Kadim Uygarlıkların Doğa ve Gelecek ile Buluşma Noktası: Sanxingdui’nin Gözleri

MAD Architects'in, Sanxingdui Antik Shu Kültürel Miras Müzesi için tasarladığı yeni yapı “Sanxingdui'nin Gözleri” ismini taşıyor.

Proje alanı, Sichuan Eyaleti, Guanghan Şehri’nin batı bölgesinde yer alıyor. Dünya kültür miras alanı olarak tanınmak için UNESCO’ya başvurulan şehir yaklaşık 4500-2800 yıl öncesine ait antik şehir ve devletlerin arkeolojik kalıntılarını ve Çin’in antik Shu kültürünü barındırıyor.

Sanxingdui’de ortaya çıkan eserler, Çin nüfusunun Shu’ya göç etmesiyle ortaya çıkan geçmişin kültürel izleriyle iç içe geçmiş antik Shu’nun gizemli yerel kültürünün ipuçlarını bizlere sunuyor. Şu anda, bölgeden çıkarılan ve çoğunlukla bronz, yeşim, altın, taş, çanak çömlek, fildişi ve deniz kabuklarından oluşan eserler Sanxingdui Müzesi’nde sergileniyor.

Antik peyzajın yoğun yeşilliklerinin ve berrak sularının üzerine bir dizi dağınık ahşap yapı bütünü olarak görünen Sanxingdui Müze Parkı, alanın ana koruma bölgesinin kuzeydoğu köşesinde yer alıyor ve toplam 90.000 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Projenin tasarımı, kentsel planlama, yeni bir müze, ziyaretçi kabul merkezini ve genel bir peyzaj stratejisini içeriyor. Tamamlandığında, bu tematik müze, Sanxingdui bölgesinden kazılan kültürel kalıntıların toplanması, sergilenmesi, korunması ve araştırılması gibi faaliyetlere ev sahipliği yapacak.

MAD Architects, projesinde Sanxingdui bölgesinin, abartılı, tuhaf ve süslü bronz göz maskelerine ve figürlerine ev sahipliği yapan geçmişinden ilham alıyor. Buna uygun tasarlanan altı yapı, akşam karanlığında hem spiritüel hem de form olarak meşaleyi andıran gözler olarak karşımıza çıkıyor.

MAD Architects’in tasarımı, doğu-batı yönünde dağılmış altı ahşap bina kümesinden oluşuyor. 5.830 metrekarelik bir alanı kapsayan bir Ziyaretçi Merkezi, projenin ilk yapısı. Batıya doğru uzanan, çeşitli ölçeklerdeki beş hacim yeni müze yapısını oluşturuyor. Toplamda, yeni müze yaklaşık 30.000 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Ziyaretçi merkezinin ana girişinde başlayan müzedeki yolculuk, ziyaretçileri izleme salonuna davet ediyor. Daha sonra birinci kat giriş holüne çıkan yeraltı koridoru karşımıza çıkıyor. Sergi salonları birbirlerine güneye bakan bir cam koridor ile bağlanıyor, böylelikle ziyaretçiler yapı içinde ilerledikçe sürekli değişen manzaranın da keyfini sürebiliyor.

Kuzeye bakan sergi salonu ve diğer programlı hacimler, yeşil bir çatı altında birbirine bağlanıyor. Ziyaretçiler, Duck Nehri’nin kuzey tarafından ikinci kattaki yeşil çatıya doğru yavaşça yürüyebilecek ve eşsiz park ile nehrin 360 derecelik manzarasının keyfini çıkaracak.

MAD Architects müze yapıları ve manzara arasında bir atmosfer birliği yaratmayı amaçlıyor. Bu nedenle proje, tek bir büyük yapı olarak değil, çevredeki manzara ile etkileşime giren bir yapılar bütünü olarak tasarlandı. Proje, alandaki doğal ağaçlara ve su elemanlarına mümkün olduğunca saygı duyuyor ve koruyor, bu doğal özellikleri müzeyle uyumlu bir peyzaj tasarımı ile birleştiriyor.

Ahşap cepheler parkın doğal manzarasına eşlik ediyor. Ahşap strüktürün geniş açıklıkları, bina içinde açık, geniş ve kolonsuz iç mekanlara izin vererek potansiyel sergi düzenleri için maksimum esneklik kazandırıyor. Bu arada, çatıda bulunan tavan penceresi de müzenin doğal aydınlanmasını sağlıyor.

Proje program olarak, kültürel kalıntıların koruma ve restorasyon sergi merkezi, çalışma salonu ve dijital deneyim salonu gibi farklı fonksiyonları da barındırıyor. Böylelikle ziyaretçiler tasarlanan bu sergi projesinde, atmosfer ve doğanın kesişiminin yanı sıra Sanxingdui medeniyetinin günümüz çağdaş medeniyeti ve insan ruhu üzerindeki etkisini de deneyimleyebilecekler.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın