İnşaat Ya Resulullah!

Tartışmaya zaman bulamadığımız, sosyolojik ve ekonomik sonuçları çok ağır olabilecek yeni bir 'konutçuluk' anlayışıyla karşı karşıyayız.

Mimarlık merakınız varsa ya da son yıllarda büyük bir başarı öyküsü olarak gözümüze sokulan inşaat sektörüne farklı ve eleştirel bir yönden bakmak istiyorsanız Birikim dergisinin ekim sayısını kaçırmamalısınız. Sinan T. Gülhan’ın ‘Konuta Hücum’ makalesi TOKİ’nin yeni görevini ve yasal düzenlemelerdeki işlevini farklı bir açıdan ele alıyor. Özetlersek, AK Parti iktidarının TOKİ’nin statüsünü değiştirerek 2004 ile 2008 yılları arasında Kamu İhale Kanunu’nun dışına çıkartmasından, belediyeler ve yasalar üstü bir yere taşınmasına kadar bütün yasal basamaklar sabırla anlatılıyor. Bu durumu iyi yanından ele alırsanız yıllardır kamu inşaatlarında kurulu rüşvet çarkının, istimsarın ve bürokrasinin bir anlamda by-pass edildiğine tanıklık edip seviniyorsunuz. Ancak biraz kuşkucuysanız bu yeni alanın istismara açık, kontrol mekanizmalarının az ve TOKİ’ye büyük bir keyfiyet kazandırdığını görüyorsunuz. Yukarıdan aşağıya taşeronlaşmayı arttırması ise işin hediyesi! Yani bir zamanların işe devlet müteahhidi olarak başlayıp sonrasında burada edindikleri tecrübeler ve mühendis kadroları ile dünyaya açılan ENKA, STFA gibi büyük Türk firmalarının yerini, adı ‘konut yönetimi’ altında pazarlamaya girişen neredeyse bünyelerinde hiç mühendis bulunmayan yeni bir ekonomik ‘yapı’ almış da haberimiz yok! Bu yeni yapı kolay alınan ev kredileriyle konut edinmeyi teşvik eder gibi gözükse de tıpkı finans piyasalarındaki genelgeçer dengeler gibi spekülatif ve tartışmalı bir alanı da içinde barındırıyor. (Biriniz mortgage krizi mi dedi? Aman duymamış olalım!) 

1 Mayıs Mahallesi satılık!
Tartışmamız gereken ancak çılgın gündemimizden tartışmaya zaman bulamadığımız, sosyolojik ve ekonomik sonuçları çok ağır olabilecek yeni bir ‘konutçuluk’ anlayışıyla karşı karşıyayız. Sinan T. Gülhan durumun vahametini çok konuşulacak bir örnekle vermiş. Gülhan bir gün yine bir konut yatırımcısı CEO’nun ofisine gittiğinde ‘yeni yatırımlarının neresi olacağını’ sormuş. Pahalı takım elbiseleri içinde 30 yaşlarındaki CEO sigarasından derin bir nefes çekerek penceresinin camından dışarıyı gösterip “İşte burası” demiş. Gülhan şaşırmış. “Orasının 1 Mayıs Mahallesi olduğunu ve girmenizin imkânsız olduğunu biliyorsunuz herhalde değil mi” diye sormuş. Cevap “Biz girmeyeceğiz ki, TOKİ girecek..” Dannnn!

Anlayacağınız 70’li yıllarda göçmen işçi dayanışmasıyla kurulan binlerce insanın tapusuz evlerinde yıllardır yaşadığı Ümraniye’nin bu en değerli yerleşim birimi ‘kentsel dönüşüme’ kurban gitmek üzere… Rantın yeni adı ‘kentsel dönüşüm’. Ne kadar havalı ama değil mi?

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın