Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat'ın ''İki denizin sultanı'' unvanını verdiği yaklaşık 2 bin yıllık Alanya Kalesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girmek için gün sayıyor.
Alanya Müzesi Müdürü Seher Türkmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alanya Kalesi’ni evrensel nitelikteki Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girme yolculuğunun 10 yıl önce başladığını ve son 2 yıldır da çalışmalarda somut gelişmeler kaydedildiğini söyledi.
Alanya Kalesi’nin, ilçe merkezinde, Toros Dağları’nın Akdeniz’e doğru uzandığı bir yarımada üzerinde bulunduğunu ve tarihi dokusunu koruduğunu anlatan Türkmen, kalenin deniz seviyesinden 250 metre yükseklikte olduğunu bildirdi.
Kalenin tarihinin yaklaşık 2 bin yıl öncesine dayandığına işaret eden Türkmen, ”Bu kale üzerinde Helenistlik, Roma, Selçuklu Beylikleri, Osmanlı ve günümüzün izleri vardır, hepsi üst üste ve iç içedir” dedi.
Kalenin en parlak sürecini Selçuklu döneminde yaşadığını ifade eden Türkmen, Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat’ın Alanya Kalesi’ni fethettikten sonra bölgeye kızıl kule, tersane gibi çok büyük anıtsal yapılar kazandırdığına değindi.
Özellikle tersanenin Akdeniz Bölgesi’ndeki deniz ile ilişkisi kesilmemiş, sağlam, ayakta kalmış en iyi örneklerden olduğunu vurgulayan Türkmen, ”Alaaddin Keykubat, Alanya’yı fethettikten sonra, kaleye ‘İki denizin sultanı’ unvanını vermiştir. Alaaddin Keykubat, yazıtlarında da Alanya Kalesi’ni bu unvanla kullanmıştır” diye konuştu.
Alanya Kalesi’nin yer aldığı yarımadanın çevresinin yaklaşık 6,5 kilometre uzunluğundaki surlarla çevrildiğini, bunların üzerinde 100’e yakın burç bulunduğunu anlatan Türkmen, içinde bulunan iki mahallede de yaklaşık 500 kişinin yaşadığını belirtti.
Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alabilmek için bölgede düzenleme çalışmaları yapıldığını vurgulayan Türkmen, liman bölgesini gezilebilir hale getirerek, ziyarete açtıklarını bildirdi.
Tersaneyi, bir Osmanlı gemisi ile gemi yapımında ve savunmada kullanılan aletlerin sergilendiği açık hava müzesi haline dönüştürdüklerini dile getiren Türkmen, halen bölgede restorasyon çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Alanya Kalesi’ni, yerleşim bölgesiyle bir bütün olarak değerlendirdiklerine işaret eden Türkmen, ”Alanya tarihi şehir” adlı bir dosya hazırladıklarını ve dosyayı 31 Ocak 2012’de teslim ettiklerini açıkladı.
Türkmen, dosyada belirtilen unsurların var olup olmadığının tespiti için eylül ayında UNESCO Dünya Kültür Mirası Komitesi’nden bir heyetin Alanya’ya gelerek inceleme yapacağını ve bu heyetin rapor hazırlamasının beklendiğini kaydetti.
Raporun 21 ülkenin temsilcisinin oluşturduğu Dünya Kültür Miras Komitesi toplantısında değerlendirileceğini kaydeden Türkmen, ”2013 yılı komite toplantısında inşallah Alanya Kalesi’ni Dünya Miras Listesi’nde görme şansına sahip olacağız” dedi.
Türkmen, Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alarak tarihi değerleri sağlıklı şekilde gelecek kuşaklara aktarmayı hedeflediklerini vurguladı.
Dünyada 900’e yakın Dünya Kültür Mirası alanı bulunduğuna işaret eden Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Dünya Kültür Mirası Alanı’nda yer almak, ‘Buralar seçkin evrensel değeri olan alanlardır’ anlamı taşır. Dolayısıyla daha çok kişi sizi tanımış olacak, görmek isteyecek, bilinçli ve bütüncül bir koruma sağlanacak. Listede yer aldığınızda size sadece bir amblem verilecek ama bu sadece bir amblem değil, sizin evrensel değerde bir varlığa sahip olduğunuzun kanıtıdır.”