Her Çarşamba Taraf Gazetesi'nde yazan İhsan Bilgin, geçen haftaki İstanbul Projeleri başlıklı yazısının devamını yayınlıyor.
İstanbul projelerini değerlendirmeye geçen hafta, aciliyetlerine rağmen gözden düşmüş gözüken metro ve liman/rıhtım dönüşümü konuları ile başlamıştım. Bu sefer sırada onlardan rol çalan projeler var.
İstanbul’un tepeden kararlarla gelip, kentlilerin direncine rağmen, tipik iktidar hırsıyla gündeme alınıp maruz bırakıldığı projeleri bu kez de hiciv yoluyla (aksini çok yaptık/m) değerlendireceğim. Sonra da eğer kentliler karar süreçlerine katılsaydı gündeme gelecek temel ihtiyaçlarla ilgili konulara sıra gelecek. Tabii, İstanbul’a ve sorunlarına sığmayan konular da bitmiş değil; onlar, daha da sonraya…
Önce karakterleri ve ortamı tanıyalım: Zihni Sinir ve Âkil Mantık Beyler; ilki bildik bir kurgu kahraman, diğeri benim icadım. Lüzumsuz icatların mucidi Zihni Sinir’in Gırgır dergisinde köşesi vardı: Çaydanlığın kapağına takılıp, su ısınırken yandaki akvaryum balığına da yem veren aparat türünden buluşları paylaşırdı okurla, inceledikçe komikleşen icatlar, faydasız ve zararsız olurdu. Buradaki “Proce”ler kamusal nitelikte ve dev müdahaleler olduğundan zararlı olabiliyor. Âkil Mantık ise, bu teknoloji ve yenilik düşkünü karakterin tersine, faydalı tutumların, birikimin, kültürün, keşfin ajanı; kâşif eğilimli. Kısaca mucit-kâşif; sivri-düz/ törpülü zekâ; teknoloji-kültür zıtlığı. Abarttıklarında, Zihniler afacanlık ve cinfikirliliğe, Âkiller ise mollalığa meyledecek. Tabii, karakterler şahsileşirken hassas karışımlarla olduğu kadar, ters bileşimlerle de şahsiyete dönüşüyor.
İki karakterin tezahür ettiği ortamlar: U biçimli divan nizamında oturulan Meclis, niceliğinden bağımsız, Bakanlar, Parti, Merkez Karar-Yürütme Kurulu, Danışma gibi her türlü parti ve devlet kurulu/ meclisi olsun. Katılanlar da her türlü politikacı, başkan, müdür, memur, teknokrat, bürokrat, delege, danışman, uzman vb. Memleket meseleleri üzerine iktidarın yetki, güven ve kibriyle sohbete dalınmış olsun, kulak verelim.
İlk sözü alan Zihni: “Boğaz, Allah’ın ne nadide lütfu, bir tane de biz yapsak fena mı olur?” Âkil: “Kanal dediğin Süveyş ve Panama gibi birbirinden kopuk denizleri bağlayan geçitlere denir. Böylece deniz trafiğini küresel ölçekte hızlandırır, ticareti büyütür. Boğaz varken hangi kopuk denizleri bağlayacaz ki?” Aklını mı kaçırdın? O zaman İspanyollar da Portekiz’le İber Yarımadası’nı çapraz bölen bir kanal mı açsınlar? Ancak “İşte vizyon budur.. Zihni Bey’i çok kıskandım!” diyen bir TV yorumcusu ya da köşe yazarı çıktı mı iş sarpa sarar, ateş de bacayı sarmış, son viraja gelinmiş demektir. “Vizyon” sözcüğü Zihni Sinir’in işaretidir zaten, hemen çıkarır kafayı. Mecliste eğer bir de başbakan, belediye başkanı türü muktedir varsa ve aklı yatmışsa iş çığırından çıkmış (gazetelere dev manşetler, tv’lere tartışma programları konusu hazır demektir.
Başka bir gün: “Sabırsız Zihni Beylerden biri: “Madem Boğaz’a köprü yapıyoruz, bari hem Boğaz’ın hem de kanalın üzerinden tek seferde atlayanını yapalım ötekini AP de, ANAP da yaptı.” Mühendis Âkil: “O uzunlukta köprü olmaz; hesap-kitap vs?!”… “Neden, vizyonun mu noksan yoksa? Böyle, hiç yenilik olmazdı”.. klişesine karşı, temkinli bir Âkil’in “Koca İstanbul’u uyduruk rekorların yanına yazdırtma bize” şeklinde tezahür eden? Kültürlü klişesi de kesmez artık, Zihni, kurnazca gözlerini kısarak ekler, “Boşverin rekoru, şöyle Leonardo’nun çizdiği köprüyü Haliç’e inşa edip kültür dünyasının gönlünü alsak?!”… “Yahu aradan o kadar zaman geçmiş, teknoloji değişmiş, yeni imkânlar çıkmış, neden o sınırlarla yetinelim?” diyen Âkil Bey’e, bir de “Temsil teknikleri bile değişmiş, adamın çizdiğini anlamayız bile” diyen akademik bir Âkil çıksa bile, “Biz de bugünün şartlarına adapte ederiz “.. diyecek bir sentezci, Zihnilerin veya Âkillerin arasında mutlaka bulunur ve sentezin geri dönüşü yoktur artık. Herkesin aklı yatıverir…
***
Taksim’i, ve camileri yazıp sorun odaklı makul projeleri de özetlediğimde yerime sığmak mümkün olmadı. Yarın burada Taksim ve camilerle devam edip sonra da absürd olmayan sorun odaklı projeleri özetleyeceğim; daha da sonra öncelikli sorunlarla ve çözümlerini teker teker ele almaya gelecek sıra…