Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Can Şimşek Oda Yönetim Kurulu Üyelerinin de katılımıyla düzenlediği basın toplantısında 0,50 emsal artışı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Sözlerinin başında, son günlerde artan terör olaylarını kınadıklarını ifade eden ve şehitlerimizle ilgili üzüntülerini ifade eden Şimşek, “Halka rağmen, halk için yaşanabilir kent mücadelesini sürdüreceğimizi ifade ediyor ve değerli halkımızı günlük rant hesapları ve göz boyamalara aldanmayıp bu güzel kente sahip çıkmaya ve çocuklarımıza güvenle yaşanabilir alanlar bırakabilmek için mücadeleye çağırıyoruz” dedi.
“Değerli halkımızın ve siz saygıdeğer basın mensuplarının sormaları gereken ‘Odalar neden her şeye itiraz ediyor?’ sorusu değil; ‘Neden itiraz edilecek bu kadar yanlış var?’ sorusudur” diyen Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Can Şimşek’in açıklaması şöyle;
Bursa Kamuoyunun yakından takip ettiği üzere Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi Mayıs ayı olağan toplantısında, 17 ilçenin nazım imar planlarının tümüne “Riskli bina tespit edilerek kentsel dönüşüm yapılması durumunda 0,50 emsal artışı yapılabilir” şeklinde bir plan notu eklenmesine karar verilmiştir.
Hiçbir bilimsel zemini olmayan bu karar, başta belli müteahhitlik firmaları olmak üzere cebinden para çıkmadan dairesini depreme dayanıklı hale getirmek isteyen bir kısım vatandaş tarafından da sevinçle karşılanmıştır.
Alınan karara Akademik Odaların itirazları maksatlı olmakla itham edilmiş ve Meslek Odaları halkın can güvenliğini önemsemiyor olmakla suçlanmıştır. Bu kapsamda bazı kişi, kurum ve kuruluşlarca “Depremde kaybedilecek canların vebali itirazcı Odaların boynuna” gibi ifadeler kullanılmaktadır.
Diğer yandan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Altepe, 9 Temmuz 2015 günü konuya itiraz eden Akademik Odalarla kamuya açık bir şekilde her ortamda tartışabileceğini dile getirmiştir. 11 Temmuz günü ise bu çağrıya cevabımız “Reste Rest” başlığıyla basında yer bulmuştur. (Bkz: Hürriyet Bursa, Sayın Namık GÖZ’ün haberi)
Bu sözlerin sarf edilmesinden bu yana bir ayı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki Sayın Başkan sözlerinin arkasında duramamış ve konunun tartışılmasına yönelik hiçbir adım atamamıştır. Sayın Altepe de çok iyi bilmektedir ki bu kararla ilgili olarak bilimsel ve teknik değerlendirmelere dayanan hiçbir tartışmadan haklı çıkma şansı yoktur.
Öncelikle şu bilinmelidir ki Mimarlar Odası başta olmak üzere TMMOB’a bağlı hiçbir Oda, herhangi bir konuya etmiş olmak için itiraz etmez. Odalarımız, misyonları gereği toplumun bilgisi dâhilinde olmayan uzmanlık konularında karar vericiler tarafından yapılan yanlışlar hakkında doğru bildiklerini söylemek durumundadırlar. Değerli halkımızın ve siz saygıdeğer basın mensuplarının sormaları gereken “Odalar neden her şeye itiraz ediyor?” sorusu değil; “Neden itiraz edilecek bu kadar yanlış var?” sorusudur.
Öyle ki Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin bu güne kadar davacısı olup, kaybettiği dava yoktur!
Çünkü hukuk, yöneticilerin ve sermaye sahiplerinin rantını değil, kamu yararını gözetir.
Emin olun Mimarlar Odası ve diğer Odalarımız bu konuda açacakları davaların da hiçbirini kaybetmeyecektir.Mimarlar Odası ve karara itiraz eden diğer meslek odalarına ilişkin ‘vebal’ söylemlerine gelince:
16 yıl geride bıraktığımız 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depreminin acıları hala yüreklerimizi dağlarken, 16 yıl boyunca riskli yapı tespitine ilişkin hiçbir çalışma yapılmamış; Deprem anındaki can kayıplarının en büyük nedenlerinden olan kaçak yapılaşma ile mücadele konusunda en ufak bir mesafe kat edilememiştir. Depremsellik gerçeği her deprem arkasından şişirilen ve birkaç hafta sonra sönen bir medya balonu haline getirilmişken 16 yıllık vurdumduymazlığın vebalini, kentin geleceğini karartacak akıl dışı dönüşüm kararlarına itiraz eden Odaların üzerine yıkmaya çalışmak ancak art niyetle açıklanabilecek tuhaf bir yaklaşımdır.Sorumlu bulunması elzem ise vebal alması gerekenler, yıllardır deprem gerçeğinin farkında olup hiçbir somut adım atmayan Devlet Yöneticileri, Yerel Yöneticiler, yıllardan beri ilgili ilgisiz her alışverişimize eklenen deprem vergilerini halkın güvenli barınma ihtiyacını sağlamak için ortaya koyamayanlardır. Vebal alması gerekenler, 16 yıldır uyuyup, bugün sihirli değnek bulmuş gibi 0.50 emsal artışına sarılanlar ve bu kararı Bursa’nın hayatını kurtaracak bir yöntem gibi ortaya koyanlardır.
