Studio Roosegaarde, kamusal alanlarda virüse karşı yüksek koruma sağlayan “Urban Sun”ı geliştirdi.
Daan Roosegaarde ve ekibi, virüslerle savaşmak için ışığın gücünün nasıl kullanılabileceğini keşfe çıkıyor. Açık alanları sterilize etmek için ultraviyole radyasyon kullanan bir ışık üreten Studio Roosegaarde, bu keşfin Covid-19’a yakalanma riskini azaltabileceğini ve böylece küresel salgından bu yana ilk kez halka açık toplantıların mümkün olabileceğini iddia ediyor.
Urban Sun, virüsleri öldürdüğü düşünülen, düşük dalga boylu bir ultraviyole ışık türü olan UVC’yi kullanıyor. Columbia Üniversitesi ve Hiroshima Üniversitesi tarafından 2018’de yayınlanan araştırmaya göre 254 nm UV ışık insanlar için zarar etkilere sahipken 222 nm dalga boyuna sahip uzak UVC ışık güvenli bir ortam yaratıyor.
Uzak-UVC teknolojisi halihazırda iç mekanlarda kullanılmak üzere geliştirilmekte. Örneğin Boeing, daha güvenli bir hava yolculuğu sağlamak için teknolojiyi tüm uçaklarına entegre etmeyi hedefliyor. Ancak Roosegaarde, açık havada çalıştırabilen ilk kişi olacak.
Urban Sun, yükseklik, hava ve konuma bağlı olarak altındaki hava konisini iki dakika kadar kısa bir sürede sterilize ediyor ve yerleri yüzde 99,9’a kadar virüssüz hale getiriyor.
Bununla birlikte, Nature bilim dergisindeki Kasım 2020 Raporu, uzak UVC ışığının havadaki koronavirüs parçacıklarının yüzde 99,9’unu yok etmesinin 11,5 dakikaya kadar sürebileceğini öne sürüyor.
Bir kablo sistemi üzerine monte olarak çalışan Urban Sun, büyük bir alan üzerine fayda sağlıyor.
Dış mekanlarda enfekte olmak mümkün olmakla beraber hava akımları ve olası güneş ışığı etkisiyle bu oran önemli ölçüde azalıyor. Enfeksiyonların büyük çoğunluğunun iç mekânda gerçekleştiği düşünülürse Urban Sun’ın etkisi büyük önem kazanıyor.
Aşıya ve maskelere olan ihtiyacın hala devam ettiğine vurgu yapan Studio Roosegaarde, Urban Sun ile tren istasyonları, okullar ve meydanlar gibi mekanları daha güvenli hale getirmeyi hedefliyor. Projeyi şehirlerde kullanılmak üzere büyüterek olimpiyat oyunları ve Burning Man Festivali gibi büyük ölçekli etkinlikler ile Milano’daki Salone de Mobile ve Venedik Mimarlık Bienali gibi tasarım fuarlarında güvenli buluşma alanları oluşturmayı umuyor.