İMSAD, yaptığı basın açıklamasında Marmara depreminin üzerinden tam 12 yıl geçmesine rağmen deprem bilinci konusunda yapı güvenliğiyle ilgili gerekli çalışmaların yetersizliğine dikkat çekti.
Radikal kararlar alarak depreme dayanıksız ve hasarlı binaların iyileştirilemiyorsa yıkılması gerektiğini savunan İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), şu ana kadar atılan en somut adımlardan biri olan ‘Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planı 2023’ ile çalışmaların olumlu bir ivme kazanmasını beklediklerini açıkladı.
İMSAD tarafından yapılan yazılı açıklamada Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç, dünyanın en aktif deprem bölgelerinden birinde bulunan Türkiye’de Marmara depreminin üzerinden tam 12 yıl geçmesine rağmen binaların çoğunun depreme karşı savunmasız olduğuna dikkat çekti. Deprem bilinci konusunda kamu ve özel sektörün işbirliği sağlayamadığını vurgulayan Bilmaç; “Yapı güvenliği konusunda somut adımlar atılamadı ve kaynaklar verimli bir şekilde kullanılamadı. Türkiye’de yaşayan herkesin depreme karşı güvenli yapılarda oturmaya hakkı olduğu kanaatindeyim. Mühendislik, müşavirlik, yapı malzemesi ve müteahhitlik hizmetlerinde lider ülkemizde mevcut yapı stoğu için harekete geçmeliyiz. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’yla işbirliği içinde çalışıyor ve çalışmalarını önemsiyoruz. Açıklanan yeni Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planını bu yönde atılmış önemli bir adım olmasını diliyoruz” dedi.
İMSAD Yapı Güvenliği ve Deprem Komitesinin Çalışmaları Başladı;
İlk hedef “Güvenli Yapı Kavramını Ülke Gündemine Taşıyarak, Bu Bilinci Yaratmak”
İMSAD Yapı Güvenliği ve Deprem Komitesi Başkanı Galip Sayıl; Mevcut yapıların büyük çoğunluğunun afet ve imar kanunlarına uygun olmadığını ve yeni yapıların belli kısmında ise kayıt dışı üretimin devam ettiğini belirtti. İnşaat sanayisi olarak deprem ve yapı güvenliği konusunun tartışılması, alınması gereken önlemler ve çözüm önerilerinin oluşturulması, planlı ve aktif bir çalışma yürütmek amacıyla Yapı Güvenliği ve Deprem Komitemizi kurduk. Komite mevcut yapıların güçlendirilmesi ile kentsel dönüşüm ve yeni yapıların depreme dayanıklı inşası için geniş bir platform oluşturmayı hedefliyor. Komite tüm yapı gruplarını ve yapı sektörü içinde güvenliği doğrudan etkileyen bileşenlerin üretimini, tasarımını ve denetimini yapan gerçek ve tüzel, özel ve remi tüm muhatapların içinde olacağı geniş bir platform oluşturmak için kolları sıvadı. Sivil toplum kuruluşu olarak bizlere bu hayati konuya çözüm sağlanması için yapılacak eylemlerde büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Deprem konusu bugün herkes tarafından bilinen bir gerçek… Artık bu konuda kamuoyunun daha somut adımlar beklediğini görebiliyoruz. Halen yapılan birçok projede bina maliyetini düşürmek ve ucuza mal etmek için kalitesiz, kayıt dışı malzemeler kullanılıyor. Kayıt dışı üretim ve haksız rekabet nedeniyle inşaat sektörü ciddi sıkıntılar yaşıyor. Tüm bu yapılan hatalar ve denetimsizlik neticesinde can kayıpları gibi üzücü sonuçlar doğuyor” dedi.