"Torba yasa" taslağı ile kentsel dönüşüm alanlarında imar hakları menkul değere dönüştürülerek ‘imar borsası’nda şirketlerce alınıp satılabilecek. Mimarlar Odası Başkanı Muhcu “Tapu yurttaş için güvence olmaktan çıktı” diyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 67 maddelik ‘torba yasa’ taslağı imar hakları ve kentsel dönüşüm alanlarında önemli değişiklikler getiriyor. Yeni düzenlemeye göre 6306 sayılı yasa kapsamında afet riski altındaki alanlar, kentsel dönüşüm alanları, jeolojik açıdan sakıncalı bölgelerdeki gayrimenkuller sertifikalandırılarak menkul değere dönüştürülecek ve bu sertifikalar oluşturulacak ‘imar borsasında’ alınıp satılabilecek. Yine imar planı kararlarıyla yurttaşların gayrimenkul hisselerindeki değer artışı menkule dönüştürülerek transfer edilebilecek. Torba yasa taslağındaki düzenlemeleri konuştuğumuz Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, düzenlemenin yurttaşların mağduriyetine yol açacağını söylüyor. Muhcu, “Tekelleşmiş gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve inşaat şirketleri lehine zorla el koyma süreçleri kolaylaşırken, vatandaşların tapu ile güvence altında olan barınma hakları ortadan kaldırılıyor” dedi.
Düzenlemenin bir imar borsası oluşturulması ve bu borsanın piyasa kurallarına göre işletilmesi esasına dayandığını belirten Muhcu, “Kentsel dönüşüm uygulamalarında yapılan kamulaştırmalarda kamu idareleri vatandaşlara tapu niteliğinde olmayan sertifikalar vererek gayrimenkul haklarını menkule dönüştürecek. Yasa taslağında belirtilmemiş olsa da gayrimenkul hakları yerine verilen bu sertifikaların uluslararası piyasaya sürülmesi dahi söz konusu olabilecek. Vatandaşların haklarının riske atılması, dava açma ve haklarını takip etme olanaklarının zayıflatılması söz konusu” dedi.
Yasa taslağına göre kamu idareleri bir alan için imar planı veya plan tadilatı yaptığında oluşan değer artışının yüzde 40’ının kamuya aktarılması öngörülüyor. Bu payın ödenmesi için yurttaşların tapusu ipotek altına alınacak. Muhcu, “Vatandaşın mali durumunun bu payı karşılamaya uygun olmaması halinde, vatandaşın mülkiyet haklarını yine bir sertifika haline getirip imar borsasına aktarabilecek. Kamu idaresi imar planı yaptığında, bir alanı kamulaştırdığında, bir binayı riskli yapı ilan edip yıktığında vatandaşların hakkını menkule dönüştürebilecek. Dolayısıyla tapu güvence olmaktan tamamıyla çıkıyor. Vatandaşın hakları imar borsasında risk altına giriyor” dedi.
Bakanlığın Yetkileri Güçlendirildi
Torba yasa taslağının kentsel dönüşüm karar ve projelerini hızlandırmak ve merkezileştirmek amacıyla gündeme getirildiğini belirten Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, torba yasa taslağındaki pek çok düzenlemenin yerel yönetimlerin yetkilerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı lehine gasp ettiğini belirtti. Muhcu, taslaktaki diğer düzenlemeleri ise şöyle yorumladı:
– Torba yasa taslağına giren Bakanlık tarafından yapılacak ‘mekansal strateji planları’ ile yerel yönetimlerin planlama sürecinin dışına atılması taslakta güçlendirildi. Türkiye’nin imza attığı AB kentsel şartı ve AB yerel yönetim şartı ile devlet tarafından güvence altına alınacağı taahhüt edilen yerinde yönetim ilkesine aykırı bir düzenleme getiriliyor.
– Yerel yönetimler planlama sürecine bağlı olarak 30 gün içerisinde yapılara ruhsat ve iskan vermemesi halinde bu belgeler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlükleri trafından verilebilecek. Daha önce afet riski altındaki alanlar ile kentsel dönüşüm alanı kararlarıyla ruhsat ve iskan haklarına müdahale edilmişti. Bu taslakla bütün alanlarda Bakanlık yetki sahibi oldu. Muhalefet belediyelerinin merkezi hükümetin plan ve ruhsat kararlarını hukuka, yerel koşullara aykırı görerek ruhsat vermemesinin önüne geçildi.
– Plan yapma yetkileri Bakanlığa bağlandı. Bakanlık isterse yerel yönetimlerin yaptığı planları yok sayarak başka plan yapıp yürürlğe sokabilecek.
– İmar planları yapıldığında oluşan değer artışının yüzde 40’ının kamuya aktarılması öngörülüyor. Bu yüzde 40’lık payın yüzde 70’i Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na kalan yüzde 30’u ise Büyükşehir Belediyesi kapsamındaysa ilçe ve büyükşehir belediyesi tarafından bölüşülecek. Ancak imar planı Bakanlık tarafından yapılmışsa bu değer artışının tamamı Bakanlığa kalacak. AKP yerel yönetimleri söz konusuysa yüzde 30’luk pay yerel yönetimlere aktarılırken, muhalefet partilerinin belediyesiyse Bakanlık isterse değer artışının tamamına el koyabilecek.
– Yapı denetimi kuruluşları yerine, kadrosu mimar ve mühendislerden oluşan bir sermaye kuruluşu olarak tariflenen teknik müşavirlik kuruluşları kurulacak. Bu kuruluşlar yıkım işleri, proje denetimi ve yapı denetiminden sorumlu olacak; riskli yapı tespiti ve yıkım raporu hazırlanması işlerini üstlenecek. 2001’de çıkarılan kanunla yapı denetimi özel kuruluşlara verilmişti. Geçmişte zaafa uğratılan kamu denetimi şimdi tamamen ortadan kaldırılıyor. Yapı denetimi hem özelleştiriliyor hem tekelleştiriliyor.
– Mimar, mühendis ve plancıların telif ve müelliflik hakları ortadan kaldırılıyor. Bina cepheleri mimarın onayı olmadan değiştirilebilecek. Cephede yerel malzemelerin kullanılmasına ya da Osmanlı Selçuklu taklidi yapı ve sokak siluetleri oluşturulmasına karar verilebilecek.