Japonya’daki Afet Bölgelerindeki Komünite Merkezi Konseptini Türkiye’ye Taşıyan Girişim

Afet sonrası yardım deneyimi olan ve bu konuda Japonya’da çalışmalar yürüten Kyushu Üniversitesi Suehiro laboratuvarı kurucu profesörü Kaoru Suehiro ve doktora öğrencisi Ayşe Dağoğlu’nun girişimiyle 2024 yazında Kahramanmaraş’ta bir konteynerkentte gönüllü öğrenciler ve marangoz desteği ile afetzedeler için bir toplanma merkezi inşa ettiler.

ODA Projesi: Japonyada afet bölgelerindeki komünite merkezi konseptini Türkiye’de bir konteynerkente taşıyan bir girişim

Projenin amacı komünite merkezi konseptini Türkiyedeki konteynerkentlere taşıyarak afetzedelere daha yaşanılabilir konteynerkentler tasarlamaya yardımcı olmak.

Proje Ayşe Dağoğlu’nun yüksek lisans ve doktora projesi kapsamında danışmanı Profesör Suehiro’nun desteği ile Japonya’da kitlesel fon toplanarak hayata geçirildi. 2023 yazında Türkiye’yi ziyaret eden ekip üyeleri, Türkiye’de çeşitli konteynerkentleri ziyaret ederek eksikleri tespit etme ve Japonyadaki afet sonrası barınma aktiviteleriyle kıyaslama imkanı buldu.

Ayşe Dağoğlu: “Ben Kahramanmaraşlı bir mimarım. Deprem olduktan sonra elimden geleni yapmak için çaba göstermeye çalıştım. Japonya afet öncesi ve sonrası aktiviteler anlamında çok gelişmiş ve Japonyadan öğrenecek çok şeyimiz var. Bu bilgi birikiminin aktarımı için bir başlangıç olsun istedim. Bunun sonucunda Profesörüm Kaoru Suehiro ile birlikte afet durumunda Japonya’da laboratuvarımızla yaptığımız çalışmalardan örnek alarak Türkiye’ye de katkıda bulunmak istedik.

Öncelikle Kahramanmaraş ve Hatay’da depremden etkilenen bölgelere, toplumsal ihtiyaçları değerlendirme amacıyla bir ziyaret gerçekleştirdik. Bu değerlendirme ve yerel talepler doğrultusunda, Kahramanmaraş’taki bir konteyner kentte afetzedelerin sosyal koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan bir proje geliştirdik. Afet sonrasındaki karşılanması gereken ilk ihtiyaç barınmadır. Barınma ihtiyacı giderildikten sonra toplumsal iyileşmeyi sağlamak için bireyler arasındaki etkileşimi destekleyici sosyal mekanlara ve toplanma alanlarına öncelik verilmelidir. Projemiz, 21 m²’lik evlerde yıllarını geçiren konteyner kent sakinlerine ferah bir toplanma alanı sunarak, birbirlerini tanımaya ve birlikte paylaşmaya ihtiyaç duydukları bu dönemde, afetzedeler arasında topluluk bilinci oluşturmayı hedeflemektedir.”

Konteyner Kentte Yaşam

“Bir konteyner ünitesi, 21 metrekare olup bir kişiden altı kişilik bir aileye kadar barınma imkânı sağlar. Ancak, bu alanlar ev halkının gün boyu içeride zaman geçirmesi için yetersizdir. İnsanlarla yaptığımız konuşmalarda konteynerin üç kişilik bir çekirdek aileye yetebildiğini, daha fazla nüfuslu ailelerde alan yetersizliği şikayetlerinin başladığını fark ettik. Bu nedenle havaların güzel olduğu zamanlarda insanlar zamanlarının çoğunu komşularıyla konteyner kent sokaklarında geçiriyor, buralarda kaynaşıyorlar. Ancak bu ilişkileri destekleyecek mekansal alanlar yetersiz. Bu kritik ihtiyacı göz önünde bulundurarak, Oda Projesi konteyner kent sakinleri için çok işlevli yeni bir topluluk alanı sunmayı, günlük yaşamlarında bir araya gelebilecekleri bir alan sağlamayı amaçlıyor.”

Tasarım

“Proje için ilhamımızı Japonya’daki geçici konut yerleşimlerinde inşa edilen topluluk merkezlerinden aldık. Labımız Profesör Kaoru Suehiro’nun yöneticilerinden biri olduğu KASEI adında bir organizasyonun üyesi. KASEI Japonya’daki afet bölgelerindeki prefabrik kentlerde afetzedelerin yaşantılarını iyileştirme amacıyla Japonya’nın Kyushu bölgesindeki tasarım ve mimarık öğrencilerinin desteğiyle tasarım, inşaat ve geçici yaşam alanlarını iyileştirmeye yönelik aktiviteler yürüten gönüllü bir organizasyon. 2017 ve 2018deki Kumamoto bölgesindeki deprem ve sel felaketi sonrası kurulan geçici konut alanlarında “Minna no Ie (Herkesin Evi)” adlı kurulan topluluk merkezleri KASEI ve laboratuvarımızın ana çalışma alanlarından biri.

