EFFEKT tarafından tasarlanan Living Places Copenhagen projesi, gezegenimiz ve insanlar için daha sürdürülebilir yapılar inşa etmenin önündeki engelleri kaldırıyor.
Living Places Copenhagen, hem insanlara hem de gezegene fayda sağlayan daha iyi bir yaşam alanı oluşturmaya odaklanan yeni bir düşünce tarzı sergiliyor. Yedi prototip -beş adet açık pavyon ve iki adet gerçek ölçekli konut- nasıl üç kat az CO2 ayak izi üreten ve birinci sınıf iç mekan iklimine sahip daha sürdürülebilir konutlar geliştirebileceğimizi ortaya koyuyor.
The Living Places konseptinin Danimarka’nın en düşük CO2 emisyonuna sahip olması bize daha sürdürülebilir yapılar inşa etmek için daha fazla beklememize gerek olmadığını gösteriyor.
EFFEKT, Artelia ve VELUX Group tarafından oluşturulan konseptin vizyonu -Living Places- inşaat endüstrisine yol göstermek ve yapıları tekrar düşünmenin küresel ısınmaya ve sağlık sorunlarına nasıl çözüm üretebileceğini göstermek. Ekip, bütün bir yaşam döngüsünü hesaba katarak inşaata yeni bir bütünsel yaklaşım sağlayan açık kaynaklı bir gelişim kaynağı hayal ediyor.
Konsept beş temel prensibe dayanıyor: konutlar sağlıklı, ekonomik, basit, zamanla tekrar paylaşılabilen ve ölçülebilen yapılar olmalı. Bu prensipler mevcut olan ve olmayan yapı ve topluluklara uygulanabiliyor.
Birleşmiş Milletler iklim panelinin son raporu, düşük karbon çözümlerinin inşaat sektöründe de mutlaka ölçeklendirilmesi ve uygulanması gerektiğini açıkça söylüyor.
Living Places Copenhagen 3.8 kg/CO2/m2/yıl CO2 ayak izine sahip -12 kg/CO2/m2/yıl olan şu anki Danimarka mevzuatından üç kat daha düşük- ve tek aileli bir ev ya da bitişik nizam evler için piyasa fiyatına uygun yeni evlerin inşa edilebileceğini gösteriyor.
Üstelik Living Places Copenhagen güneş ışığı ve temiz hava kullanarak sağlıklı bir iç mekan iklimi oluşturmaya odaklanıyor ve sınıfının en iyisi iç mekan iklimini sunuyor.
Jernbanebyen’deki The Living Places Copenhagen’daki projenin bir parçası olan; EFFEKT, Artelia, the Velux Group ve Enemærke & Petersen bütün bir Yaşam Döngüsü Analizi’ni gerçekleştirdi. Bu da her bir materyal, tasarım tercihi ve yapım tekniğinin dikkatle gözden geçirildiğini ve tipik bir Danimarka ailesiyle kıyaslanarak yansıttıkları emisyonların eşleştirildiğini gösteriyor.
Teknik sistemleri ve yapım sistemlerini ayırarak döngüsel ekonomi, yapının kullanım süresini uzatmak ve maaliyet, iş gücü ve atığı azaltmak için kullanılıyor. Buna bağlı olarak şirketin oluşturduğu prototipler bize insanlara ve gezegene fayda sağlayan konutlar inşa etmek için daha fazla beklememize gerek olmadığını hatırlatıyor.
Sağlıklı yaşam alanları tasarlanmasını desteklerken aynı zamanda prototiplere bağlı kalabilmek ve günümüzün sürdürülebilirlik gerekliliklerini yönlendirebilecek bir çerçeveye sahip paydaşlar ve işbirlikçileri sağlayabilmek adına şirket “Pusula Modeli” adlı tasarım ve yapım sürecini geliştirdi. Bu sağlıklı yaşam alanları da yedi stratejik etkenden oluşuyor: esneklik, kalite, yaşam çevresi, sağlık, toplum, yerellik, maaliyet.
Kopenhag’daki the UIA World Congress of Architects’in resmi ortağı olarak, Living Places Copenhagen 2023 yılı boyunca teşvik amaçlı tasarlanmış tartışmalar ve etkinlikleri içeren bir programa ev sahipliği yapacak.