Sorunları ve fırsatlarıyla İzmir, ArkiPARC'ta detaylıca tartışıldı. TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Işıl Dinçer'in moderatörlüğündeki panel yoğun dinleyici kitlesine sahipti.
{video475 src=”http://player.vimeo.com/external/43093169.sd.mp4?s=e5348fa7b514212b6fb257cb5b150342″}
Dinleyiciler arasında İzmir’e yatırım yapmış ya da İzmir’de proje yapan profesyoneller de bulunuyordu. Farklı taraflardan farklı görüşlerle İzmir’i tartışmaya açan Dinçer, ilk sözü Karşıyaka Belediyesi Başkan Yardımcısı Cengiz Türksoy’a verdi.
“İzmir Kıpırdanıyor”
Cengiz Türksoy, konuşmasını “İzmir niye var?” başlığıyla açtı. Coğrafi olarak bir bölge merkezi olan İzmir’in tarih boyunca önemini koruduğunu söyledi. 2000 yıllık Kemeraltı Çarşısı gibi bir değere sahip ve geçmişten bu yana ticarette baskınlık sağlamış İzmir’in son 20-25 yıldır iktisadi durgunluk içinde olduğunu vurguladı. Türksoy, bu durgunluğun şimdi yerel ve merkezi yönetimin çabalarıyla kıpırtıya dönüşmeye başladığını söylüyor.
“Dönüşüm Planları Geleceğe Yönelik Olmalı”
İzmir’in hareketlendiğinin bir başka göstergesi ise yalnızca günün değil önümüzdeki 25 yılın ihtiyaçları düşünülerek hazırlanan dönüşüm planları. Bunun gerekçesini Türksoy, “Plan geleceğe yönelik ihtiyaçları kapsamıyorsa yatırımcılar planı projelerine göre istedikleri şekilde şekillendirmek isteyebilir.” şeklindeki sözleriyle ifade etti.
Dünya Kenti Olabilmek için Uluslararası Fikir Yarışması
Türksoy, İzmir’in yeni şehir merkezinin yaratım sürecini detaylıca anlattı. Körfez ucunda sanayi ve depolama alanı olarak kullanılan kısmın şehir içine kaydırılması gerekliliği doğduğunda, İzmir’in dünya genelinde bir şehir olması için uluslararası bir fikir yarışması açtıklarını belirten Türksoy, bu yarışma dahilinde 130 ülkeden şartname aldıklarını ve bu sayede 130 ülkede İzmir’in konuşulmasını sağladıklarını söyledi. Yarışmayı kazanan Almanya kökenli projeye sadık kalınarak hazırlanan plan, önümüzdeki 25 yılın ihtiyaçlarını giderecek çözümlere sahip.
“Küreselleşme” İçinde İzmir
Megapol Grup Yönetim Kurulu Başkanı Selim Gökdemir ise İzmir’i küreselleşme açısından anlatmak istediğini belirtti. İnsanın kendi yaşadığı şehre ancak dünyayı iyi anlayıp analiz ettikten sonra fayda getirebileceğini söyleyen Gökdemir, küreselleşmeyi bir anlamda “uyuyan ekonomilerin uyanması” olarak yorumluyor. Gökdemir, Türkiye’nin son yıllarda ekonomik açıdan en az sorun yaşayan ülke olduğunu düşünüyor.
“İstanbul’da Deprem Olursa Türk Ekonomisi Felç Olur mu?”
Yine de, Türkiye’nin lokomotifi olarak gördüğü İstanbul’un stratejik açıdan yedeklenmesi gerektiğini düşünüyor Gökdemir. Olası afet durumlarında ekonomik felci önlemek için İstanbul’a alternatif olabilecek en güçlü adayın İzmir olduğunu söylüyor. İzmir’in güçlü potansiyeli, ülkenin en fazla ihracatı yapan limanına sahip olmasından, zengin coğrafyasından, sanayi şehirlerine yakınlığından, zengin insan kaynaklarından geliyor. Gökdemir bunların değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor.
