Bakan Ertuğrul Günay, İstanbul'un silueti konusunda çok hassas. "İstanbul'da bozulduğu zaman yerine konulması imkânsız olan siluettir, İstanbul'un silueti en öncelikli meselemiz" diyor.
Emek Sineması ve AKM’ye gösterilen duyarlılığın İstanbul’un silueti konusunda da gösterilmesini istiyor
AKM, Emek Sineması, İnönü Stadı, İstanbul’un tarihi silueti, Taksim’in yayalaştırılması ve yerli sinema filmlerin desteklenmesi, kültür sanat dünyasının şu sıralar en sıcak tartışma konuları… Ama bu konularla ilgili tartışmalarda da gözler Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a çevriliyor. SABAH Kültür Sanat servisi olarak, Bakan Günay ile bir araya gelip, tartışmalı konuları kendisine sorduk.
İSTANBUL’UN TARİHİ SİLUETİ KONUSUNDA KAMUOYU DAHA DUYARLI OLMALI
“İstanbul’un Boğaz sırtlarına yerleşmiş tarisel süreçte oluşmuş bir silueti var. Asıl amacımızın bu silueti kaybetmemek olması lazım. Biz bu silueti kaybedersek, yerine bir daha konulamaz. Bu yüzden bizim birinci meselemiz, İstanbul’un bu tarihi kimliğini, farklılığını korumak olmalıdır. Kamuoyunun dikkati daha çok, yüksek kültür gruplarının yaşam alanındaki değişikliklere odaklanıyor. Mesela Emek Sineması konusunda çok yoğun bir tartışma var. Bu proje gerçekleşir, gerçekleşmez. Ki, Emek ile ilgili projeyi düzeltiriz. Makul bir noktaya gelir. Majik Sineması da aynı şekilde. AKM de zaten garip bir duyarsızlıkla, yanlış itirazlar ve yanlış kararlarla kapatıldı. Ama açılacak. Ama bunlar İstanbul’un siluetini, tarihsel kimliğini derinden etkileyen meseleler gibi değil. Fakat bu konulara daha çok odaklanılıyor. Ben Emek Sineması ya da AKM konusunda gösterilen dikkat ve ilgiyi bu siluet konusunda göremiyorum. Kamuoyunun tepkisine ve dikkatine ihtiyacımız var derken, İstanbul’un siluetini bozan yapılarla ilgili bir çağrı yaptığımı herkesin anlaması gerekir. Çünkü İstanbul’da bozulduğu zaman yerine konulması imkansız olan siluettir.”
MENDERES’İN FİLMİ BULUNDU
“Mimar Sinan Üniversitesi bizim arşivimizi restore ediyor. Devlet Film Arşivi’nde zaman içinde hasar gören filmler elden geçiriliyor. Uzun ve zahmetli bir süreçten sonra rahatlıkla izlenebilecek bir sonuç ortaya çıkıyor. Atatürk ile ilgili bir çalışma yaptık. Özgün sesi ortaya çıktı. Adnan Menderes’le ilgili uzun bir görüntü bulundu, bu görüntüyü yakında basınla da paylaşacağız.”
TAKSİM CAMİİ PROJESİ GİRİŞİMİMİZ YOK
“Taksim’de cami için uygun bir yer ve proje varsa herkes oturur, dikkatle ve saygıyla bakar. Ama şu an benim bildiğim ne böyle önerilmiş bir alan var, ne de proje… Bizim böyle bir projemiz, girişimimiz ve niyetimiz yok. Benim makul karşıladığım, Taksim’de trafiğin yeraltına alınması ve meydanın yayalaştırılması projesi. Taksim şu an bir meydan olmaktan çıkmış vaziyette. Biz, trafiği, Dolmabahçe ve Tarlabaşı tarafından alttan geçirmek ve Taksim’i bütünüyle, dünyanın başka şehirlerinde gördüğümüz gibi, yayaların gezip dolaşabildiği bir meydan haline getirmeyi arzuluyoruz. Elimizde evet dediğimiz bir ön proje var. Ama tünel girişleri nereden olacak, yayalar Taksim’e nasıl ulaşacak henüz belli değil. Eleştiriler var bu projeyle ilgili, ‘yayalaştırma adı altında yayanın Taksim’e ulaşması engelleniyor’ diye. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir projeye biz evet demeyiz..”
ZARAKOLU’NA KİTAP GÖNDERDİM
“Ragıp Zarakolu’nun içeride olmasından büyük üzüntü duyuyorum. 40 yıldır tanırım. Derdi kitaplar olan bir insan. Hepsi bu. Ne zaman vakit bulup başka bir işle uğraşır. Hiç zannetmiyorum. Kendisine bizim yayınlarımızdan kitaplar gönderdim. Cemil Meriç, Necip Fazıl, Nâzım Hikmet… O da bir teşekkür mektubu yazdı. Yine göndereceğim. Uzun uzun okuyacaktır.”
