Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, 6 Aralık Çarşamba günü Arkitera Mimarlık Merkezi'ne konuk oldu. Bahar Bayhan ve Ömer Yılmaz ile birlikte Selami Öztürk'e Kadıköy'ün gündeminde yer eden projeler hakkındaki görüşlerini sorduk.
Bu projeler kapsamındaki Göztepe Camisi, Taş Yapı’nın Four Winds Projesi, Bağdat Caddesi’ndeki Kentsel Dönüşüm ve yeni yapılan bisiklet yolları hakkındaki görüşlerini Selami Öztürk şu şekilde açıkladı:
20 yıldır belediye başkanıyım. Hiçbir yurttaş veya müftü “bizim camiye ihtiyacımız var,” demedi. Kim diyor? Siyaset.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2005 planının yürürlükte olduğuna dair bir karar aldı. Bize göre bu karar yanlış. Çünkü 2005 yılında yapılan plandan sonra 2011 yılında yapılan planla bu alanı yeşil alan olarak aldılar. Siz bir plan üzerine yeni plan yapıp ve o planda meclisten onaylanıp geçmişse, eski plan ölüyor. Dolayısıyla siz ölü bir planı yürürlükte diyemezsiniz. Ancak yeni bir plan yapmanız lazım. Büyükşehir yeni bir plan yapmadığı için bir usul hatası yaptı. Yani 2005 yılında yapılan planın burada geçerli olması mümkün değil. O nedenle ruhsat almaları ve yeni bir inşaat yapmaları mümkün değil. Ama bu, işin usulu tartışması. Ama öteki tarafta verilmiş bir karar var. İçime sindiremediğim Danıştay kararı. Buraya cami yapma kararı verdi. Biz de diyoruz ki 60 yıllık ağaçların bulunduğu yeşil alana değil de arka tarafta yeşil olmayan bir bölgeye yapın. Fakat büyükşehir belediyesi bizim bu kararımızı ortaya getirmedi. O nedenle kuşkuluyuz. Ama bir taraftan da Kadir Topbaş Başkan açıklama yapıyor: “Caminin yerini tartışacağız, görüşeceğiz,” diye. Sayın Başbakan ne zaman olur derse onu bekliyorlar, biz de onları bekliyoruz. Çünkü bu plan meclisten geçti ama imzalanıp yürürlüğe girmedi. Girdiği anda hukuki mücadelemiz başlayacak. Sonuçta şu var, bütün planlar geçse dahi camiyi yeşil alana yaparlarsa, sonraki yapacağımız şey tüm Kadıköylüler beraber orada dozerlerin önünde yatmak olur!
Partimden, sivil toplumdan bizim önerimize de karşı çıkanlar var. Ben de kent yöneticisiyim. Bir yeri kurtarmak ve çözüm bulmak zorundayım. Dolayısıyla bağcıyı dövmeyelim. Ama bağcıyı dövmek istiyorlarsa, Kadıköy’de bağcı olmak kolay değil.
Oraya bir tek dava açan Kadıköy Belediyesi. Proje tam anlamıyla facia. Buraya verilen emsal 6. Arsa hazinesiydi ve yeşil alandı. Daha plan yok, Hazine diyor ki “Ben bu alanı ihaleye çıkardım. Herkes proje yapsın, getirsin.” Taş Yapı da çıkıp, diyorki “Ben buraya 4 tane 48 katlı bina öneriyorum.” Bunun aynısını ihale ediyor, şimdi git buna göre plan çıkart. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu yapan Maliye ve yasaya tamamen aykırı. Bunu Kadıköy Belediye Başkanı yapsa, 7 yıl önce görevden alınmıştı. İdare Mahkemesi bir yürütme durdurma kararı verdi, temelde durdurduk. 60 gün sonra kendi lehlerine ikinci bilirkişi raporu alındı. İkinci rapora göre karar alınarak, devam ediyor.
Sonuç olarak tüm bu olanlar karşısında ilçe belediyelerinin yurttaştan farkı yok. Yapabileceğimiz bir şey yok, bir tek dava açabiliyoruz. Ama şimdi İdare Mahkemesi, Danıştay da kalmadı. Sizi anlayacak bir yer yok açıkçası.
Dönüşüm haberleri tamamen bir spekülasyon. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yetki almış bir firma, kendi adını tanıtmak adına Bağdat Caddesi’ni kullandı. Sanki Bağdat Caddesi’ndeki binalar çürük, diğer yerler daha iyimiş gibi… Öyle bir şey yok. Firma kendine göre doğru bir yöntem takip edip, gazeteye yazmış. Bağdat Caddesi’ndeki binaların %80’i eski ise Suadiye’nin de %80’i eski. Ama risk, yıkılacak demek değildir.
Oraya kat verilmesine karşıyım. Bir tek ihtiyaçtan ötürü 15,5 metre yükseklik sınırı 17,5 metreye çıktı. Ama kat artışı olamaz. Bağdat Caddesi ekonomik olarak kendi kendini yenileyebilir.
Bisiklet yollarını biz değil, büyükşehir yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde yolun en soluna fiziken ayrılmadan gidiş – geliş bisiklet yolu yapılması görülmemiştir. Çok tehlikeli. Bisiklet yolu doğru ama yapımı yanlış.
Tasarım Atölyesi kurmamızın temel nedeni, tasarım konusunda zayıf olmamız. Kentin belli bölgelerini tasarlayamıyoruz. Yapsak bile lokal oluyor, çevresi ile tasarlamak, tartışmak lazım. Çalışmak istiyorsanız buyrun gelin, hep beraber düzeltelim. Kent hepimizin, katkılara her zaman açığız.