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu sloganı benimseyen herkesi bizim yanımızda olmaya davet ediyorum,” diyerek sözlerini tamamladı.
Mehmet Soğancı’nın KHK’ların getireceği sorunlara vurgu yapan konuşması ve Dünya Şehircilik Günü Bildirgesi’nin okunmasının ardından Prof. Dr. Zekai Görgülü kısaca geçmiş yıllardaki Dünya Şehircilik Günü deneyimlerini paylaştı.
Dünya’da bu günün bir kutlama olduğuna dikkat çeken Görgülü, kongreleri düzenledikleri ilk yıllardan bahsettikten sonra 1997 yılından beri bu etkinliği üstlenen Şehir Plancıları Odasının etkinliğine vurgu yaparak “Bu kentlerde yaşamaya devam edeceksek odanın mücadele çağrısını yanıtsız bırakmayalım diyerek sözlerini tamamladı, “
Kentin şekillenmesindeki aktörlerden plancıların bu anlamda kime sadık olduğu konusunu berraklık kavramı çerçevesinde ele alan Tekeli, “Doktorun sadakati hastaya, plancının ki kime?” diyerek plancıların kamuya mı işverene mi hangi aktöre sadık olduğuna karar vermeleri gerektiğini, yoksa hem kendilerinin hem de yaptıkları işin her koşulda kaybolacağını belirtti.
Kent Hakkı ve Uluslarası Deneyimler Başlığı altında verilen bildiriler ve kongrede yapılan konuşmalar özellikle “gated community” kavramları üzerine yoğunlaştı. Küreselleşme çağında değişen kent dinamikleri, sınıfsal ayrışmlar ve oluşan yeni kentsel konut dokularının kavramsal olarak ele alındığı oturumda Türkiye ve diğer ülkelerin konut pratikleri karşılaştırılken, gecekondunun yabancı ülke pratiklerinden mülkiyet kavramı ile nasıl farkılaştıdığı sorgulandı. Tüm bu arayışların ardından bir izleyiciden gelen “Kent hakkı kapitalist sistemde inşa edilebilir mi ki? Sorusu üzerine Prof.Dr. Mike Savage’in “Umutsuz olmayalım,” diyip tüm salon ile birlikte gülmesi ile oturum sona erdi.
Kongrenin başlığını taşıyan oturumda öne çıkan sunumlardan biri Doç. Dr. Asuman Türkün’ün “İstanbul’da Kentsel Dönüşüm: Mekanı Değişen Yoksulluk” sunumu oldu.
İstanbul’da sürmekte olan kentsel dönüşüm projelerinde birincil etkilenen kesimlerin bugünki durumlarını ortaya koyan Türkün “Bugüne kadar hep informel ilişkiler kurmuş bu insalara bir bankacı gibi formel yaklaşıldığı takdirde işin gerçek yüzü asla anlaşılamayacaktır,” dedi. Bugün hala gecekondu alanlarına yönelik sert söylemlerin varlığına dikkat çeken Türkün bu alanları işgalci, köylü, bedavacı ve antimodern olarak tanımlamak ile kentsel dönüşümün meşru kılınmaya çalışıldığını, neoliberal kentsel politikalarında eş zamanlı olarak kentin rantının yükseldiği alanlarında bu projelerin aciliyetine vurgu yaptığına dikkat çekti.
Oturumun ardından Kongrenin ilk günü Basın Ödülü, Raci Bademli İyi Uygulamalar Ödülü, Şehir ve Bölge Planlama Öğrencileri Bitirme Projesi Yarışması Ödülleri’nin dağıtımı ve sergi ile sona erdi.
7. Türkiye Şehircilik Günü haberlerini arkitera.com’da takip edebilirsiniz.