Konsept olarak Minna no Ie’den ilham aldığımız toplanma merkezinin ana malzemesi sunduğu mekan kalitesi, ve fiyat performans ilişkisinden ötürü yerel çam olarak seçilmiştir. Ahşap, metal konteynerlarda yaşamaktan bunalmış olan konteynerkentliler için yüksek tavanlı, doğal ve sıcak bir mekan sunmaktadır. Proje için konteynerkentlilerin toplanma alanı olarak kullanabileceği kapanıp açılabilen bir mekan üretmek istedik. Tasarımda Türkiyede parklarda ve akdeniz yaz evlerinde yaygın olarak kullanılan “çardak” konseptinden ilham aldık. Aynı zamanda japonyada yaygın olarak kullanılan “engawa: veranda” ve “horigotatsu: Japon yer masası” konseptlerini yapıya dahil ettik. Zeminden tekil beton temellerle kaldırdığımız ahşap yapı, cephelerine yerleştiren kapıların açılmasıyla çatı altı oturulabilen bir engawa(veranda) konsepti sunarak mekanın kullanım alanını arttırmakla beraber doğayı ve insanları bünyesine dahil eden davetkar bir mekan sunar. Yapı için kalan malzemelerle, oturma birimleri, ayakkabılık/bank, mutfak tezgahı, raflar, oturma birimleri/sehpalar da tasarladık.”

Proje İnşası Öncesi Süreç

“2023 yazı Türkiye ziyaretimizden sonra tasarım ve strüktürü geliştirme amacıyla Profesör Suehiro ile çalışmaya başladık. Bir ön tasarım ürettikten sonra Japonya’da üniversitemiz adına güvenilir bir siteden kitlesen fon ile bağış toplamaya başladık. Bağış kampanyamızın sonucunda hedefimizin 3 katı kadar bir bağış toplayabildik. Ardından strüktürü test etme amacıyla ben ve iki yüksek lisans öğrencisi yerel 3 ile 4 metrelik silinmiş ladinler ile çalışarak proje strüktürünün 1/3’ünü 36 saat emek ile hem üretmiş hem de yapımını birlikte keşfetmiş/öğrenmiş olduk. Bundan sonraki adım Türkiye’de market araştırması yapıp bütçemize göre tasarımı boyutlandırmamız oldu.”

Proje İnşası

“Proje benim liderliğimde (Ayşe Dağoğlu) Japonya, Türkiye ve Fransadan küçük bir grup gönüllü öğrenciler ve yerel marangozlarla yürütüldü. Mayıs ortasında projenin inşaatına başladık. 3,4 ve 5 metrelik 5x10cm ahşaplarla çalıştık. Ekibimiz marangoz desteğiyle ahşap elemanları silip boyutlandırdı. Öncelikle yapının ana 4 çerçevesinin elemanlarını çıkarıp montajını gerçekleştirdik. Aynı zamanda tekil temellerin dökümü yapıldı. Ardından çerçeveleri kirişler ile bağlayarak yapının karkasını elde ettik. Artık malzemeyi en aza indirebilmemiz açısından çıkartılan tüm elemanların çizimleri önceden hazırlamıştık. Sırada cepheler vardı. Cepheler ahşap çerçeveler üzerine oturulmuş kontrplak ve polikarbon malzeme ile oluşturuldu. Zemin için çardak tahtası denen malzeme kullanıldı. Çatı için su geçirmez membran örtü ile sıcağı önlemek için içeriden gerilen kumaş örtü kullanıldı. Bunlara ek olarak bir mutfak alanı ve çeşitli mobilyalar yaptık.”

Konteynerkent ile kampüsünü paylaşan yerel üniversite, öğle yemeklerini, saha hazırlığını ve ahşap atölyelerini kullanmamızı sağlayarak önemli bir destek sundu. Kahramanmaraş AFAD yönetimi, yurtlarda konaklamamızı sağladı. İstanbul ve Ankara’dan gönüllü ve tecrübeli mimar ve mühendis meslektaşlarımız bizlerle tecrübelerini paylaştılar. Konteyner kent sakinleri ve çocukları, inşaat sürecine gönüllü olarak katıldılar. Projeye“和の家wa no ie: Japon Evi” adını çocuklar verdi. Biz de japoncasını temsilen bir noren(Japon kapı önü perdesi) tasarlayıp yapının girişine astık.
Hep birlikte elimizden geleni yaptık. Proje bitiminde yapı konteynerkentin AFAD yönetimine işletilmesi için teslim edildi.

Etiketler

Bir yanıt yazın