2008 yılında İtalyan mimar Franco Stella, bir zamanlar Prusya kraliyet ailesinin ikametgahı olan Berlin Sarayı'nı yeniden inşa etmek için seçildi ve Humboldt Forum adlı yeni bir müze binası inşa etti.
Berlin’in kalbinde önemli bir tarihi alanda yer alan ve 40.000 metrekarelik bir alanı kaplayan bina, sanat ve bilimi çağdaş bir yorumla bir araya getiren bir alan olarak tasarlandı.
Rönesans döneminden kalan saray 18. yüzyılda mimar Andreas Schlüter ve ortağı Johann Friedrich Eosander tarafından barok karakterini kazandı. 1840’larda ise mimar Friedrich August Stüler tarafından batı ucuna yeni bir kubbe eklendi. 2. Dünya Savaşı sırasında ciddi şekilde hasar gören bina Doğu Alman hükümeti tarafından 1950’de yıkılarak yerine Cumhuriyet Sarayı inşa edildi. Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinden sonra kullanılmamaya başlayan saray için 2003 yılında oylama yapılarak yapının yıkılmasına ve yerine Humboldt Forum isimli yeni bir yapının inşa edilmesine karar verildi.
Humboldt Forum; Prusya Kültür Mirası Vakfı’na ait Etnoloji Müzesi, Berlin Şehir Müzesi’ne ait Asya Sanatları Müzesi, Berlin Kültürel Projeler ve Berlin Humboldt Üniversitesi olmak üzere dört bileşenli bir yapıya hizmet veriyor.
Franco Stella’nın tasarımı ile sarayın tarihi ile ilgili bir dizi Rönesans ve Barok ilkeyi modern bir vizyonla birleştirmeyi amaçlamış. Yeni bina aynı zamanda Avrupa’nın en büyük ve en önemli kültür merkezlerinden biri için bir çağdaş bir bina olarak işlev görecek şekilde tasarlanmış. Kumtaşından inşa edilen dikdörtgen şeklindeki yapı altı büyük girişe sahip. Bina cephelerin üçü Barok orijinallerine sadık kalınarak restore edilirken, büyük pencerelere sahip doğu kanadı tamamen çağdaş bir bakış açısıyla tasarlanmış. Batı girişinin üzerinde 70 metre yüksekliğindeki yeniden inşa edilmiş 19. yüzyıldan kalma kubbe yer alıyor.
Binanın ana faaliyetlerini barındıran yapılar üç büyük iç avlu ile birbirine bağlanmış. Bu alanlar sadece yapı boyunca rotalar sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda insanların etkinlikler ve performanslar için bir araya gelebileceği yerler olarak hizmet edecek şekilde planlanmış. Üç avluda kiliseler ve meydanlar gibi, genellikle sütunlu ve büyük bir girişi olan kamusal alanların performans veya tören etkinlikleri için mekân olarak kullanıldığı bir Rönesans modelinden ilham alınmış.
Yapının içerisinde, beş kat boyunca müzeler, sergi, performans ve etkinlik alanları, Humboldt Laboratuvarı ve diğer kültürel ve akademik programlar yer alıyor. Binanın kapılarını halka açacak ilk bölümlerinin zemin kat ve birinci kat olması planlanıyor. 2021 yazının sonlarına doğru binanın batı kanadının ikinci ve üçüncü katlarındaki Etnoloji Müzesi ve Asya Sanat Müzesi’nin birinci bölümü ile çatı terasının devreye alınması öngörülüyor. Etnoloji Müzesi ve Asya Sanat Müzesi’nin doğu kanadında yer alan ikinci kısımlarının ise 2021 sonu / 2022 başı gibi devreye alınması planlanıyor. Son olarak, tüm binanın 2021’in sonlarında veya 2022’nin başlarında, 40.000 metrekarelik bir alana yayılmış geniş bir kültürel program ile ziyaretçilerle buluşması hedefleniyor.