Kaan Architecten, Brezilya’da doğa ve toplumu buluşturan Piratininga Lagünü’nün sürdürülebilirliğini destekleyen bir müze tasarladı.
Eco-Museum, Niterói’deki Piratininga Lagünü kıyısında, Rio de Janeiro’nun karşı kıyısında yer alan Orla Piratininga Parkı’nda konumlanıyor. Kaan Architecten, Niterói Belediyesi’nin desteğiyle UrbSP ve Embya gibi yerel mimarlık stüdyolarıyla iş birliği yaparak bölgenin yeniden geliştirilmesine katkıda bulundu.
Proje, 720.000 metrekarelik Piratininga Lagünü’nün korunmasına odaklanıyor ve doğal filtrasyon ile arıtma sağlamak amacıyla su kenarına yerel bitkiler dikilmesi gibi ekolojik restorasyon tekniklerini içeriyor.
Eco-Museum, yürüyüş yolları ve yaban hayatı gözlemevleriyle donatılmış parkın içinde projenin merkezi buluşma noktası olarak işlev görüyor.
“Biyologlar ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan özel bir ekibin uzmanlığı, kirliliği giderme çabalarının ve yeni park tesislerinin geliştirilmesinin başarısında kilit rol oynadı. Bu dönüşümün merkezinde ise sergi alanı olmanın ötesine geçerek güçlü bir sosyal kapsayıcılık aracı haline gelen Eco-Museum yer alıyor.”
KAAN Architecten’ den Mimar Renata Gilio
Mimarlık ofisi, topluluk duygusunu güçlendirmenin projenin temel hedeflerinden biri olduğunu belirtti.
“Eco-Museum, mahallenin yeni yaşam merkezi olarak hizmet veriyor. Yerel çocuklara çevre bilincinin önemini öğreterek ekolojik parkın uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlarken aynı zamanda topluluk için ortak bir yaşam alanı işlevi görüyor.”
KAAN Architecten
“Korunaklı bir forum” olarak tasarlanan yapı, iki katlı ve ağırlıklı olarak kare planlı bir kütleye sahip. Dış cephesi, bina sınırlarını aşarak genişleyen dikdörtgen bir çatıyla tanımlanıyor ve bir dizi sütun tarafından destekleniyor.
“Müzenin karakterini belirleyen çatı, konsol yapısıyla uzanarak doğal ışığı dengeler ve davetkar bir atmosfer oluşturuyor.
Geniş saçakları, iç ve dış mekanları kesintisiz şekilde birleştirerek açıklık hissini artırırken müzenin Atlantik Ormanı peyzajıyla bütünleşmesini güçlendiriyor.”
Kaan Architecten
İç mekanda, geniş bir merkezi merdiven yer alıyor ve zemin katta ile ikinci kat galerisi boyunca uzanan ince sergi alanları ve ofislerle çevreleniyor.
Yapıda ayrıca ziyaretçiler için bir restoran ve kano depolama alanı bulunuyor.
Genel olarak, kapılar ve pencereler tamamen açılarak çevredeki park ve lagüne doğrudan bağlantılar oluşturuyor. Güney Amerika’ya özgü dayanıklı bir sert ağaç olan cumaru, yapının büyük bölümünde kaplama malzemesi olarak kullanılmış.
Çevredeki peyzaj düzenlemeleri, su kenarında “filtreleme bahçeleri” oluşturulmasına odaklanılmış özellikle de doğudan lagüne akan bir yan kolun ağzında konumlandırılmış.
“Filtreleme bahçeleri, ziyaret edilebilen bir peyzaj alanı oluşturuyor ve genellikle ulaşılamayan bir ekosistem olan sulak alanları keşfetme fırsatı sunuyor.”
Kaan Architecten