İstanbul’un 100 Yalısı Bir Kitapta Toplandı!

Bu kitap, yalıların mimari özellikleri ve ilginç hikâyelerini bir araya getiriyor.

Boğaz’ın iki yakasına dizilen en ünlü 100 yalı bir kitapta toplandı. “İstanbul’un 100 Yalısı”, yalıların tarihi serüvenleri, mimari özellikleri ve ilginç hikâyelerini bir araya getiriyor.

Şehrin kültür envanterini gün yüzüne çıkarmak amacıyla hazırlanan “İstanbul’un Yüzleri Serisi” kapsamında araştırmacı yazar Mahmut Sami Şimşek tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Yalısı”nda, yalıların tarihi serüvenleri, mimari özellikleri ve yalı sakinlerine ait birbirinden ilginç hikâyeler okuyucunun dikkatine sunuluyor. Avrupa yakasında Eminönü’nden başlayıp Sarıyer’e uzanan, Anadolu yakasında ise Beykoz – Üsküdar arasında bir rota takip eden kitap, yapı ve tarih meraklılarının yanı sıra, Boğaz gezisi yapan yerli ve yabancı turistler için de rehber niteliği taşıyor.

Kitap, halk arasında sıklıkla köşk ile karıştırılan malikânelerin, yalı denilebilmesi için mutlaka suyla bağlantısı olması gerektiğinin altını çiziyor. Osmanlı döneminde bu özellikteki yalıların sayısı 445 iken, günümüze ulaşabilenlerin sayısı ise sadece 366. Kitapta, bunlardan bazılarının yıkılıp yok olduğu, bazılarının ise Boğaz ile arasından yol geçtiği için özelliğini kaybettiği vurgulanıyor.

VEZİRLER BEBEK’TE, DİPLOMATLAR YENİKÖY’DE

İstanbul’un en ünlü 100 yalısının belli bir rota takip edilerek anlatıldığı kitapta, yalı sakinlerinin statülerine göre semt tercihi yaptıklarından da bahsediliyor. Şehzade, sultan ve hanedan mensupları, istedikleri yerde yalı veya köşk yaptırabildikleri halde daha çok Beşiktaş, Ortaköy ve Kuruçeşme sahillerini seçiyorlardı. Kitaba göre sadrazamlar, vezirler ve divan üyeleri Bebek’i; ilmiye sınıfı Rumelihisarı’nı; Hıristiyanlar ile Yahudiler ise Arnavutköy ve Kuzguncuk’u tercih ediyorlardı. Zengin Rumlar, Avrupalı diplomatlar ve Ermeniler; Yeniköy, Tarabya ve Büyükdere’yi tercih ederken, din adamları ve ilim adamları Beylerbeyi’nde ikamet ediyorlardı.

HER RENGİN ANLAMI VAR

Osmanlı döneminde yalıların rengi önceden belirlenirdi. “Aşı rengi” denilen kırmızı renkli yalıları devlet mensupları, açık renkli yalıları Müslümanlar, gri ve tonlarındaki yalıları gayrimüslimler kullanırdı. Bu kurallara uymayanların yalılarına el konulur, kendileri de sürgüne gönderilirdi. Kitapta, yalıların oda kapılarının da dikkat çekici olduğu belirtiliyor. Kapılar açıldığında odanın tümü asla aynı anda görülmüyor. Bazı yalılarda arka arkaya iki kapılı odalara rastlanıyor. Bazılarında ise kapılara dolap görüntüsü veriliyor. Bir diğer ilginç nokta da odalar arasında gizli geçitler ile bağlantı koridorlarının bulunması.

AHMET AFİF PAŞA YALISI KİMLİK KARTI

NE ZAMAN YAPILDI: 1900-1910 yılları arasında

KİM YAPTIRDI: Ahmet Afif Paşa

MİMARI: Alexandre Vallaury

YERİ: İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında İstinye – Yeniköy sahil yolu üzerinde

Etiketler

Bir yanıt yazın