Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yalçın Bayer'in son dönemlerde tartışılan cami mimarisi üzerine yazısı.
Mimar Mehmet Yıldız, eski Büyükşehir İmar Müdürü’dür, halen de CHP Beşiktaş Meclis üyesidir. İstanbul’u bilen bir mimar olarak hüzünlendikçe yazmış. Tam boşalmış mı bilemeyiz, ama gerçekleri sergilemiş. Özetlediğimiz yazısı şöyle:
AKP 70 yıl gerilere giderek, en yüksek perdeden cami polemiği yapıyor. Yalan yanlış iddialarla CHP’yi suçluyor. Camileri siyaset arenasının malzemesi yapıyor. AKP ‘ecdadımız’ ve ‘değerlerimiz’ kavramlarını çok sık kullanıyor. Bu kavramları sürekli vurguluyor. Geçmişimize ve halkın değerlerine sahip çıkıyor görüntüsü veriyor. Kamuoyunda bu algı yaratılırken, gerçekte ne oluyor? AKP’nin uygulamaları, söyledikleri ile örtüşüyor mu?
İstanbul’un tarihi yarımada siluetini oluşturan anıtsal yapılar ve muhteşem camilerimiz, ecdadımızdan bize miras kalan en önemli değerlerimizden birisidir.
‘Ecdadımızın’ gücünün geçmişten gelen görkemi ve göstergesidir. İnancının simgesidir. Bu tarihi değer; geçmişten geleceğe emanettir. Milletimizin malıdır.
Ülkeyi yönetenler bu değerlerin bekçisi olmak zorundadır. ‘Milletimizin’ emanetine ve ‘ecdadımızın’ değerlerine zarar vermek, hem millete hem ecdadımıza ihanettir. AKP bu ihaneti yaptı ve bu muhteşem hazineyi rant için kurban etti. Sultanahmet Camii’nin muhteşem görüntüsü üzerine gölge düşürüldü. Camileri diline dolayıp CHP’ye saldıran AKP, bu tarihi değerleri yok ediyor. Sultanahmet’e düşen gölge, İstanbul’daki imar yağmasının simgesidir.
Taksim’e cami, Göztepe Parkı’na cami. Çamlıca Tepesi’ne dev cami. Cami konusu siyasette iyi iş yapıyor. İhtiyaç var mı? Olmasa da olur. Çünkü oy getirir. Üstelik tartışan, karşı çıkan yanar. AKP’li Üsküdar Belediye Başkanı basında, “Çamlıca’da dev cami” için şöyle diyor:
“Caminin en büyük özelliği: Payitahta bakması, yani Ayasofya ve Sultanahmet camileriyle karşı karşıya olması.” “İstanbul’un adeta yeni bir sembolü olacak.”
Sultan Ahmet, Sultan Süleyman, Fatih Sultan Mehmet, iktidarlarının gücünü yaptırdıkları camilerle simgelemişler. Sayın Başbakan’ın ne eksiği var. O da gücünü Çamlıca’da simgelese ne olur. Simgeleri tahrip edenin simgesi olamaz. Ancak ortada önemli bir sorun var. AKP İstanbul’a yeni simge planlamadan önce, tarihi yarımada silueti üzerine düşürdüğü gölgeyi kaldırmak zorunda. Sayın Başbakan’ın deyimi ile “Bu millet ve İstanbul halkı bunun hesabını AKP’den soracaktır.”
İstanbul’un simgesel ve tarihi değerlerlerini tahrip eden, seçimlerde İstanbul halkının verdiği emanetin ve yönetim yetkisinin Ankara’ya alınmasına seyirci kalan, yönettiği kentte plan yapma yetkisi bile elinden alınmış olan Sayın Kadir Topbaş konuyla ilgili açıklama yapmış… Mimar olarak içinden geçenleri dışarı vuramamış.
Söz konusu caminin planlamasında bile zerre kadar yetkisi bırakılmamış bir Belediye Başkanı’nın, konu ile ilgili fikir beyanı, ‘sahne dekoru’ olma çabasından öte bir şey değildir.