Tarihî Emek Sineması'nın kaderi tartışılırken Mimar Korhan Gümüş durumu özetledi: "Kamu kararı müteahhide devredildi."
Beyoğlu’ndaki tarihî Emek Sineması’nın yıkılıp yıkılmayacağına ilişkin tartışmalar ve protestolar sürüyor. Projeyle ilgili Kültür Bakanı Ömer Çelik, “Emek Sineması yıkılmıyor. Aynı şekilde korunarak, dünyada pek çok örneği olan bir sistem uygulanıyor. Bir kaç kat yukarıya taşınıyor” dedi. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Emek Sineması’nın yıkılacağında ısrarlı. Mimar Korhan Gümüş ise Taraf ‘a yaptığı açıklamada, kamusal alanın müteahhide değil, kamu kararının müteahhide devredildiğini söyleyerek uygulamanın AB mevzuatlarına göre suç teşkil ettiğini ifade etti.
Mimar Korhan Gümüş şunları söyledi: “Emek Sineması’nın ticari bir merkeze dönüşmesi, Taksim Meydanı’na kışla yapılması, Tarlabaşı bölgesinde ya da kentin başka yerlerde yüksek gelir grupları için yapılan kentsel dönüşüm projelerini kamuoyu başlayınca duyuyor. Bizim gibi sıradan insanların uygulama dışında başka bir şekilde bilgi sahibi olmaları mümkün değil. SGK yıllar önce Emek Sineması’nı bir müteahhide devretmiş. Biz de müteahhit işini yapmaya başlayınca fark ediyoruz.”
Emek Sineması’yla ilgili uygulamaların AB açısından suç teşkil ettiğini ifade eden Korhan Gümüş şöyle devam etti: “Müteahhit ne yapar? İnşaat yapar. Böyle bir karar bakanları, yöneticileri istifa ettirecek bir skandal teşkil eder. Dikkatinizi çekerim: Kamusal alanın müteahhide değil, kamu kararının müteahhide devredilmesi söz konusu. Bu uygulama üyesi olmak istediğimiz AB mevzuatına göre suç teşkil eder ve yolsuzlukla eş anlamlıdır. Bugün Sütlüce Kültür Merkezi, İstanbul Kongre Merkezi, aklınıza kültürle ilgili ne geliyorsa, bunların hepsi müteahhitlere devredilmiş durumda. Oysa kamu projelerinin görülebilir, algılanabilir sonuçlar olarak ortaya çıkmadan, inşa edilmeden önce tartışılması gerekir. Yalnızca fiziki olarak onlarca yıl öncesinden süren hazırlıkları ile değil, oluşumunda katılım gerekir.”
Gümüş sözlerini şöyle tamamladı: “Emek Sineması’nda kamu iflas etmiştir. Sorun kamu kararının kamusal nitelikte olmamasında yatıyor. Proje duyulduğunda, yani kamuoyu bilgi sahibi olduğunda, genellikle itiraz etmek için geç kalınmış oluyor. Kararlar alınmış, yasal süreçler tamamlanmış, ihaleler yapılmış oluyor. Oysa kamusal alanlarla ilgili sorun bu projeler ortaya çıkmadan da var.”
32. İstanbul Film Festivali’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelen yönetmen Costa Gavras önceki gün Emek Sineması yürüyüşüne katıldı. Gavras dün yürüyüşle ilgili bir açıklama yaparak şöyle dedi: “Barışçıl bir toplantı sonrasında çıkan ve tam olarak neyin tetiklediği bilinmeyen şiddet olayları bize bu toplantının asıl sebebini unutturmamalı. Önemli bir sinema, bir kültür merkezi, tahrip edilmemeli. Bu sanki geçmiş belleğimizden bir parçayı silmek ve gelecek için önemli bir mekânı ortadan kaldırmak gibi. Başbakan’a, İstanbul’un kültürel bütünlüğünün garantörüne seslenmek istiyorum. Ondan bu salonu kurtarmasını ve ticaretin kültürden üstün gelmemesi için harekete geçmesini rica ediyorum.”