İstanbul’un Mega Darbeleri

İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) tarafından hazırlanan Mega İstanbul adlı web sitesinde, İstanbul’da son on yılda planlanan ve uygulamaya konulan mega projeleri İstanbul hava fotoğrafı üzerine yerleştirilerek, “Yarının İstanbul’u” yaratıldı

Yapılması planlanan projelerin teknik bilgilerinden oluşan birer künyesinin de yer aldığı interaktif harita, bölük pörçük olarak verilen birbirinden farklı projelerin tümünü bir arada göstermeyi hedefliyor. İstanbulSMD Başkanı Ersen Gürsel ile http://www.megaprojeleristanbul.com internet sitesini konuştuk.

Mega Projeler sitesini neden açtınız?

İstanbul Serbest Mimarlar Derneği olarak kent üzerine çok çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Her gün gazetelerde ya da televizyonlarda bir parçasını gördüğümüz birçok projenin, hepsi bir araya geldiğinde İstanbu’u nasıl etkileyeceğini önce kendimiz görmek, sonra da merak edenlere göstermek istedik. Yarının İstanbul’unu bugünden görmeye ve göstermeye çalışmak temel amacımızdı. Aynı zamanda İstanbul üzerine çalışma yapan meslektaş ya da akademisyenlere de önemli bir kaynak yaratmak istedik.

Ne kadar sürede hazırladınız?

Bu projeyi önce kendi kafamızda oluşturduk, planladık. Bu noktada dernekte oluşturduğumuz bir çekirdek ekip, işi başından sonuna kadar yönetti. Mimar Sinan Üniversitesin’den Haydar Karabey bize yardımcı oldu ve iki doktora öğrencisi ( Murat Tülek ve Sevil Şeten) araştırma yapma ve içerik oluşturup web sitesine uygulama işini üstlendi. Teknik kısımı da göz önüne alırsanız çeşitli aşamalarda en az 5 aydır, 5-6 kişi çalıştık.

Siteden detaylara bakınca bazı projelerin planlanma tarihinin eskilere dayandığını görüyoruz. Yani mega proje planları eskiden de vardı. Muhalefetin ve özellikle sizin yaptığınız gibi çalışmaların bu dönemde artmış olması sizce neyle ilgili?

İstanbul’da Cumhuriyet’ten, hele hele 1950’lerden bu yana son derece çarpık ve hızlı bir kentleşme yaşandı. Bunun nedeni kentle sınırlı değildi tabii. Ülke çapındaki ekonomik ve siyasi nedenlerle bu kente olan yoğun göç ve siyasetin kente göçenlerden oy toplama hevesi, İstanbul’u çok yıprattı. Ama özellikle son dönemlere baktığınızda bu değişimin geometrik bir artışta olduğunu görüyorsunuz. Çünkü hedeflenen kent artık İstanbul değil, bir başka coğrafyada da varolabilecek ve mega proelerin oluşturduğu bir başka kent. Sanki tarih ve doğa yokmuşçasına davranıldı, daha doğrusu insanın çevreyle ilişkisini rant olgusunun belirlemesine geçit veren bir anlayış hâkim oldu. Ülke yönetiminin ekonomik politikalarını yürütüş biçimi tüm kentleri olduğu gibi İstanbul’u da etkiledi. Ama istanbul zaten çok yıpranmış ve korunmasız olduğu için her bir mega proje, mega bir darbeye dönüştü.

Bütün projelere bir bütün olarak bakmanın önemi sizce nerede?

Çünkü kent bir bütündür. Her gizli köşesinden açık alanına, ormanından, denizine İstanbul bir bütündür. Dolayısıyla plan kararları da öyle alınmalıdır. Yani önce tüm kenti kapsayan bir plan hazırlanmalı ve projeler bu bütünlüklü bakışa göre oluşturmalıdır. Oysa şöyle gelişti durum: İstanbul’un yıllarca uğraşılıp bir planı hazırlandı ama sonra önemli projlelerin kararları bu planın dışında alındı. Örneğin, başta Kanal İstanbul olmak üzere bazı büyük kararları planda bulamazsınız. Bundan da şunu anlıyoruz. Kararları verenler İstanbul’a bir bütün olarak bakmıyorlar gibi görünüyor. Dolayısıyla bir noktada yaptıkları bir uygulama başka bir noktayı nasıl etkiler diye bir endişe taşımıyorlar.

Serbest Mimarlar’ın bundan sonrası için planladığı başka bir projesi var mı?

Derneğimizin birçok projesi var. Konu kent ve mimari olunca, bu kaçınılmaz zaten. Bu çalışmaların bir kısmı zaten yürümekte. Önümüzdeki dönemde de buna benzer bir başka proje gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.

Etiketler

Bir yanıt yazın