Jim Clay, House of the Dragon set tasarımı için doğru "psikolojik iklim" yaratmayı amaçlıyor.
Prodüksiyon tasarımcısı Jim Clay, iç mekanlara “Makyavelist hissi” vermek için Wolf Hall üçlemesinden de yararlanarak, House of Dragon adlı televizyon dizisi için “Doğal Tarih Müzesi’nde görünebilecek” bir ejderha kafatası tasarladı.
Daha önce farklı film setlerinde de çalışmış olan Clay, “House of the Dragon ile ilgili en önemli nokta, gerçekliğe kök salan, inanılır ve makul bir dünya yaratmaktı” diyor.
Game of Thrones televizyon dizisinin geçmişini konu alan House of the Dragons için bir fantezi dünyası tasarlamadan önce, tasarımcının tüm bu kurgu dünyasının bilgisine hakim olması gerekiyordu. Clay, “Game of Thrones’u gerçekten izlemediğimi itiraf etmeliyim, dünyada izlememiş tek kişi ben olmalıyım bu sebeple hızlandırılmış bir kursa gitmem gerekiyordu,” diyor.
House of the Dragon seti için, Clay’in büyük film setleri tasarımındaki deneyiminden yararlanarak, daha önceki senaryoyu da dahil eden “kucaklamak ve genişletmek” amaçlanmış.
Clay bu konuda “bir televizyon dizisi olmasına rağmen, uzun metrajlı bir film gibi kurgulanmıştı. Dört farklı yönetmenle on uzun metrajlı film yapmak gibiydi” diyor.
Serinin genel hissini yaratmak için Clay, yüzyıllar sonra geçen Game of Thrones için kullanılanlardan daha eski mimari etkilere baktı. “Game of Thrones Ortaçağ Avrupa’sında geçiyordu. Şimdi ise onu Roma ve Bizans zamanlarına geri götürmeye çalışıyoruz, bu yüzden paleti değiştiriyoruz” dedi ve ekledi, “Saf ortaçağ, artık televizyonda oldukça tanıdık bir tür, bu yüzden onu biraz zorlamaya çalışıyoruz. Kızıl Kale ile çok erken dönem İspanyol mimarisini biraz tanıtmaya çalıştık.”
Clay, ilk sezonun çoğunun geçtiği Kızıl Kalenin iç mekanlarına doğru hissi vermek için, İngiliz yazar Hilary Mantel’in Wolf Hall üçlemesinden yararlanmış. 1500’lerin başında geçen üçleme, kral VIII. Henry’nin danışmanı Thomas Cromwell’in yükselişini ve düşüşünü anlatıyor. Clay, “Buradan çok şey aldım. Entrikayı ve Henry VIII mahkemesinin Makyavelist kalitesini yakalama şekliyle çok harika bir yazı,” diyor.
“Kral Eli Otto Hightower’ı Thomas Cromwell olarak düşündüm. Örneğin, Otto Hightower’ın kimin kiminle konuştuğunu, kimin kiminle koridorda yürüdüğünü her zaman gözlemleyebildiği büyük bir merdiven, gözlem noktaları, pencereler ve koridorlar tasarlayarak, sürekli tehditlere göz kulak olma hissi oluşturduk,” diye devam ediyor.
Prodüksiyon tasarım ekibi tarafından, izlenme hissini arttırmak ve sahada devam eden entrikayı göstermek için oyuncuların bir odadan diğerine hareket ederken görülebilmesini sağlayacak bir set inşa edilmiş.
“Kızıl Kale yatak odası, oda ve koridor için ayrı ayrı setler oluşturmak yerine, bir odadan diğerine gerçek zamanlı yolculuklar yapabilmek için büyük bir kompozit set oluşturduk ve bu da bir tür Makyavelist hissi vermeye yardımcı oldu. Prodüksiyon tasarımcısının rolünün hikaye ve anlatı için psikolojik bir iklim yaratmak olduğunu düşünüyorum, bu senaryo üzerinde çalışırken aklımdan geçen şey de buydu.”
Clay’in diğer setleri gibi, mümkün olduğunca gerçekçi görünecek şekilde tasarlanan, iki katlı, 14 metre yüksekliğinde ve her katı 2500 metrekare olan setin yapımı dört buçuk ayda 300 kişilik bir ekip ile tamamlanmış.
Bununla birlikte, tasarım Kızıl Kale’de bir sunağın üzerinde tutulan büyük bir ejderha kafatası da dahil olmak üzere, fantezi yaratıkların gerçekçi görünümlü tasvirlerini oluşturmayı da içeriyordu. Bu tasvirler için polistiren kullanıldı ve sete yerleştirilecek şekilde üretilmeden önce bir dizi maket yapılarak formlara karar verilmiş.
Clay, “Polistirenden yontulmuş ve sıva ile kaplanmış, muhteşem bir parça! Doğa Tarihi Müzesi’nde görünebilir ve kimse polistiren olduğunu bilemez,” diyor ve ekliyor “Game of Thrones’da ejderhaların kafataslarının ve kalıntılarının bu kadar saygı görmediğini hissettik. Bu yüzden kafatasına gereken saygıyla dolu bir sunak yapmak istedik.”
House of the Dragons’un ilk sezonu üç farklı eve odaklanıyor ve tasarımcı bu setlerin her birine farklı bir his vermeye çalışıyor. Clay, “Üç ev için birbirinden farklı bir yerel dil çizmeye çalıştık: High Tide pencereleri, kemerleri ve dekorasyonuyla biraz daha Bizans hissi verirken, Red Keep (Kızıl Kale) orijinal ortaçağ hissine daha yakındı. Dragonstone’un farklı bir hissi var. Painted Table’ın tamamını -gösterinin geçtiği dünyayı tasvir eden oymalı bir tablo- yeniden yarattık ve bunu yeni senaryolara uyum sağlamak için tamamen yeni bir kompozit set halinde geliştirdik” diye ekledi. Büyük setlerin yanı sıra prodüksiyon tasarımı, “pornografik” freskler dahil olmak üzere daha ince tasarım ayrıntılarına da sahip.
Clay, “Normal goblen yolundan gitmek istemedim. Bu yüzden duvarlara Pompeii’nin ruhundan alınmış ve esasen pornografik olan bu büyük freskleri boyattık.”
Dizinin galasının ardından Clay, “İzleyicinin dünyamıza bu kadar iyi tepki vermesi bizi memnun etti. Bence televizyon ve film dünyası büyük bir dünya ve her şey için yer var. Yalnızca yarattığınız dünyaya konsantre olmanız gerekiyor” diyor ve ekliyor “Bir tasarımcı için, genellikle gerçek yerlere gitmeye zorlandığınız ve katkınızın biraz gerçek dünyanın damak tadıyla sınırlı olduğu 2022 yılında geçen bir kurgudan kesinlikle çok daha heyecan vericiydi.”