“Jüri Olarak Aldanmamalı, Yarışmacı Olarak Aldatmamalıyız”

Uşak Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması'nın kolokyumu 16 Mart Cumartesi günü Uşak Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.

Katılımın çok yüksek olmadığı kolokyum Uşak Belediye Başkanı Ali Erdoğan’ın konuşması ile başladı. Kendisi de mimar olan Ali Erdoğan, Uşak için “Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması” ile başlayan sürecin gelişimini anlattı. Yarışma düzenlerken amaçlarının inşa edilebilir proje elde etmek ve kısa bir sürede uygulamaya koymak olduğunu belirtti. Mimarlar Odası Uşak Temsilciliği’ne ve juriye başarılı yönetimlerinden dolayı teşekkür etti.

Sonrasında sözü alan Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Uşak’ın isminin duyulması, gelişmişlik düzeyinin ve entelektüel birikiminin aktarılmasında çok faydalı olacağı için mimarlara ve yarışmalarda emeği geçen herkese teşekkür etti.

Ardından sırasıyla jüri üyelerine, yedek jüri üyelerine, raportörlere plaketleri takdim edildi. Uşak Valisi Mehmet Ufuk Erden’in kısa konuşmasını takiben ödül alan yarışmacılara ödülleri verildi.

Projelerin incelenmesi için kokteyl alanına geçildi. Jüri Başkanı Deniz Dokgöz, Vali Mehmet Ufuk Erden ve eşlik edenlere ödül alan projeleri gezip kısa açıklamalar yaptı.

Vali Elden de orta avlulu çözümlere sıcak bakmadığını belirtirken Beykent Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. M. Emin Karahan ödül alanların içinde neden farklı tipolojide çözümler olduğunu sorması üzerine Deniz Dokgöz’ün yarışmaların bu sebepten yapıldığını açıklaması gerekti.

5 Kriter Belirledik ve Bu Kriterlere Sadık Kaldık

Kokteyl arasından sonra Mimarlar Odası Genel Sekreteri Necip Mutlu’nun yönetiminde soru-cevaplara geçildi. Jüri üyeleri kısa konuşmalarla süreci yorumladılar. Ağırlıkla sürecin 183 projelik yoğun katılıma rağmen başarıyla yönetildiği, karar verme aşamasında tutanakta da belirttikleri 5 kritere sadık kaldıklarını, çok amaçlı salonun farklı ele alınışı sebebiyle seçim yapmada önemli rol oynadığı belirtildi.

Bu Proje için 3 Dakika Bile Fazla

Deniz Dokgöz, genel değerlendirme yaparken ihtiyaç programına uygunluk (5 kriter) konusunda hassas davrandıklarını aktardı ve “Proje alanı ve yaklaşma sınırlarını da bu başlık altında değerlendirdik ve bazı projelerin sadece proje alanı dışına çıktığı için eledik. Bu bizce çok önemli bir şey, çünkü daha önce farklı yarışmalarda bazı ekipler aynı problemle yüzleşmeyi seçmeyip işin kolayına kaçıp, araziyi büyütüp çeşitli ödüller aldılar. Biz bunu doğru ve gerçekçi bulmadık. Yolun altına çok amaçlı salon yapıyor, sonra internetten proje başına 3 dakika ayrılmış diye eleştiriyorlar. Bence 3 dakika fazla bile ayrılmıştır bu proje için, çünkü verilen bir çizgi var ve bu çizginin dışına yapı yapılamaz. Bunlara dikkat ettik, birkaç projeyi bu kriterlerden dolayı direkt eledik. Bu marifet olarak algılanmamalı ama bütün yarışmacıların eşit şartlarda yarışması için önemli bir kriter olduğunu düşünüyorum” diyerek internette yöneltilen eleştirilerden birine de cevap vermiş oldu.

Söz alan Jüri Üyesi İnş. Müh. Osman Çalıkuş hazırlanan statik raporların çoğunun matbuu evrak niteliğinde olduğu, C25 betonun artık konut projelerinde bile kullanılmazken raporlarda sıkça yer aldığını belirtti. Oyların 2’ye 2 kaldığında kendi oyunun kritik değer taşıdığını hatırlatması üzerine salondan alkış aldı.

Gelen sorularda, “enerji etkinliği” konusunun kriterlerde yer almaması, kazanan projenin ileride genişleme olanağının olup olmadığı ve ödül alan projelerin mimari dil olarak birbirlerine yakınlığı eleştirildi.

Jüri, enerji etkinliğinin göz ardı edildiği eleştirisine karşılık konvansiyonel bakımdan bu konuyu 3. turda ele aldıklarını belirtirken Çanakkale Belediyesi Yarışması’nda mimarinin geri planda kaldığını, Türkiye’de mimarinin yeterince olgunlaşmadan enerji verimliliğine sıra gelmeyeceği yönünde fikir belirttiler.

