Osamu Morishita Architect & Associates tarafından tasarlanan hidrojen istasyonu, işverenin "küresel çevreyi gelecek nesillere devretmek ve geleceği güvence altına almak" vizyonu doğrultusunda hayat bulmuş.
Tesis içerisinde, hidrojen ve oksijen kimyasal reaksiyona girerek elektrik üretiyor ve otomobillerin karbondioksit emisyonu olmadan çalışmasını sağlıyor. Bu hidrojen istasyonu, aynı zamanda komşu hidrojen üreten tesise boru hatlarıyla doğrudan bağlanıyor. Böylelikle otomobillere yakıt tedariki sağlarken iki istasyon arasındaki aktarım sırasında da karbondioksit üretilmiyor.
Bu tesis, Japonya’da elektroliz yoluyla rafine edilmiş hidrojen üretiminin, tedarikinin ve dolumunun doğrudan gerçekleştirildiği ilk tesis. Japonya’da ve dünyada önemli enerji kaynaklarından biri olan hidrojenin kullanımı çevre üzerindeki yükü büyük ölçüde azaltabiliyor. Talebin artmasıyla üretiminde ciddi boyutlarda sıkıntı yaşanan elektriğin yanı sıra hidrojenin de kullanılması birçok alternatif arasında oldukça önemli bir seçenek oluyor.
Yarı saydam bulut benzeri bir kanopi, hidrojeni ifade etmenin bir metaforu olarak havada süzülüyor. Küp şeklindeki üniteler ETFE film ile kaplanmış olup, insanlara havada hafifçe süzülen bir balon hissini algılatıyor. Birimler, “ağaç” adı verilen gruplama sütununun etrafında uçuyor ve toplu bir bulut veya büyük bir ağaç gibi görünüyor. Şekil yaratma amaçlı bir kompozisyon değil, çevreyle uyumun bilincinde olan bir kompozisyon yaratılmış. Yapı, gözlemcilere havada hafifçe süzülen bir bulut hissi vererek gizemli bir algı kazandırıyor.
Proje sahipleri, hidrojenin gelecekte küresel çevreyi koruyan bir gaz haline gelmesini öngörüyor ve bu öngörüyü insanlara yaymak istiyorlar.
Hafif yapılar, inşaat sürecinden sonrasına kadar etkili bir şekilde çalışıyor ancak bundan da öte, hidrojen enerjisi konusunda dünyanın aydınlatılmasında büyük rol oynuyorlar.