İstanbul’un tasarım bienali büyük olur

"Neden Bienal?" başlıklı sempozyum için Türkiye'ye gelen dünyanın önde gelen tasarım etkinliklerinin yöneticilerine bu yıl ilk kez düzenlenecek İstanbul Tasarım Bienali'ni sorduk.

İKSV tarafından 13 Ekim-12 Aralık tarihlerinde ilki düzenlenecek İstanbul Tasarım Bienali için geri sayım başladı. Ana teması ‘Kusurluluk’ olarak belirlenen bienalin eş küratörleri ise Ağa Han ödülü sahibi ünlü mimar Emre Arolat ile ünlü tasarım dergisi Domus’un yayın yönetmeni Joseph Grima. Bienalin sergi mekânları İstanbul Modern ve Galata Özel Rum İlköğretim Okulu. Bienalin ön etkinlikleri kapsamında geçen cumartesi günü düzenlenen ‘Neden Bienal?’ başlıklı sempozyum için Türkiye’ye gelen dünyanın önemli tasarım etkinliği yöneticilerine İstanbul Tasarım Bienali’ni sorduk…

Küresel buluşma yeri
Moskova Uluslararası Grafik Tasarım Bienali Direktörü Dr. Serge Serov: Büyük perspektifleri olan iyi bir organizasyon olacağına inanıyorum. İstanbul , farklı ülkelerden konusunun uzmanı kişileri bir araya getirebilecek etkinlikte bir bienale hazırlanıyor; kaldı ki coğrafik konumu da bunu destekliyor. Gerçekleşecek bienalin, İstanbul ‘daki sanayiye ya da tasarım endüstrisine katkı sağlamasını beklemeyin Bu bienal, küresel bakımdan bir buluşma yeri olarak görülmeli. Sadece Türkiye’den değil, tüm dünyadan değişik okullar, ekoller burada buluşup evrensel tasarım dünyasına katkı sağlıyor olacaklar. İstanbul ‘un yerel bir ruhu olduğundan bahsetmek güç; bu yüzden küresel düşünmeliyiz. Küreselleşmiş yapıdaki İstanbul , dünyanın bir simgesi. Yegane bir yer. Hem Avrupa hem Asya… Her bir katmanında ayrı bir değer barındıran, eski ile yeninin iç içe geçerek yaşamını sürdürdüğü, küresel ölçekte bir değere sahip bu şehir ve bu şehrin tasarım bienali böyle bir yaklaşım ve beklenti ile değerlendirilmeli.

Çoğunluğu çekmek de bienalin sorumluluğu
2011 Gwangju Tasarım Bienali Yardımcı Sanat Direktörü Brendan McGetrick: Dünya üzerinde gerçekleşen her bienal hem yerel hem de uluslararası diller barındırıyor. İnsanların kültürel alanlardaki ve tasarım konusundaki sorunlarını düşünmek ve tartışmak amacıyla bir araya gelmelerini sağlayan bienaller, fikirlerin tazelenmesi, tasarıma verilen değerin artması için birer araç. Bienaller ayrıca insanların birbirini pozitif yönde etkileyecek değerlendirmeler yapabileceği bir platform olarak da görülebilir. Şehrin çoğunluk nüfusunun bienali ziyaret etmesini, ardından yorum yapmasını sağlayabilmek de bienalin sorumlulukları arasında. Geçen yıl Gwangju Tasarım Bienali’nde gerçekleşen ‘Unnamed Design’ sergisinde, yaratıcılığın farklı ifade yöntemleri olabileceğini göstermek istedik. Zekânın, düşüncenin yansıtıldığı, yaratıcılığın form bulduğu bu tasarım sergisinde, insanların aşina olmadığı disiplinlerdeki (ekonomi, politikadaki tasarım) tasarımı ön plana çıkarmak istedik. Böylece, farklı ilgileri olan insanları bir araya toplamayı ve ‘Unnamed’ tasarımlarımız ya da sunuş yöntemimiz ile kendileriyle ilişkilendirmelerini başardık.

Şehirler birbirini izlemeli
Shenzhen&Hong Kong Bi-City Kentsel/ Mimarlık Bienali Direktörü Weiwen Huang Bienallerin trend hale geldiğini söyleyebilirim. Bir şehrin markalaşması, inovasyon ya da yaratıcılığının desteklenmesi için gerekli bir araç olarak görülüyor. Ayrıca bienaller ile endüstrinin bilgilerini tazelemek, şehrin tasarım farkındalığını arttırmak da hedefleniyor. İnsanlar böylece tasarım aracılığıyla yeni bir bakış açısı kazanıyor, ve tasarım kişinin yaşamına dahil oluyor.
Shenzhen ve İstanbul birbirine çok benziyor; tasarım, dönü-şüm konusunda atacakları ve attıkları adımlar da ortak.

Nüfus, insanların yaşamı, alışkanlıkları yakın… Bu yakınlıktan referansla; paylaşmak, birbirinden haberdar olmak, birlikte yol almak ve şehirlerin birbirini izlemesi gerekiyor. Dünyanın farklı ülkelerinden yetkin kişilerin bu bienal için bir araya geliyor olması İstanbul ‘un dönüşümü ve farkındalığının artması adına bir başlangıç niteliğinde. Bu buluşmaların artması ve bu yapıcı ilişkilerin devamlılığının gelmesi önemli. Başka bir bienal hazırlığı sebebi ile Shenzhen’de ya da Moskova’da buluşmak, kalıcılığı desteklemez mi?