Mimarlar Odası Ankara Şubesi inşaat sektöründe yaşanan denetim sıkıntısına dikkat çekti.
İnşaat sektöründe ardarda kazalar yaşanırken, Mimarlar Odası Ankara Şubesi denetimsizlik tespiti yaptı. Bugün yapılan basın toplantısında Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “ciddi bir denetimsizlik süreci ile karşı karşıyayız” dedi. Ruhsat iptalleri için çalışma başlattıklarını vurgulayan Candan şunları söyledi: “İnşaat sektöründe denetim yok. Son dönemde kazaların artıyor olmasının arkasında denetimsizlik süreci yatıyor. Mimar meslektaşlarımız tarafından sürekli dile getiriliyor. Mimarlar Odası olarak ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Alanımızda yetkisiz bir şekilde mesleğin icra edildiği, herhangi bir izin ya da hiçbir yerden belge almadan mimarlık yapıldığı ortaya çıktı. Mimarlık yapma yetkisi olmadan insanların proje çizdikleri, ruhsat aldıkları görünüyor. Hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın denetiminden uzak hem Mimarlar Odası’nın denetiminden uzak mimarlık yetkisi olmayanlar iş yapmaya başlamış durumda. Durumu kurumlara bildirerek ruhsatlarının iptal edilmesi için yazışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Bir büro açmak ve mimarlık yapmak için bazı kurallar bile gerçekleştirilmemiş. Büro açmak için Mimarlar Odası’ndan izin dahi almamışlar. Büro Tescil Belgesi almadan büro açanlar, proje çizenler var. Bakıyoruz Büro açma yetkisi bile yok proje çizmiş ruhsat almış. Belediye bunu denetlemiyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetlemiyor. Ruhsatı verip inşaatı başlatmışlar, temeller atılmış, bunun yapılabilirlik yetkisi olup olmadığını bile bilemiyoruz.”
Candan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın denetimde yetersiz kaldığına dikkat çekerek, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yönetmeliklerine göre iki görev mimari proje ve yapı denetim aynı anda yapılamaz. Fakat Meslek Odaları’nın denetimi devre dışı bırakıldığı için, büro hem yapı denetim yapıyor, hem projeyi çiziyor. Bakanlık bunu iş işten geçtikten sonra fark ediyor. Yapı denetimci mimar proje çizemez, bakıyoruz proje çizmiş ve Belediye’den ruhsat almış. İnşaat sektöründe ciddi bir sıkıntı yaşanıyor, şu anda bu tür uygulamaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na iletiyoruz. Yapı üretiminde öyle bir süreç yaratıldı ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bile denetleyemiyor. Mimarlar Odası gibi meslek odalarını devre dışı bıraktığınızda sicilleri de tutulamıyor, Bakanlık da denetleyemiyor. Yapı üretim sürecinde karşı karşıya kalınacak iş kazaları ve tasarım hatalarından kaynaklı insanların hayatını tehlikeye atacak süreçlerle karşı karşıya kalabiliriz. Kaygılıyız. Çalışmalarımızı henüz sonlandırmadık, tahminimiz Ankara ve Temsilciliğimiz olan 15 ilde yüzde ellilere varan ölçüde mesleki denetimden geçmeden alınmış ruhsatlarla ilgili işlem başlatıyoruz.”
Mimar yaptığı işin parçası olmak ister, son zamanlarda mimara ait olan eser haklarının ihalelerde mimarlardan devredilmesini istiyorlar. Bunun anlamı mimarın izni olmadan müdahale edilmesidir. Üretilen eseri mimarın izni olmadan değiştirecekler. Son dönemde Selçuklu- Osmanlı mimarisi tarzında eserler üretilmesi sürecini hükümet başlattığı için mimarın eserine müdahale edebilmek için bu yola başvuruyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Sözlü olan bu süreç Samsun’da Arkeoloji müzesinin ihale şartnamesine girdi ve konu yargıya taşındı. Fikir ve Sanat eserlerinin telif haklarının devredilemeyeceğine dair dava açıldı” dedi.
Candan, mimar Behruz Çinici’ye ait olan Cami ve TBMM Halkla İlişkiler Binası olarak bilinen binanın yıkılmasını istemediklerini yapılan toplantıda vurguladı. “Cami ve Halkla ilişkiler binası bir bütün olarak TBMM kampus alanı içerisinde. Holzmeister’in danışmanlığında Behruz Çinici’nin yaptığı Halkla meclis ilişkisini iç içe geçiren yaklaşımının ve binanın korunması için Koruma Kurulu’na başvurduk. Cami ve Halkla İlişkiler binasının tescillenmesini istiyoruz. Caminin minaresi bir ağaçtır, simgesel olarak yeni modern bir anlayış getirilmiştir camiye. Cami’nin de kullanımdan çıkartılması düşünülüyor olabilir, bir bütün içinde korunması için Koruma Kurulu başvurusunu yaptık” bilgilendirmesinde bulundu.