Sur Çelik Kapı sponsorluğunda İstanbul'un surlarına ve kapılarına bir gezi düzenlendi.
Arkitera Mimarlık Merkezi’nin organize ettiği gezi, Arkeoloji ve Sanat Yayınları Dergisi’nin kurucusu ve genel yayın yönetmeni, arkeolog Nezih Başgelen’in rehberliği, mimarların ve basın mensuplarının katılımı ile gerçekleşti.
İstanbul’da, yüz yıllar ve medeniyetler boyunca eklemlenerek oluşturulmuş deniz surları, kara surları ve bu surlara dokunan önemli yapılara yapılan gezi, Yeni Cami’nin hemen yanındaki Galata Surları’ndan başladı ve aşağıdaki sırayla devam etti.
Soteros Kilisesi’nin iç mekanı.
İmparator II. Theodosius tarafından MS 5. yy’da yaptırılmıştır. Büyük İmparatorluk Sarayı kompleksi içinde yer alan bir sahil sarayı olan Bukoleon, Bizans Dönemi’nden ayakta kalmış tek saraydır.
Pierre Tremaux, Camera Ottomana Kitabı
Marmara Surları’nın kara surları ile birleştiği kesimde yer alan Mermer Kule adını, alt bölümlerini oluşturan duvar örgüsünün büyük bölümünün devşirme mermer bloklarından oluşmasından alır. Mermer Kule, deniz surlarının kara surları ile birleştiği kesimde genellikle Orta Bizans döneminde (8-12. yy’lar) yapıldığı öngörülen bir eserdir.
İsa Kapı
Yedikule Kapısı bugün de kullanılmakta ve yoğun araba trafiğine hizmet vermektedir. Kapının iç tarafındaki kemerin üzerinde yer alan, Bizans dönemine ait çift başlı kartal kabartması, yerinden sökülerek çalınmıştır.
Altın Kapı, Gerek Bizans döneminde gerek Osmanlı döneminde bir kompleks olarak imparatorluğun simge yapılarından birisidir. İstanbul’un alınmasından sonra, 1457-58 kışında ana sur bedeni üzerinde eklemelerle Fatih tarafından yaptırılan Yedikule Hisarı, bir eşkenar beşgeni andırır. Beşgenin tabanında Bizans döneminin Altın Kapı’sı (Khrysé Pylé/Porta Aurea) yer alır.
Bizans İmparatoru “Büyük Trakyalı” lakaplı I. Leo tarafından yaptırılan “Balıklı Ayazması”, Silivrikapı’nın 200 m uzağında yer alıyor. Suyunda balık bulunması nedeniyle bu adla tanınan ayazma, Bizans devrinde “Zoodokhos Pégé” (Hayat Bağlayan Kaynak) olarak anılıyordu.
Bizans Devrinde “Pylé tés Pégés” ya da “Pylé tés Sélybrias” olarak adlandırılan Silivrikapı’nın kuzey burcunda Bryennius Leontari’nin kitabeleri yer alır. İstanbul’un Latin egemenliğine bu kapının 25 Temmuz 1261’de gizlice açılmasıyla şehre giren komutan Aleksios Strategoupulos tarafından son verilmiştir. Silivrikapı’dan şehre giren yolun hemen sağıda Mimar Sinan’ın 1551 tarihli Hadım İbrahim Paşa Camii yer alır. İç mekanlarındaki çinileri ve minberinin mermer işçiliği döneminin sanatını yansıtmaktadır.
Hadım İbrahim Paşa Camii
Vatan Caddesi’nden Edirnekapı’ya doğru 77-78. Kuleler arasında kara surları üzerindeki 5. Askeri Kapı, Sulukule Kapısı (Pempton Kapısı) yer alır. Bayrampaşa (Lykos) Deresi’nin yanı sıra şehre giren su kanallarının bu kesimde yer almasından dolayı bu adı almıştır. 19. yüzyılın başından bu yana büyük ölçüde yıkılmıştır.
Fatih Sultan Mehmet’in 29 Mayıs 1453’te törenle şehre girdiği Edirnekapı, İstanbul’un “Yedi Tepesi”nin en yükseğinin üzerinde yer almaktadır. Bizans dönemindeki adı “Porta tés Hadrianupoleos” da Türkçe adıyla aynı anlamdadır. Bizans ve Osmanlı döneminde Edirne’ye giden yolun başlangıcı olduğundan böyle adlandırılmıştır. Avrupa’ya sefere çıkan padişahlar bu kapıdan çıktıkları gibi, tahta çıkan padişahların da Eyüp Sultan Camii’nde kılıç kuşandıktan sonra şehre bu kapıdan girmeleri gelenek olmuştur. Başkente gelen elçiler burayı kullanmıştır.
Bilgiler, “Tarihi Fotoğraflarla Mermer Kule’den Ayvansaray’a İstanbul’un Karasurları” kitabından derlenmiştir. (Nezih Başgelen, Arkeoloji ve Sanat Yayınları)