İstanbul Kent Müzesi İnşaatı Yeniden Başladı

Salon Alper Derinboğaz tarafından tasarlanan İstanbul Kent Müzesi, Topkapı'da yer alıyor. Tamamlama inşaat etabı Fortis İnşaat tarafından yürütülecek müzenin Ekim 2025'te bitirilmesi planlanıyor.

Görseller: Salon Alper Derinboğaz

Sözleşmesi 03 Temmuz 2024 Çarşamba tarihinde imzalanan yatırımın inşaatı için çalışmalara 09 Temmuz 2024 Salı günü başlandı. Tamamlama inşaatı için 480 gün süre verilen yatırımın 31 Ekim 2025 tarihinde bitirilmesi hedefleniyor.

İstanbul Müzesi tarihi kara surlarının hemen yakınında yer alan konumu ve müze anlatısına dahil olmayı bekleyen 10 bin parçalık envanter kapsamı ile İstanbul’un güncel tarihinden 8.500 yıl öncesine uzanan geçmişini anlatmayı amaçlıyor. İstanbul Müzesi projesi 2005 yılından beri şehrin gündeminde yer alan çeşitli kurumlar tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan uzun soluklu bir beklentiydi. Küratöryel ekip, bilimsel danışmanlar ve araştırmacılar tarafından yürütülen tarihi arşiv çalışmalarına paralel ve koordineli olarak yürütülen mimari tasarım sonunda, müzenin inşaatı 2017 Şubat ayında başladı. Böylelikle İstanbulluların kendi kültürel kimliklerini yeniden keşfedebilecekleri bir müzenin temelleri atılmış oldu.

Tarihçe ve Lokasyon

Salon Alper Derinboğaz tarafından tasarlanan İstanbul Kent Müzesi’nin proje alanı; kentin çok katmanlı tarihinin güçlü bir temsili olan, 5. yüzyıla tarihlenen Theodosyus şehir surlarının Romanus Kapısı’na yakın eski minibüs garajı arazisiydi. Bizans, Konstantinopolis, İstanbul adlarıyla birlikte, şehir sur duvarları da gelişti ve dönüştü. Duvardaki restorasyon, onarım, eklenti ve farklı duvar işçiliklerini izlenerek, birbirinden farklı toplumların surları kolektif olarak nasıl kullandıklarını okunabiliyor.

Kentsel yerleşim genişledikçe, surlar, şehri sınırlamak yerine, merkezin bir parçası haline geldi. Ayrıca Theodosian Surları, 17. yüzyıldan bu yana, gezginler için kentin görülmesi gerekli rotalarından biri haline geldi. Ancak kentsel tasarım, surların algılanabilir ve ziyaret edilebilir olmasına izin vermemişti. Bununla birlikte eski minibüs garajı çukuru, arkeolojik olarak hassas olan bu bölgede, yapı sınırı olarak alındı. Bu bağlamda İstanbul için simgesel bir önemi olan bu önemli tarihi yapı dizisine uzanan ziyaret rotası, mevcut kazı çukuru ve toplu ulaşım hatları üst ölçekte projeyi şekillendiren temel unsurlar oldu.

Böylelikle müze ve peyzajın bulunduğu geniş park alanlarının, tarihi yarımadadan otoyol ve Topkapı kavşağı ile kopmasına sebep olan durumu tersine çevirerek; kara surlarının, müzenin ve parkın kent ile ilişkisi yeniden kuruldu.

Hafriyatsız İnşa

İnşaatı Fortis İnşaat tarafından yürütülecek olan müze, yıkılan yapının kazı alanı içine yerleşecek biçimde planlandı. Böylelikle arkeolojik sit alanı olarak tanımlanan bölgede ek hafriyattan kaçınıldı. Betonarme çekirdek ve çelik elemanlar bir arada kullanılarak özgün bir taşıyıcı sistem planlandı. Merkezi avlu sayesinde oluşturulan mikroklima ve doğal zemini tahrip etmeden yerel malzeme paleti ile oluşturulan yapı dili, sürdürülebilirlik esasları açısından yapıyı önemli bir yere konumlandırıyor.