BAZI YASALAR DEĞİŞMELİ
“Terörle Mücadele Yasası’nın da başka yasaların da, özel yetkili savcılara verilen yetkilerin de elden geçmesi gerektiği, aydın çevrelerde söyleniyordu. Sanıyorum bu son sevimsiz olaylar (MİT yargı gerginliği)nedeniyle gündemdeki yerini alması hızlanacak. Bu konudaki itiraz ve şikayetlerimi hep söylerim. Ama yeteri kadar duyulmuyor sesimiz. Bu nedenle de son yaşananlara da şaşırmıyorum”
SİNEMADA HEM DESTEK HEM TEŞVİK OLACAK
“Türk sineması iyi bir yere geldi. Bunun arkasında, kurulan destek sisteminin önemli katkısı var. Bu destek sistemi yedi yıldır uygulanıyor. Beş yıldır bizzat ben uyguluyorum. Aklımı mı yedim ki bu destek sisteminden vazgeçeyim. Bazen bizden destek alan bir film gişede de başarılı oluyor. Dönüp bize ödemesini yapıyor. Film toplum tarafından ilgi, sevgi de görüyor. Bize ödemesini de yaptığı için biz o filme hiç destek vermemiş oluyoruz. Ben istiyorum ki, yakın dönemi anlatan tarihi filmi, toplumsal dayanışma ve sosyal yardımlaşma filmi, insan hakları ve barış duygusunu teşvik eden ve bütün ailece keyifle seyrettiğimiz filmlere ek bir teşvik verelim. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Verdiğimiz destekler aynen devam edecek. Ama bize borcunu ödemiş, toplum tarafından da sevilmiş filmlere de bir teşvik vermek istiyoruz. Şimdilerde ise Sinematek benzeri bir çalışmamız var. Ankara, İstanbul ve İzmir’de az izlenen sanat filmlerine özel salonlar bulmak ve onları belirli periyodlarla meraklısına sunmak gibi bir gayemiz var.”
EMEK’E AVM İÇİNDEN GEÇEREK GİRMEK İSTEMEM
“Emek Sineması’nın akıbetini sadece firma (Kamer İnşaat) belirlemiyor. Bu konuda hazırlanmış üniversite raporları var, kurul, yargı kararları var. Bütün bu süreç belirliyor. Bu kararlar, ‘Emek Sineması çok özgün bir yapıdır, mutlaka korunmalıdır’ diyor. Tartışma, Emek’in bulunduğu katta mı yoksa yukarıda mı korunması gerektiği üzerine. Ama Emek Sineması mutlaka korunacak. Ama hangi kottan girileceğine bilimsel olarak bir daha bakıyor arkadaşlar. Şahsen ben Emek Sineması’na bir alışveriş merkezinin içinden girmeyi kesinlikle istemem. Ayrıca projeye göre, Serkildoryan’dan bir taş sökülmeden bina temizlenecek. İyileştirilecek ve restore edilecek. Bu binanın Beyoğlu’nun yaşamına katılmasını ben çok önemsiyorum. Çünkü İstiklal Caddesi’nin en uzun cepheli binası. Bu çok önemli.”
İNÖNÜ STADYUMU BÜYÜTÜLEMEZ
“İnönü Stadyumu, 20 bin kişilik bir stadyum olarak yapılmış. Deniz tarafında birtakım duvarlar var. Bu yüzden de 1990’larda İstanbul’un ilk spor kompleksi olarak tescil edilmiş. Ama sonraki yıllarda yapı büyütülmüş. Aşağıya doğru yedi metre kazılmış ve ilave tribünler yapılmış. Kapasite de 30 bin kişiye çıkarılmış. Yeni açık tarafına tribünler ilave edilmiş. Aydınlatma sistemleriyle şu anda baktığınız zaman üzerinde tabelalar, çeşitli çirkinlikler, gelişigüzel eklenmiş elektronik ve teknik ünitelerle bir garabet çıkıyor. Şimdi önümüde iki seçenek var. İlk seçenek, stadyum tescil edilmiş olduğu için eski haline getirilmesi. Stat büyümez, küçültülür. Bir butik statyum ortaya çıkar. Sadece spor kompleksi de olmaz. Zaman zaman kültürel etkinliklerde de kullanılabilir. Koruma Kurulu’nun vermiş olduğu karar bunun için müsait. İkinci seçenek, stad tamamen kaldırılır. Orası tarihi açıdan Dolmabahçe Sarayı’nın müştemilatının hatta bir tiyatronun olduğu bir alan. Bütün bunlar yeniden inşa edilir. Beşiktaş’a bu güzel davranışı karşılığında da buraların işletmesi verilir. Beşiktaş Kulübü’ne gelir sağlar. Burada bir yeşil vaha ve kültür sahası ortaya çıkar. Beşiktaş’a da başka bir yerde güzel bir stadyum yapılır. Ama stadyumun büyütülmesi isteniyor. Ben, buna olamaz diyorum. Bana ilk getirilen proje, 40 bin kişilik bir stadyum, 2 bin 500 kişilik bir otoparkı, yeme içme, alışveriş mekanları hatta bir kongre merkezi ve bir butik oteli barındıran bir merkezi öngörüyordu. Bu olamaz. Bugün de olamaz, yarın da olamaz. Mevzuatı zorlayarak yıkım kararı verdik diyelim. Buranın bir deprem sorunu var. Yeni stat için zemin etüdü yapılmaya başlandığında korkarım ki orada stadyum yapılamaz. Çünkü stadın altında, Dolmabahçe Sarayı’nın delhizleri var. Bunları da Beşiktaşlı arkadaşlarıma söylüyorum: Bu stadyumdan da olursunuz. Yerine bir şey yapamazsınız. Onun için makul bir proje üzerinde anlaşmamız lazım.”
SÜREYYA ÖNDER KEŞKE FİLM ÇEKSE
“Ben 12 Eylül, 12 Mart üzerine filmler ve anı çalışmaları yapılmasını destekliyorum. Türkiye’de darbelere giden süreçler yeteri kadar irdelenemedi. Benim bir senaryo siparişinde bulunmam uygun değil. Ama özgün projeler geldiğinde destekliyoruz. Beynelminel’i ilgiyle izlemiştim mesela. Sırrı Süreyya Önder’i, siyasete girmesini değil sinemaya devam etmesi yönünde telkin etmeye çalıştım. Ama sanıyorum yakında benim haklı olduğumu anlayacak. Gönderme yapınca nasıl cevap alacağız bakalım?”