Devlet, her vatandaşına eşit koşullarla riskli yapısından kurtulma şansını ve hakkını tanımak durumundadır. Fakat ne yazık ki 0,50 emsal artışı yalnızca lüks semtlerde müteahhitlerin iştahını kabartan bir yatırım fırsatından öte bir anlam taşımamaktadır.
Elektrik, su, doğalgaz, kanalizasyon gibi alt yapı sistemleri, eğitim ve sağlık kurumları, park ve yeşil alanlar gibi sosyal-kültürel donatı alanları aynı kalırken, ortalama emsal değeri 0.90-1.00 olan alanlara 0,50 ek emsal hakkı tanımak ilimle, fenle, teknikle açıklanabilecek bir durum değildir.
Bunu yaparken “Yık Binanı, Kap 0,50’yi!” şeklinde “Bul karayı, Al Parayı” tarzı söylemler ise 16 yıllık uykunun ardından ancak ve ancak yöneticilerin aczini ve iş bilmezliğini göstermektedir.
Dönüşüme formül aranacak ise en başta Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Gürsu’da, Hasanağa’da ve daha birçok yerde olduğu gibi dağ başlarında dar gelirliye vasat barınaklar;
İstanbul Ataşehir, Ümraniye gibi lüks semtlerde zenginlere rezidanslar yapmak için kurulmamıştır. TOKİ, Doğanbey’de olduğu gibi tarihi kent merkezlerini katletmek için de kurulmamıştır. TOKİ’nin görevi vatandaşlarımızın uygun ödeme koşullarında ve hatta gerekliyse hibe ile sağlıklı yaşam alanlarına kavuşmasını sağlamaktır ve bu görevi yerine getirmelidir!
Diğer yandan Sayın Başkan söz konusu akıl dışı kararlarının arkasında durarak kararda rantın söz konusu olmadığını belirtmekte ve son yılların tipik yerel yönetici yaklaşımıyla ‘Rantsa halkın rantı’ diye buyurmaktadır. Altepe haklıdır. Belediye’nin bu artıştan bir rantı olmayabilir. Fakat çok iyi biliyoruz ki bu işe bir şekilde dâhil olacak diğer herkesin rantı vardır.
Basın mensupları olarak şu konuları araştırmanızı diliyoruz:
Bu kararın alınmasının ardından, hangi müteahhitler hangi mülkleri için emsal artışı talebinde bulunmaktadır?
Bu haktan yararlanacak sitelerin dönüşüm projelerini hangi mimarlık ve mühendislik firmaları hazırlamakta ve bu firmaların ortakları arasında hangi Belediye Meclis üyeleri yer almaktadır?Bugün bazı belediyeler uygulamaya karşıymış gibi davranırken, bu karar Belediye Meclisinden nasıl oy birliği ile geçebilmiştir?
Lütfen araştırın! Bu olayın yalnızca insan hayatı gözetilerek ortaya atılan masum bir karar olmadığını görecek; arkasında dönen tezgâha ışık tutabileceksiniz!Tekrarlıyoruz: yalnızca Sayın Altepe ile değil, Belediye Meclisinin bu talihsiz kararını savunan kim varsa adil bir tartışma ortamında ve mümkünse canlı yayında görüşlerimizi ortaya koymaya hazırız.
Bugün Yöneticilerimiz, kentsel dönüşüm adına sözümüz ona en kolay yolu seçmişlerdir. Kenti babalarının mülkü sandıkları için bol keseden emsal, bol keseden imar yüksekliği dağıtmakta sakınca görmemektedirler. Bu kent 20 yıl sonra yaşanmaz hale geldiğinde; trafik işlemez, alt yapı yetmez olduğunda; insanlar çocuklarını yazdıracak okul, hastalarını götürecek hastane bulamadıklarında bunun vebalini taşıyanlar hesabını nasıl vereceklerdir?
TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi olarak gerektiğinde ‘halka rağmen, halk için’ yaşanabilir kent mücadelesini sürdüreceğimizi ifade ediyor ve Değerli halkımızı günlük rant hesapları ve göz boyamalara aldanmayıp bu güzel kente sahip çıkmaya ve çocuklarımıza güvenle yaşanabilir alanlar bırakabilmek için mücadeleye çağırıyoruz.
Şimşek basın toplantısının sonunda stadyum inşaatı ile ilgili süreci de değerlendirirken, “Belediye, bütün çevre düzenlemeleri ve bağlantı yolları ile birlikte 1 milyar TL’ye mal olması beklenen stadyumun parasıyla 15 bin konut yapabilirdi. Ama bir kişinin ısrarlı tutumu Bursa’ya önemli kayıplara mal oluyor” şeklinde konuştu.