İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nde verilen "Endüstri Ürünleri Tasarımı'na Giriş" dersi kapsamındaki konuşma dizisinin konuğu Prof.Dr. Çağlar Keyder'di.
Boğaziçi Üniversitesi ve New York Eyalet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Keyder, tarihsel sosyoloji, kent sosyolojisi, ekonomi politik, sosyal politikalar ve hukuk sosyolojisi alanlarında çalışmalar gerçekleştiriyor. Özellikle küreselleşme üzerine birçok yayını bulunan Keyder’in sunumunun konusu da küreselleşme ve İstanbul oldu.
Keyder, konuşmasına, küresel kent kavramının ortaya çıkışı ve gelişimini anlatarak başladı. Küresel kent söyleminin, dünya ekonomisinin kontrol mekanları olarak ortaya çıktığını söyleyen Keyder, 1980’lere kadar önemli olan uluslararası ağların (international network) yerini artık, ulusaşırı ağların (transnational network) aldığını belirtti. Sürecin başlarında, dünya ekonomisinin ne olduğunun, küresel kentler içinde neler yaşandığının önemsenmediğini söylerken, son dönemde ortaya çıkan küreselleşme tartışmalarının ise küreselleşmenin, kentleri ve toplumu nasıl etkilediği üzerine kurgulandığına dikkat çekti. Küreselleşme sürecinde, kentlerin kendi konumlarını iyileştirmeleri için giriştikleri mücadelelerin önemli olduğunu söyleyen Keyder, her kentin küresel kent olma potansiyeli olduğunu fakat bunun gerçekleşebilmesi için kentin kendini satabilme yetisinin olması gerektiğini aktardı. Bugün, kentlerde etkinliği olan insanların, yatırım gücü olan insanlar olduğunu söyleyen Keyder, kentte, rant toplaması muhtemel insanlar arasında oluşmuş ittifaktan bahsetti ve İstanbul’da, 1994’ten sonra oluşan ittifaka dikkat çekti. Farklı dönemlerde İstanbul’u, küresel kent yapma projesinin farklılık gösterdiğini dile getiren Keyder, Refah Partisi döneminde İstanbul’un bir İslam kenti olarak öne çıkarıldığını, AKP döneminde ise batıya dönük, yerel değerlerin ön plana çıkarıldığı, Osmanlı çağrışımı yapan kozmopolit bir kent oluşturmanın önem kazandığını söyledi.
Küreselleşmenin, kentler açısından hızlı dönüşümleri ortaya koyduğunu söyleyen Keyder, bu hızlı dönüşüm içerisinde insanların mücadelelere nasıl katılacağının henüz belirsiz olduğunu dile getirdi. Keyder, bugün, temsiliyetin büyük sorun olduğunu söylerken konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Küreselleşme bir konjonktür, aynı hızla gelişme gösteremez. Bugün büyük bir krizin içindeyiz. İttifakı ayakta tutan şey ise sekteye uğrayacak. İstanbul’da emlak ve inşaat üzerinden gerçekleşen bu ittifak balonu sönecek, çünkü gerçekleştirilen inşaat projelerinin hepsinin satılmasının imkanı yok.”
İstanbul’un, küreselleşme sürecinde yer aldığı konumu ve bu konumun yarattığı etkilerin anlamlandırılması konusunda oldukça etkili geçen seminer, Prof.Dr. Çağlar Keyder’in dinleyicilerden gelen soruları cevaplandırması ile son buldu.