İstanbul Serbest Mimarlar Derneği'nin Kalebodur'un destekleri ile Salt Galata'da düzenlediği "Mimarlık Ve..." buluşmalarının üçüncüsü, 31 Ekim Pazartesi günü "İstanbulSMD ve Kalebodur'la Pazartesi Buluşmaları-Mimarlık ve Edebiyat" başlığı altında yapıldı.
“Mimarlık ve Edebiyat” buluşmasında, gazeteci-yayıncı Cem Erciyes’in moderatörlüğünde düzenlenen panel, polisiye romanlarıyla tanınan ve Türkiye’nin önemli yazarlarından Ahmet Ümit’in katılımıyla yapıldı.
Kent, mekân ve bellek üzerinden mimarlık ve edebiyatın ortak özelliklerinin tartışıldığı panelde, edebiyatta mekân kurgularının kent ve mimari ile bağlantısı ve İstanbul’un mekânsal algısının edebiyata katkısı birlikte değerlendirildi.
Ahmet Ümit’in romanlarında bir kurgu mekânı olarak yorumladığı İstanbul’un, sokakları, evleri ve kamusal alanlarına dair izlenimleri, izleyicilerden gelen sorularla birlikte tartışıldı. Ahmet Ümit, insanların kentleri şekillendirdiği gibi kentin de insanları şekillendirdiğini anlattı ve insan ruhunu ortaya çıkartmakta kentlerin edebiyata eşlik ettiğini belirtti.
İstanbul’un, kendisi için önemli bir kent olduğunu söyleyen yazar, tarihi ve etnik çeşitlilikleri ile eşsiz bir kültürel altyapıya sahip olduğumuzu ve bu değeri kaybetmemek için yaşadığımız kentin zenginliklerinin farkına varılması gerektiğini vurguladı.
Son dönemde gitgide birbirine benzeyen, kimliksiz şehirlerin ortaya çıktığına vurgu yapan Ahmet Ümit, kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu ancak şehirlerin özgün eserlerini kaybetmeden, tarihini ve kent belleğini yok etmeden dönüştürülmesi gerektiğini de ifade etti.
Edebiyatın insan ruhunu yüceltmek için var olduğunu söyleyen Ahmet Ümit, romanlarında bir yandan da mekânları “kaydettiğini”; yıkılan, kaybolan, unutulan yapıların varlığını yazılar üzerinden sürdürmeye ve bir hafıza mekânına dönüştürmeye çalıştığını da belirtti.
Mimarlık öğrencilerinin ve okurların katılımı ile gerçekleşen panelde; tarihinin her pek çok döneminde kütüphaneler ve tiyatrolar yurdu olan Anadolu gibi bugün de İstanbul’un çok önemli kütüphane ve müzelere sahip olduğunu belirten Ahmet Ümit, kültürel altyapının sürdürülebilirliği için bu değerlerin keşfedilip, sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi.
Herkese açık ve ücretsiz olan “İstanbulSMD ve Kalebodur’la Pazartesi Buluşmaları” adlı konuşmalar serisinde, ilerleyen aylarda da farklı disiplinlerin pencerelerinden mimarlığa bakılacak. Bu panellerde katılımcı konukların çağdaş mimarlık ve kent hayatı üzerine kişisel deneyimleri ve gözlemleri izleyicilerle paylaşılacak.
Kalebodur’un desteği ile düzenlenen “Mimarlık Ve…” adı altındaki paneller serisi ile İstanbulSMD, mimarlığı ve kentleşmeyi mimarlık dışındaki alanlarda çalışanlarla birlikte tartışmaya açıyor.