İstanbul'daki konferans turundan sonra David Harvey'in son durağı ODTÜ oldu.
Yapıtları geç de olsa dilimize çevrilen ünlü Marksist düşünür David Harvey, İstanbul’dan sonra Ankara’ya da geldi. ODTÜ’de yaptığı konuşmada, kapitalist sistemin krizleri ile buna koşut yaşanan hızlı kentleşme ilişkisini anlattı.
Yorumlarını Marx’ın “Das Kapital”inin II. cildindeki çözümlemelerine dayandıran Harvey, kapitalist sistemin, hemen her dönemde, ürettiklerini satamama ya da tüketim yetersizliği sorunuyla karşı karşıya kaldığını ve bu sorunu aşmak amacıyla tarih boyunca ve özellikle de küreselleşme döneminde yani günümüzde hızlı kentleşmeyi kullandığını vurguladı.
Kapitalist üretim sürecinde, sermayenin katkısı, işgücü ödemeleri ve ürün fazlası üçlüsünün oluşturduğu toplam üretim değerinin toplam tüketim ile eşitlenmesi gerekir ki üretim-tüketim dengesi sağlansın ve sistem krize sürüklenmesin.
İşgücü, ürettiği değerin tamamını ücret olarak alamadığı, yani, sömürüldüğü için, üretilenin tümünü satın alma gücüne sahip değildir. Burada kredi sistemi imdada yetişir. Bankalar verdikleri kredilerle, işçi kesiminin, aldığı ücretin çok üzerinde bir tüketim düzeyi yakalamasını sağlar.
Kapitalist de varlığını sürdürmek için, işçiyi sömürerek elde ettiği fazla sermayeyi yeniden kâra dönüştürmek zorundadır. Hemen her dönemde, kentleşme, konut, işyeri ve başta ulaştırma, iletişim olmak üzere altyapı yatırımı, geçici bir süre için de olsa, kapitalist sistemi batmaktan kurtarıcı bir etki yapar. Hızlı kentleşme, üretilenin tüketilmesini sağlayarak, kapitalist sistemin krize sürüklenmemesini, sürüklenmişse de buradan çıkışını sağlar.
Çözümlemelerini geçmişte Paris’ten şimdilerde Çin’e uzanan bir coğrafyada yayan ve oradan İstanbul’a getiren Harvey, hızlı kentleşmenin kapitalizmin sonunu getirecek tohumları da içinde taşıdığının altını çiziyor.
Hızla büyüyen kentlerde kapitalizmin sonunu getirecek olan, kentleşme sürecinin yarattığı ortamdan zarar gören, durumları sarsılan, yaşam tarzları bozulan, büyüyen kent ortamı nedeniyle ezilen ve yalnızlaşan toplum kesimleridir.
Harvey’e göre bu kesimin hızlı kentleşmenin yarattığı olumsuzluk ve yıkımlardan kurtulma amacıyla bir araya gelmesi ve daha eşitlikçi, daha dayanışmacı ve daha toplumsallaşmış bir yaşam için uğraş vermeleri olanaklıdır. Kapitalizmin sonunu getirecek olan da çok büyük kitlelerin katılımıyla bu yaşanabilir kent istemi ve bunun eyleme dönüşmesidir.
Ek olarak, Harvey, konut üretiminin şöyle ya da böyle sonuna gelineceğini, ABD 2008-2009 krizi örneğinde olduğu gibi üretilenin tamamının tüketilemeyeceğini ve bunun da kapitalizmin sonunu hazırlayan bir etken olacağını öngörüyor.
Konuşmacının kentleşmenin yarattığı memnun olmayanlara dayalı kapitalizmi yıkacak toplumsal sınıf çözümlemesini satın alıp almamak bileceğiniz bir konu. Daha özelde, ülkemizde, gecekondudan apartmana yeni yükselen toplum kesimlerden, hele de yakın bir gelecekte, böyle bir gayri memnunlar hareketi çıkar mı sorusu da ayrı.
Ancak, Ankara’nın aşırı sıcak bir gününde tamamına yakını gençlerden oluşan yaklaşık bin kişinin büyük bir ilgiyle izlediği konuşmanın her tümcesi, daha özgürlükçü, eşitlikçi, çağdaş ve aydınlık bir geleceği kurmanın ışıklı umutlarıyla yüklüydü.