İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Can Çekişiyor

1937 yılında açılan Türkiye’nin ilk kamusal sanat müzesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi yaşam mücadelesi veriyor. E-skop.com adresli sanat tarihi ve eleştiri sitesinde yayımlanan bir yazı, Müze’ye ilişkin belirsizlikleri gündeme getirdi.

Kültür ve sanat kurumlarına dönük saldırılara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. 75 yıllık adresinden taşınan ve isminin gayrıresmî olarak değiştiği iddia edilen Türkiye’nin ilk kamusal sanat müzesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin akıbeti belirsizliğini koruyor.

Rant lobisi iş başında

1970’lere kadar Türkiye’deki tek sanat müzesi olduğu için devletin o tarihe kadar aldığı her eseri taşıdığı ve Türkiye’nin en önemli modern Türk resim koleksiyonunu bünyesinde barındıran müze, halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı. Müze, kurulduğu günden bugüne bütçe ve idare sorunları nedeniyle sıklıkla kapanma tehlikesi yaşıyordu. Müzenin uzun süre kaldığı Veliahd Dairesi’nin 19. yüzyıldan kalma, onarım ve tadilat gerektiren yapısı da kısıtlı bütçenin zenginleştirme için kullanılmamasına neden oluyordu. Müze, Veliahd Dairesi’ndeki haliyle Başbakanın İstanbul rezidansını kapsayan bölgenin içindeydi ve rant alanına dönüştürülme potansiyeli barındırıyordu. 2007 yılında Milli Saraylar Daire Başkanlığı restorasyona giren ve açılışı beklenen Müze, 75 yıllık adresi olan Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nden oldukça tartışmalı bir kararla geçtiğimiz yıl taşındı.

Müze, İstanbul Modern’in de bulunduğu bölge olan Tophane’deki Antrepo No.5’e yerleştirildi. Müze’nin Antrepo’ya ne süreliğine, kim tarafından ve hangi şartlarda verildiği bilinmiyor. Taşınmanın ardından Galataport Projesi nedeniyle Antrepo’ların boşaltılacağı yönünde söylentiler yayıldı. Yine aynı dönemde, Emre Arolat tarafından restore edileceği duyurulan antrepodaki eserlerin nasıl saklandığı da bir tartışma konusu oldu. Öte yandan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin ismi fiilen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çağdaş Sanat Müzesi olarak değiştirildi ve bu ismin bulunduğu afiş Antrepo No5’e asılı durumda. İsmin tartışılmadan değiştirilmesine yönelik şikayetlerin başında Geç Osmanlı’dan modern Türk resmine kadar 12 bin eserin bulunduğu koleksiyonun “çağdaş” sıfatıyla anılması geliyor. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ne en son eser alımı ise 1980 yılında yapılmış durumda.

Üniversitenin koleksiyonu tutma savaşı

Son dönemde yaşanan bir gelişme ise oldukça şaşırtıcı. E-skop.com internet sitesinin haberine göre TBMM’ye bağlı olarak açılması planlanan ve Veliahd Dairesi’nde açılacak bir müze için Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda bulunan Osmanlı dönemine ait resimler talep edildi. Akademi bu talebi, üniversiteye ait olduğu ve çok haklı olarak koleksiyonun bütünlüğünün bozulacağı gerekçesiyle reddetti. Üniversitenin bundan sonra koleksiyonunu elinde tutmaya çalışacağı anlaşılıyor.

E-skop.com sitesi yazarı bu durumu şöyle yorumluyor: “İstanbul’da sayısı belirsiz müze projesine girişilirken, ülke tarihinin ilk modern sanat müzesini kurulduğu binadan çıkarılmasını, başka bir müze için koleksiyonunun bozulmasını ve belli bir döneme kadar olan kültürü miras kabul edip bütüncül bir sanat tarihi okumasını ortadan kaldırılmasını, herhalde sadece bu ‘an’da, bu dönemde anlamlandırabiliriz. Nasıl ki Gezi Parkı baştan aşağı yıkılıp AVM yapılacak idiyse, bunun için buldozerlerle gelip ağaçlar köklerinden sökülmeye çalışıldıysa, sonrasında “ağaçları başka yere taşıyorduk” ve bunu da “kamu yararı için yaptık” masalı anlatıldıysa, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin de hikâyesine ancak o kadar inanılır…”

Etiketler

Bir yanıt yazın