İngiltere’deki Kew Wakehurst Botanik Bahçesinde Etiyopya Evlerinden İlhamla Tasarlanan Pavyon

Londra merkezli mimarlık stüdyosu Flea Folly Architects, İngiltere'nin Batı Sussex kentindeki Kew Wakehurst botanik bahçesinde, geleneksel Etiyopya evlerinden ilhamla yerel malzemelerin birleşiminden oluşan bir pavyon tasarladı.

“Sahte Muz Pavyonu”, Etiyopya’da 20 milyondan fazla insana besin kaynağı sağlayan, yaygın olarak enset veya ensete, Etiyopya muzu, Habeş muzu ve yalancı muz olarak bilinen, muz ailesindeki çiçekli bitkinin otsu bir türü olan Ensete Ventricosumun önemini vurgulamak için tasarlandı.

Pavyon, Wakehurst’ün vahşi botanik bahçelerinde yaz programı için oluşturulan beş geçici enstalasyondan biri. Sanat eserlerinin her biri, kamu kuruluşu Kew’ün uluslararası bilim ve araştırma projelerini tanıtmak için tasarlanmış.

Flea Folly Architects, Kew araştırma görevlisi James Borrell ile birlikte çalışarak, kuruluşun geleceğin iklime dayanıklı önemli bir ürünü olarak kullanılabileceğine inandığı sahte muz bitkisi olarak da bilinen “enset”e saygı gösteren bir tasarım geliştirdi.

Tasarım, Etiyopya’da geleneksel olarak bulunan ve Dorze halkının tipik olarak bambu binalarının iç kısımlarını süslemek için enset yaprakları kullandığı tukul kulübelerinden etkilenmiş.

Flea Folly Architects, bu Afrika konutlarının bir pastişini yaratmak yerine yerel kaynaklı doğal malzemeleri kullanarak “vernaküler bir mimari eser” yaratmak istemiş.

Ahşap çerçeveli dikdörtgen yapı, dokunmuş fındık ağacı dallarından ve sıkıştırılmış su kamışından yapılan levhalarla kaplanmış.

Geometrik desenler oluşturmak için panellerin üzerine yatay saz şeritleri serilmiş ve dekoratif süsleme eklenmiş.

Gotik kemerleri çağrıştıran zırh benzeri söğüt perdeler de cepheleri süslerken, pavyonun tepesine saçaklar yerleştirilmiş.

Cephedeki açıklık, gradyan şekilde boyanmış 900’den fazla huş ağacından kontrplakla kaplı piramidal bir alana açılıyor. Yeşilden kırmızıya değişen bu gradyan, enset bitkisinin renk tayfını vurguluyor.

İç yüzeye yerleştirilmiş küçük bir oturma alanı, ziyaretçilerin piramidin tepesindeki açık bir “göz” ile gökyüzüne bakabilecekleri bir dinlenme ve seyir alanı sağlıyor.

Yapı, Kew Wakehurst’teki yaz programının sonunda araziye herhangi bir zarar vermeden kaldırılmasını sağlayacak vidalı kazıklar üzerinde yerden yükseltilmiş.