İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, kentte yaşanan “hafıza kaybına”, bunun tetiklediği kimlik bunalımına ve kültürel erozyonuna ilişkin duyarlılığı arttırmaya yönelik etkinlikler yapmak üzere kuruldu. Enstitünün süreli yayını olan İstanbul Araştırmaları Yıllığı, başından beri bu amaca hizmet ediyor ve olabildiğince kentin geçmişini bütüncül bir anlayışla ele almayı hedefleyen makaleler dizisi içermeye gayret gösteriyor.
Yıllığın 5. sayısında da, antikçağ, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kucaklayan geniş bir ufuk içinde kentin tarihi, arkeolojisi ve kültürel kimliğinin çeşitli boyutlarına ilişkin özgün araştırmalar yer alıyor: Antik döneme ait yazıtlar; Bizanslı kadın baniler ve manastırlar;Dördüncü Haçlı Seferi’ni takip eden, kısa süreli Latin egemenliğinin Kalenderhane Camii’nde bıraktığı freskler; çağlardan beri su sorununun yaşandığı kentin “hinterland”ında Bizans dönemine ait su yolları; kentin kimliğinde önemli bir kırılmanın gerçekleştiği Lâle Devri’nin simgesi haline gelmiş ve hemen bütün izleriyle ortadan kalkmış Sa’dâbâd Sarayı ile çevresinin mimarisi ve toplum hayatına getirdiği yenilikler; kentin mistik ve kültürel hayatında önemli bir yeri olan Galata Mevlevîhanesi ile yakın çevresinin 19. yüzyılda tanık olduğu değişim; 19. yüzyıldan Cumhuriyet’e rasathanelerin gelişimi; içerdiği birimlere ilişkin birçok bilinmeyenin bulunduğu Dolmabahçe Sarayı’nda, Hareket Köşkleri’nin inşa ve tefriş süreçlerine ilişkin belgelere dayalı değerlendirmeler veTanzimat’tan Cumhuriyet’eİstanbul’da sayfiye olgusunun değişimi.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları 33
Süreli Yayınlar 5
İstanbul, 2016