İzmir’de Ekonomik Potansiyelin İşaretleri
Gökdemir, İzmir’in sahip olduğu 4 milyonluk nüfusu ve Türkiye vergi gelirlerinde 3. sırada olmasını ekonomik potansiyel olarak yorumluyor. Buna karşın İzmir’in yurtdışında tanınmamasının ciddi bir kayıp olduğunu düşünüyor.
İzmir’de 3 Önemli Yatırım Alanı
İzmir’in yeni şehir merkezinin en çok yatırım yapılan bölge olacağını söyleyen Gökdemir, ulaşım konusuyla ilgili yaptıklarına değindi. Eskiden gayrimenkulü konumuna göre değerlendirdiğiklerini belirten Gökdemir, yabancı meslektaşlarından ulaşımın daha önemli olduğunu öğrendiklerini, ulaşımı artık metro ile daha iyi çözdüklerini belirtti.
2. önemli alan olan Kemeraltı’nın İzmir’e asıl kimliğini kazandıran tarihi bölge olduğunu vurgulayan Gökdemir, 3. önemli alan olan İnciraltı’nın ise turizm ve EXPO alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Gökdemir, İzmir’deki yatırım alanlarını anlatan sunumunu bitirirken İzmir’in bir fırsatlar şehri olduğunu belirtti ve yatırımcılara “Daha fazla beklemeyin” çağrısı yaptı.
İzmir’den bir Proje: Park Yaşam Mavişehir
Öncüoğlu + ACP Genel Müdürü Enis Öncüoğlu, bundan 3-4 yıl öncesine kadar İzmir’de pek proje yapılmadığını vurgulayarak konuşmasına başladı. Yürütmüş olduğu Park Yaşam Mavişehir Proje’sini sunum eşliğinde anlatırken proje sırasında karşılaştığı sorunlardan bahsetti. Bunlardan biri Türkiye’nin diğer illerinden farklı olarak yalnızca İzmir’de bulunan Yüksek Yapılar Kurulu’nun uygulamaları idi. Fikir projesi aşamasında uygulama detaylarını da onaya sunma gerekliliğinden duyduğu şikayetleri dile getirdi. Rusya’dan bir örnekle prosedürün aşama aşama olması gerekliliğini ifade etti.
“Potansiyel Aynı Zamanda Aksaklık ve Tutukluk Demek”
Tekfen Emlak Geliştirme Genel Müdürü Ömer Egesel de İzmir’i tarım, liman ve ihracat yönleri ile tam bir potansiyel olarak değerlendirirken, potansiyelin ancak aksaklık ve tutukluklar ortamında yeşerebileceğini hatırlattı. Hem yatırımcı hem de vatandaş kimliğindeki kişileri İzmir’in aksaklık ve tutukluklarını doğru olarak çözmeye davet etti.
Panel Ömer Egesel’in konuşmasıyla sonlanırken Cengiz Türksoy’a mimar ve yatırımcıların İzmir’le ilgili sıkıntı ve beklentileri soruldu. Türksoy, bürokrasi sorunlarının yalnızca İzmir’e değil tüm Türkiye’ye özgü olduğunu belirtirken, “mimarların mimarlık yapabilmesi” için yeni bir mevzuat gerektiğine inandığını ve bu yönde çalıştığını belirtti.
1 Yorum
İzmir’ de çarpık bir kentleşmeyle kıpırdanıyor, bir taraftan yıkım var diğer taraftan yolları ve bina araları düzensiz alanlar imara açıldı, ama hiç hoş gelişme değil! bu imarlarıı düzenleyenler yada izin verenler mühendis yada mimarmı hayret ediyorum… İzmir’deyim ve küçük bir yüzde dışında gelişme pek iç açıcı değil, dar ve kaldırımsız yollar, içiçe binalar, otoparksız yapılar…üzülüyorum!