Formlarla ilgili gelen sorulara ise hiçbir akımın, hiçbir imgenin peşinden gitmeden tektonik incelemeler ile karara vardıklarını, zaten klasik belediye binası şeması dışında bir yarışma olduğu için doğru kurgunun, işleyen mimariyi elde etmenin onlar için kritik olduğunun altını çizdiler.

Kazanan projenin ileride genişlemeye açık olup olmadığıyla ilgili soruyla ilgili Ebru Yılmaz, bu aşamada elde edilen projenin ihtiyacı karşıladığı ilerisi için şimdiden bir projeksiyon yapmanın mümkün olmadığını belirtirken, yarışma projelerini uygulama projesi olarak da değerlendirmemek gerektiğini, inşaat aşamasında projelerin mutlaka bir miktar farklılaşacaklarını kabul etmek gerektiği söylendi.

Aldanmamayı, Aldatmamayı Görmeliyiz

Jüri üyelerine yarışmadan bağımsız da bazı sorular yöneltildi.

Bunlardan biri ikincilik ödülünün sahibi Emrah Akpınar’dan geldi. Yarışmalarda mimari verimliliğin gitgide azaldığını belirtirken jüriden bu konuda görüşlerini istedi. Bu soruyla ilgili, düzenlenen yarışma sayısının ve ödüllerin artmasıyla mimari kalitenin de artacağını, mimari yarışmalarda belli bir başarıyı elde eden mimarların piyasadan iş almaya başladıkça yarışmalardan kopabildikleri, yarışmaya katılımın genç mimarlar tarafından sağlandığı belirtildi.

Ahenk Yılmaz’ın “Jüri deneyimlerinden sıyrılıp kendi beğenilerinin dışına nasıl çıkıyor?” sorusuna karşılık Deniz Dokgöz, “Çizdiğimiz gibi düşünüyoruz, tabii sabunlanan noktaları anlayabiliyoruz, belki biz de yaptık. Metrekare aşımlarında 8.000 yerine 8.200 olması çok bir şey değiştirmiyor. Ama 10.000 olunca abartıya giriyor. Projeler içerisinde çok gerçekçi perspektifler gördük ancak bunlar bir işimize yaramıyordu. Planı görüyorsun, koskoca bir salon var, üç boyutunda parçalı bir kütle var. O planın perspektifi, o perspektifin planı öyle olamaz. Jüri olunca aldanmamayı görüyoruz, katılımcı olduğumuz zaman da aldatmamayı görmemiz gerekiyor,” şeklinde cevap verdi. Bu cevabı salondan alkış aldı.

Mansiyon alan yarışmacılardan M.Can Günay’ın yarışma alanının içerisinde bulunduğu kentsel dönüşüm alanının çevresinin TOKİ tarafından kimliksizleştirileceği ve dolayısıyla yapının dönüşüm alanında yalnız kalacağı yönündeki eleştirisinin üzerine, Avni Özgencil Mimarlar Odası’nın önceki yönetim tarafından muhalif olarak kabul edilip bu yöndeki taleplerinin kabul edilmediğini, içlerinde ukte olarak kaldığı ama mevcut yerel yönetim ile içinde bulunulan iş birliğinin olumlu sonuçlarının alınmaya başlandığı ve şimdiden sonraki dönüşüm etaplarında daha etkin rol oynanacağını umduğunu ifade etti.

Belediye Başkanı Erdoğan’ın, “Düşünülenlerin gerçeğe dönüştürmek çok zor. Göreve başladığımızda kentsel dönüşüm kararı alındı, Belediye Meclisi zamanında karar alıp dönüşümü ilan etmediği için merkezi yönetim TOKİ’yi atadı ve dönüşüm alanı TOKİ tarafından yürütülüyor. Biz şimdi TOKİ ile bir protokol imzaladık. Cephe estetiği konusunu Uşak Belediyesi o müellif üzerinden üstlendi. Bir iyi yapı, bir elmas o alana çok dikkat çektiği gibi belki bu proje o alanda bütüncül bir enerji sağlayabilir. İlk uygulamaydı ve çok iyi bir yönetim sergilenmedi fakat şimdi kent daha iyi bir noktaya geldi ve proje ile birlikte o alanın daha kıymetli olacağını düşünüyorum,” dedi.

Kolokyum ile Uşak Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması süreci başlangıcındaki olumlu havayla sona erdi. Düzenlenen yarışmanın hem yerel yönetimi hem Mimarlar Odası’nı mutlu eden bir yarışma olduğu kendileri tarafından ifade edilirken katılımcılardan gelen sorular, alınan kararları bazı noktalardan sorgularken genel olarak hemfikir bir tavır sergilediler.

Etiketler

Bir yanıt yazın